Yitirdiklerimize Gerçekten Değiyor mu?

Ayçe Özyiğit

Hayatımızda her şeyi garanti altına almaya o kadar alışmışız ki birçok şeyi gözü kapalı geride bıraktığımızı fark etmiyor, hatta hissetmiyoruz bile. Elbette ki hepimizin değerleri farklı ama şu da bir gerçek ki o meşhur pişmanlık duygusu eninde sonunda hepimizi sarmalıyor.

“Sevgiler Alıyorum Eskici”, Ali Erdoğan’ın yazıp yönettiği ve “Kabare Dev Aynası” tarafından sahnelenen ilk duygusal/trajikomik oyun.

dsc01574

Oyunda bencilliğinden sebep, her evliliği son bulmuş, karşısına çıkan manevi tüm duyguları elinin tersiyle itmiş, sadece paraya, şan ve şöhrete tamah eden bir şarkıcı ile hayatı boyunca kimseden sevgi görmemiş, başkalarının sevgilerini kendisine anı olarak saklayıp biriktiren bir eskicinin bir saat süren sohbetine tanıklık ediyoruz. Bu sohbet esnasında onlar sır gibi sakladıkları gerçeklerini bizlere haykırırken, bizler de onlarla tanışıyoruz. Bu tanışma kendi hayatımızı içten içe sorgulamamız ve belki de yeni pencereler açmamız açısından bizlere oldukça yardımcı oluyor.

Kendi bencilliği uğruna sevgiyi hep es geçmiş bir şarkıcı karşımıza çıkıyor ilk olarak. Bu adamla öğreniyoruz ki hayatta peşinden koştuğumuz, büyük bir özveri ile uğrunda hayatımızı harcadığımız tüm o şatafat, lüks, şan, şöhret aslında bir hiçlikten ibaretmiş. Kişi yalnız kaldığında anlıyormuş hayatın gerçekliğini.

dsc01636

Hayatı boyunca hiç sevilmediği için sevgiyi taşıyamayacağından korkan bir eskici ile yüzleşiyoruz sonra. Eskici bize çocukluğunu anlatırken içimizde iyiye yönelik tüm duyguları alevlendiriyor. Bunu ajitasyona başvurmadan, herhangi bir duygu sömürüsü yapmadan başarıyor üstelik. İçten içe şunu soruyor oyun bize: Kaçımız eskiciyiz bu hayatta? Kaçımız yalnız kalmak uğruna da olsa birçok sevgi harcamış, sadece kendini düşünen o şarkıcı? Ya da kaç eskici var hayatımızda? Kimlere yüz çeviriyoruz, neleri görmezden geliyoruz? Ve asıl sözü tüm bunların üzerine söylüyor Ali Erdoğan:“Değiyor mu?” Gerçekten de değdiğini düşünüyor musunuz? Birilerini kırmaya, üzmeye, arkada bırakmaya, hayatı es geçmeye. Korkudan, bencilliğimizden, çıkarlarımızdan kaynaklı bazı şeyleri yarım bırakmaya veya hiç yaşamamış olmaya. Klişe ama yine de gerçek olan bir söz vardır. “Önemli olan, sadece içinde bulunduğumuz bu an” diye. O da geçip gittiğinde hiçbir şey aynı olmaz.

70 dakika süren tek perde oyunda Ali Erdoğan ve Cihan Bektaş rol alıyor. Oyunun müzikleri, Polat Karayel’e ait. Ali Erdoğan’ın “Sevgiler Alıyorum Eskici” oyunu için birkaç cümlesi var bizlere söylemek istediği: “İnsanın toplumla iletişim kurması için bir bağa ihtiyacı var. O bağ kurulmadığı zaman huzursuz, mutsuz, umutsuz, bencil olabiliyor. Giderek iletişim kuramadığı hayata karşı nefret duymaya başlıyor. Öfkeyle kırıp döküyor. Bunu yapamayan ise kabuğuna çekilip yalnızlaşıyor. Daha ileri aşamasında da ruh sağlığı bozuluyor. Toplum da  insandan oluştuğuna göre giderek toplumun da ruh sağlığı bozuluyor. Ben bu oyun aracılığıyla insanın toplumla kurduğu, onu başarıya ve mutluluğa götürecek bağın sevgi olduğunu söylüyorum.

dsc01599

Oyunun  sevgisiz ortamda büyümüş “Eskici”si, benim söylediklerimi şu sözlerle iletiyor seyircilere: “Sevgi bir tutkal, bir bakışla kalbimize yapışır. Sevgi bir tutkal, bir sözle ruhumuza yapışır. Sevgi bir tutkal, bir dokunuşla bütün bir benliğimize yapışır.”

Ali Erdoğan ve Cihan Bektaş’ın oyunculukları için ne denilebilir ki. Ali Erdoğan bizlere “Devekuşu Kabare”den armağan. Onu izlemek eskilere saygı duruşunda bulunmak gibi. Onu seyrederken yitirdiğimiz tüm duygular sarıp sarmalıyor bizi. “Yalan olsun ziyanı yok… Ah bir inansam” diyor ya şarkı. Bu iki oyuncu ile ikna oluyoruz, inanıyoruz onlara. Oyundan çıktıktan sonra, belki de daha çıkmadan karar veriyoruz her şeyi artık daha farklı yapacağımıza. Asıl önemli olan da bu değil mi zaten.

dsc01614

Şimdi durup düşünme zamanı. Bakalım, kaçımız geriye dönüp baktığımızda “ben elimden geleni yaptım ama olmadı” diyebilecek? Kaçımız geriye dönüp bakacak kadar cesur şu anda? Yarım bıraktıklarımızın tamamlanması için vakit çok geç olmadan bir sarsalım kendimizi. Diyelim ki olmadı istediğimiz gibi. Yine de, en azından çabaladım demek bile paha biçilemez değil mi?

“Sevgiler Alıyorum Eskici” aralık oyun programı
10 Aralık Cumartesi 20.00 – Kozyatağı Kültür Merkezi / Konferans Salonu
27 Aralık Salı : 20.30 / Caddebostan K.M – A Salonu
29 Aralık Perşembe 20.30 /Kadıköy Barış Manço K.M

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku