“Bir Broadway Efsanesi ; West Side Story ( Batı Yakası’nın Hikayesi )”

Tolga Polat
2,3K Okunma

Tolga Polat
tolga.tpolat@gmail.com

Arthur Laurents‘in kitabından uyarlanan ve klasik müzik dünyasında efsane bir isim olan Leonard Bernstein ‘in besteleri, Stephen Sondheım’in sözleri ve fikir babası Jerome Robbins ile can bulan “West Side Story”, Joey Mıckneey yönetmenliğinde Zorlu Performans Sanatları’nın dördüncü sezonunda, Murat Abbas ve harika ekibinin kusursuz organizasyonu ile İstanbul’da sahneleniyor…

Manhattan’da iki farklı sokak çetesinin, etnik ayrılıklar nedeniyle çekişmelerini, mambo, caz ve rock’n roll’dan oluşan birbirinden farklı müzik türleri ile anlatan eserin Orkestra Şefi ise Donald Chan… Sinema uyarlaması öncesi ilk müzikal gösterimini New York Winter Garden Theatre 1957’de yapmış olan “West Side Story”, seyircinin ilgisi ve eleştirmenlerin beğenileri doğrultusunda burada aralıksız 734 kez gösterim gerçekleştirmiştir… Aralık 1958’de perde bu kez Londra turnesinde 1039 kez açılmıştır… Seyircinin yoğun ilgisini farkına varan sinema yapımcıları ise Robert Wise ve müzikalin yaratıcısı Jerome Robbins’in yönetmenliğinde müzikali 1961’de sinemaya uyarlamışlardır… On Oscar kazanan film, en çok ödül alan filmlerin arasında yerini alarak, Hollywood tarihine geçmiştir… Film için yapılan cast çalışmasında ise Tony rolü için ilk Elvis Presley‘e teklif götürülmüş olmasına karşın menajeri karşı çıkarak, Presley’in “çete üyesi” rolünde olmasının doğru olmayacağını düşündüğünden rolü kabul etmemiş ve sinema uyarlamasında rol Richard Beymer’a verilmiştir.

2009’da yeniden sahneye konan “West Side Story”, bir milyondan fazla bilet satarak uluslararası bir rekora da imza atmıştır… Altmış yıllık bir tarihe sahip olan müzikal, esasında dörtyüz yıldan bu yana başarısından bir şey yitirmeden günümüze gelen Shakespeare’in “Romeo ve Juliet” adlı eserinin çağdaş bir uyarlaması… Shakespeare’in romantik tragedyasının doğuda batıda, kuzeyde güneyde bir çok ülkenin halk öyküleri içinde yer aldığı, elbette bilinen bir gerçek… Batı Yakasının Hikayesi’nin temelinde Romeo ve Juliet’ten farklı olarak daha aşırı bir önyargıya bağlı “ayrımcılık” da vardır… Her iki çetenin gençleri sadece öyle olması gerektiğini düşündükleri için birbirlerinden nefret ederler… Oysa Amerika’nın her iki grubun gençlerine de pek iyiliği yoktur… Porto Rikolular göçmen oldukları için zaten “dışarıda”dırlar… Ama Amerikalı gençler de kapitalist sistemin baskılarıyla kendi mahallelerinde kafeslenmiş, ailelerinden bile destek göremeyen aylak “ötekiler” dir… Montague’ler ve Capulet’lerin yerini, Jetler ve Shark’ların aldığıWest Side Story”, gerçek aşk’ın kavuşamadığımız sürece aşk olabileceğini renkli koreografisi, muhteşem sahne şovu ve unutulmayan müzikleriyle vurguluyor…


Ensemble tanımının hakkını sonuna kadar yerine getiren eser, beden, ses ve müzikalite disiplininin nasıl olması gerektiğini adeta ortaya koyuyor… Bu olağanüstü disiplini ile bana, geçtiğimiz yıllarda Londra’da Victoria Palace Tiyatrosu’nda izlediğim ve hayran olduğum “Billy Elliot” müzikalini hatırlatıyor… Ancak küçük bir farkla… Oyunculuk açısından Maria’da Jenna Burns ve özellikle Anita’da Keely Beırne‘yi ayrı tutarak çok iyi bulduğumu belirtirken, ekibin genelinin dans ve ses özelinde çok iyi olmasına karşın, duygu ve iç aksiyonun gerçekliği ve rolü bütüne yansıtma noktasında bazen eksik kaldıklarını düşünüyorum… Evet sesler çok iyi,  dans devinimleri muhteşem, ama gerçekliğin en önemli unsuru duygu ve sahicilik…?  Zaman zaman bu açıdan eksik bulmuş olsam da Amerikan müzikal tarihinin şüphesiz en çok konuşulan ve özellikle akılda kalan besteleri, görsel şöleni ve ödüllü koreografisi ile West Side Story” dansın, müziğin ve bitmek bilmeyen enerjinin görkemini başarıyla yansıtmaktan geri durmuyor…

Aşk’ın engelleri arttıkça adeta değerlenir, kutsallığı da artar elbette… Edebiyat tarihine baktığımızda kavuşamayan aşkların ne kadar dillere destan olduğunu da biliriz… Bu kapsamda Shakespeare’in “Romeo ve Juliet” eserinden beslenerek, dansın, rengin ve müziğin armonisi ile buluşan ve altmış yıldır kısa aralıklar vererek ayakta duran West Side Story” izlenmeyi fazlasıyla hak ediyor…

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku