Tiyatro Pera, yeni iki oyunuyla sezonu karşıladı

editor

Tiyatro Pera, 4 Ekim’de “Barakalar ve Saraylar” oyununun ardından 18 Ekim’de “Ter” oyununun da prömiyerini yaparak sezona hızlı bir giriş yaptı. Sezon boyunca, iki yeni oyunun yanı sıra, repertuarının diğer oyunları da Tiyatro Pera’nın yeni mekanı Blackout Şişli Sahnesi’nde seyircisiyle buluşmaya devam edecek.

BARAKALAR VE SARAYLAR

“Barakalar ve Saraylar (Leonce İle Lena Üzerine Bir Çalışma)”, Georg Büchner’in 1834 yılında Fransız Devrimi’nden etkilenerek kaleme aldığı, “Hessenli Köy Postacısı” adlı, düzen eleştirisi içeren bir bildiriyle; 1835 yılında yazdığı “Leonce ile Lena” adlı oyunun iç içe geçmesinden oluşmuş özgün bir düzenlemedir. Oyunun ve bildirinin çevirisi, tasarım ve reji Yücel Erten’e aittir. Kostüm tasarımını Fatma Öztürk’ün, ışık tasarımını Zeynep Özden’in, müzik tasarımını Nesrin Kazankaya’nın, dekor uygulamasını Pınar Demir’in yaptığı oyunda görev alan oyuncular: Aydın Sigalı, Alican Yılmaz, Melih Düzenli, Selin Sevdar, Gökçe Burcu Zümrüt, Nurşin Durmaz, Doruk Akçiçek, Nazmi Karaman, Vakur Pehlivan, Ege Gritcu.

Oyun Hakkında:

Popo ülkesinin kralı, oğlu Leonce’yi komşu Pipi ülkesinin prensesi Lena ile siyaset gereği evlendirmek ister. Kral mutlak güç ve yetkisini evlilikle birlikte oğluna bırakacaktır. Varoluşunu sorgulayıp canı sıkılan, yaşam amacını bulamadığı için Nihilizm kıyılarına vuran Leonce, çareyi yardımcısı ve akıl hocası Valerio ile kaçmakta bulur. Leonce ile evlendirilmek istenen prenses Lena da zorla evlendirileceği için mutsuzdur ve o da çareyi dadısıyla kaçmakta bulur. Leonce ve Lena rastlantı sonucu karşılaşırlar ve kim olduklarını bilmeksizin birbirlerine aşık olurlar. Düzenin istediği evlilik bir yazgı gibi gerçeğe dönüşür. Öte yandan ülkenin her yerinde bir bildiri elden ele dolaşmaktadır. Kralların ağır vergi yüküyle halkı nasıl açlık ve yoksulluğa mahkum ettiğini; soyluların refah içinde yaşayabilmeleri için köylülerin nasıl sömürüldüğünü anlatan, haksız vergileri ve devlet israfını somut sayılarla açıklayan bildiri, sosyal devrim özlemini dile getirir. Bu yazılar, yoksul insanlardan saray erkanına hatta krala dek ulaşmakta ve herkesi bir biçimde kuşatıp etkisi altına almaktadır. Devletin önlemi açık ve kesindir: Bildiri her kimin üzerinde bulunursa idam edilecektir. Mutlu evlilikle sonlanan oyun, mutlak monarşinin gölgesinde herkes için bir mutlu son olabilecek midir?

Oyun, siyasal vurgularını komedi ve masalımsı bir atmosfer içinde aktarmakla birlikte, modern traji-komik oyunların yapısal özelliğini taşımaktadır. Yücel Erten’in sahnelemesi, absürd sınırlarda dolaşan bir komedi yaklaşımıyla, izleyiciyi canlı müzik eşliğinde bir yol hikayesinin yolcularından biri yapıyor.

TER

Amerikalı yazar Lynn Nottage’ın Pulitzer ödüllü oyunu “TER”i Zeynep Özden çevirip yönetti. Dekor, video tasarımını Can Apa’nın, kostümünü Oxana Cozlova’nın, ışığını Muhammet Saki’nin yaptığı oyunda görev alan oyuncular: Nesrin Kazankaya, Başak Meşe, Alican Yılmaz, Doruk Akçiçek, Bahar Karaoğlu, Ömer İvedi, Nazmi Karaman, Alican Öztürk. 

Oyun Hakkında:

Oyunda olaylar zaman zıplamalarıyla 2000 – 2008 yıllarında gelişir. 2000’li yıllarda ABD’de yaşanan büyük ekonomik kriz gerçeğinden yola çıkan yazar, Reading kentine gidip halkla yaptığı röportajlarla Ter oyununun temelini oluşturmuştur. Gerçek olaylardan yola çıkarak yazılmış olan oyun, kapitalist sistemin sömürgen vahşi tutumunu, işçi sınıfı dünyasından aktarır.


“Ter”, 2000’li yıllarda, ABD’nin en yoksul kentlerinden biri olan Reading’te, çelik fabrikasında çalışan, zenci ve beyaz Amerikalı bir grup işçinin yaşamını konu alır. İş çıkışı toplandıkları, dertleştikleri, birbirlerini sevip kıskandıkları, dans ettikleri, bol içkili, cinsel göndermeli sohbetlerle eğlendikleri bar, oyunun asal mekanıdır. Barmen de aynı fabrikadan sakatlanarak ayrılmış eski bir işçidir. Barda Kolombiyalı genç bir göçmen çalışmaktadır ve o da fabrikada çalışmayı hayal etmektedir. Dedeleri bile aynı yerde çalışmış, doğdukları kentten neredeyse hiç çıkmamış bu insanlar, fabrikanın küçülme kararıyla bir anda işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. O güne dek, miras gibi devraldıkları fabrika işçiliği dışında hiç bir şey yapmamış, çocuklarıyla aynı yerde çalışan bu yakın arkadaş grubunu, işlerini kaybetmeleri durumunda, yoksulluk ve açlık bekleyecektir. Umutları ve beklentileri küçük olan işçilerin bar ve fabrika arasına sıkışmış dünyası artık yerini dayanışma,  ihanet, uyuşturucu, göçmen karşıtlığı, ırkçılık, şiddet gibi sınavlarla yüzleşmeye bırakacaktır.

Bol ödüllü zenci kadın yazar Nottage’ın gözünden, Amerikan işçi sınıfına keskin ve duyarlı bir bakış.
Türkiye’de ilk kez Tiyatro Pera’da sahnelenen oyun, video görselliği eşliğinde izlenecek ve değişik bir sahne düzenlemesi içinde izleyenler de oyunun bir parçası olacak.

TİYATRO PERA KASIM AYI PROGRAMI

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku