Tiyatro Yan Etki, Beyoğlu’nda Halep Pasaji’nda yer alan yeni mekânı Maya Cüneyt Türel Sahnesi’nde sezona “Medet” adlı oyunla merhaba dedi. Daha önce Asmalı Sahne’de yer alan ekip artık daha büyük ve merkezi lokasyonu ile daha cazip olan, içerisinde cafesi, oturma alanı bulunan yeni salonlarında oyunlarını sahneleyecek…
Medet sözlük anlamı olarak -yardım,yardım et, imdat-anlamlarını taşıyor. Oyunun yazarı Deniz Madanoğlu genç bir yazar. İlk oyunu daha önce İkinci Kat tarafından sahnelenen, benim de izlediğim bir kara mizah örneği olan “Poz” du… Kısaca hikâyesini hatırlamak istersek, ölen bir adamın hayatındaki kadınların birbirleriyle ilişkisi üzerine kurulu olan oyunda, belgesel çekimi için gelen gazeteci, ölen adamın karısı, asistanı ve ölümden kurtardığı manevi kızı bir araya geliyor ve gazetecinin sorularıyla gerçekler bir bir ortaya çıkıyordu…
Yan Etki’nin yeni oyunu “Medet” kurgusu ve konusu nedeni ile izleyiciye ve emek verenlere haksızlık etmemek adına hikâyesi çok paylaşılmaması gereken bir metin… Kısaca söz edersek, sahnede mesleği ve vicdanı arasında sıkışıp kalan Durukan’ın ve inandığı herşeyin aksine yaşadığı korkunç bir durumun, bir an önce sona ermesini dileyen Çiçek’in 1999 yılına geri dönüşlerle izlediğimiz gerçekçi, bir o kadar da içimizi yakan hikâyesini izliyoruz.
Yazar, bu oyunla toplumsal gerçekliğimizde olduğu gibi ülkemizde kadınları, “ailenin namusu” olarak tanımlanmakta ve erkekler tarafından aşiretin, ailenin, babanın “şerefi” için denetlenmesi zorunlu ve bu denetim ilişkisini cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kategorilerinin içeriğinde bizlere yansıtmakta… Cinsiyet ve kimlik üzerinden şiddetin kaynağı olarak da yaşanılan toplumsal sarsıntıların ve düğümlerin nasıl sosyolojik depremlere neden olduğunu bizlere bir ayna tutarak göstermekte…
Oyunun yönetmen koltuğunda Serkan Üstüner yer alıyor. Sinematografik bir anlatım biçimi içinde oyuncunun duygu devinimini çok iyi yöneterek bir anlamda duygusal karmaşının izleyiciye geçmesini sağlamış. Işık tasarımı Ulaş Yatkın’a ait, benim izlediğim oyunda bir sıkıntı oldu mu bilemiyorum ama oyunun ilk yirmi dakikasında Melike Güner’in yüzü karanlıkta kalmıştı, teknik olarak dekorun yerleşmesi sonrası spotun arızalanması sebebi ile olduğunu düşündüm.
Özgün Müzik Mert Carim tarafından yapılmış, oyunun tırmanan çatışma örgüsüne gerilim katan müzik kurgusu son derece başarılı. Dekor tasarımı gerçekliği içinde son derece güzel, küçük bir not: Muayenehanede bulunan ultrason cihazının kablosunun oyun öncesi dolanma tehlikesine karşın kontrol edilmesinde yarar var.
Teknik anlamda yaşanabilme ihtimali daima olan sıkıntıları bir tarafa bıraktığımızda son derece iyi kurgulanmış bir reji bütünlüğü içinde, Melike Güner, Sinem Reyhan Kıroğlu ve Faruk Barman’ın sahnede rolü ne kadar içselleştirdiği tüm geçişlerde ustalıkla rolün duygusal ve bütünsel birlikteliğini koruyarak içsel imgelerini başarılı kurgunun bütününe yansıttıkları şüphesiz apaçık ortada …
“Medet” bu sezonun çok konuşulacak önemli oyunlarından. Oyun broşüründe – Hayat inandığımız tüm doğrulardan büyüktür.- yazıyor. İnandığımız değerler, hiç beklemediğimiz durumlar karşısında bizleri, vicdanımız, yaşadıklarımız ve ilkelerimiz arasında bir seçim yapmaya zorlayabilir.
