Bodrum Tiyatro Festivali, Halikarnas Balıkçısı’nın Sözleriyle Seyircisine “Merhaba” Dedi…

Gulhan Avşar Demirkanlı

Bu yıl birincisi düzenlenen Uluslararası Bodrum Tiyatro Festivali, 3 Kasım Cuma akşamı, İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın “Deli Dumrul” oyunuyla seyircisine “Merhaba” dedi. 16 Kasım’a kadar devam edecek Festival’de eserler seyircisiyle farklı mekânlarda buluşmaya devam ediyor.

Tiyatro oyunları, çağdaş dans, müzik gibi farklı sanat disiplinlerinin buluştuğu, ortak işlerin yapıldığı bir festival programı ile yola çıkan Uluslararası Bodrum Tiyatro Festivali, önümüzdeki yıllarda adından çokça söz ettirecek gibi. 

“Başka Bir Bodrum Mümkün” mottosuyla yola koyulan festivalin sanat yönetmenliğini, yılların tecrübesiyle, ülke tiyatrosuna katkıları saymakla bitmeyen Övül ve Mustafa Avkıran yapıyor. Mine Söğüt’ün “Bodrum’un her şeyi var; bir tiyatro festivali yok” sözünün peşine takılıp, dolu dolu bir programı oluşturmuşlar.

Ne yazık ki festivale günler kala, İnspera Sahnesi’nde oluşan teknik bir problemden dolayı, orada yapılması planlanan etkinlikler gerçekleşemedi. Onları programdan çıkarmaya gönülleri razı gelmeyen Avkıran’lar, programı kış aylarına yaymayı daha doğru bulmuşlar ki bundan daha doğru çözüm üretilemezdi bence de… Bu sayede festival Bodrum’lu sanatseverleri daha uzun süre ağırlayacak ve varlığını unutturmayacak. Bu sahnede yapılacak olan etkinliklerin tarihleri önümüzdeki günlerde açıklanacak.

Jehan Barbur, Özkan Demir

Bana sorarsanız, festivalin en sıra dışı etkinliği, Jehan Barbur’un ev sahipliğinde gerçekleşen ve festival boyunca her gün farklı tiyatro sanatçılarının Halikarnas Balıkçısı’nın “Mavi Sürgün”ünden bölümler okuyacağı okuma tiyatrosu. Bodrum’un sembol ismi olan Halikarnas Balıkçısı da ölümünün 50. yılında, aşık olduğu Bodrum’da kendisine yakışır şekilde anılıyor. Yüzer sahnenin bu şahane atmosferine Jehan Barbur’un muhteşem sesi ve şarkıları eşlik ediyor. Ezgiler gün batımında denize dökülüyor. 

Yıllar önce İstanbul Tiyatro Festivali’nde izlediğim, yönetmenliğini Övül ve Mustafa Avkıran’ın birlikte yaptığı “Ashura” oyununu Bodrum’da tekrar izlemek tarif edemeyeceğim kadar anlamlıydı benim için. Aldığı alkışa bakılırsa sadece benim için değil diğer seyirciler için de öyleydi. Zorunlu olarak göç ettirilen insanları, dolayısıyla göç ettirilen dilleri, dinleri ve bunların göç yollarını on üç dilde yirmi altı şarkıyla anlatan “Ashura” bütün bu kaybolan/kaybolmaya yüz tutan değerleri gözlerimizin önüne serdi.  

Mustafa Alabora, Deniz Çakır – Mavi Sürgün

Dolu dolu bir program ile seyircisine “Merhaba” diyen “Uluslararası Bodrum Tiyatro Festivali”nin önümüzdeki yıllarda etki alanını genişleteceğine, Festival’i daha da görünür kılmak için ellerinden gelenin yapılacağına, daha da önemlisi Bodrumluların festivallerine sahip çıkacağına güvenim tam. 

Festival komitesine naçizane iki önerimi yazmadan geçemeyeceğim. 

Birincisi; Festival’e davet edilen basın ile Festival’de yer alan sanatçıların ayrı otellerde konaklaması, bizler açısından kopukluğa yol açıyor. Aynı otellerde konaklıyor olsak daha kolay ve hızlı iletişim olanağı bulabiliriz. İkincisi ise, Festival’de gerçekleşen etkinliklerden sonra, sanatçılarla buluşmaya, bir araya gelmeye duyulan gereksinim. Mesela “Ashura” oyunundan sonra ne çok söylemek, paylaşmak, anlamak istediğimiz şeyler vardı. İçimizde kaldı. Bizden de “Merhaba” 

GÜLHAN AVŞAR DEMİRKANLI 

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku