Amed Şehir Tiyatrosu’ndan “Don Kixot”: Hayalin ve Gerçekliğin Çatışması

editor

Amed Şehir Tiyatrosu, Migudel de Cervantes’in yazdığı Don Kixot romanını yönetmenliğini Fehad Feqî’nin üstlendiği bir oyunla sahneliyor.

Yeni Yaşam gazetesinden Selman Çiçek’in Don Kixot’u canlandıran tiyatrocu Özcan Ateş ile yaptığı söyleşiyi okurlarımızla paylaşıyoruz:

Amed Şehir Tiyatrosu, Migudel de Cervantes’in yazdığı Don Kixot romanını yönetmenliğini Fehad Feqî’nin üstlendiği bir oyunla sahnelemeye devam ediyor. Dünyaca ünlü romanı Kürtçe dili ve müziğinin zengin motifleriyle buluşturan oyun, Sancho’nun macera dolu yolculuğunda sınıf ve değer arasındaki ayrıma dikkat çekiyor. Kötülüğe ve ahlaksızlığa karşı savaşan Don Kixot’un hayali karakteri karşısında gerçekçi duruşuyla zıt bir karakter oluşturan Sanco Panzo’nun maceralarına odaklanan oyun, klasik denemelerin de ötesine geçiyor. Sahnede dekor ve perde gibi argümanları kullanmayan ekip, oyun içerisindeki ses efektlerini insan emeği ve ürünü ile çıkararak tiyatro severlere tamamen doğal bir oyun sunuyor.

Alternatif oyun

Tiyatro severlerin büyük ilgisi ile karşılanan oyunda bizzat Don Kixot’u canlandıran tiyatrocu Özcan Ateş ile konuştuk. Don Kixot oyununu farklı bir tarzda ele aldıklarını belirten Ateş, buna benzer denemeleri zaman zaman yaptıklarını, grup olarak alternatif bir oyun sergilemeyi önemsediklerini söyledi. Oyunun orijinal adını kullandıklarını dile getiren Ateş, “Projenin Ferhat Feqî’nin projesidir. Feqî Almanya’da tiyatro ile uğraşan bir arkadaşımız. Daha önce de onunla birkaç çalışma yaptık. Don Kişot ismini kullanmadık çünkü; Orijinal eserde Don Kixot olarak geçtiği için orijinalini kullanmak istedik. Türkçe tiyatroda Don Kişot deniliyor ancak biz orijinal kullanımını tercih ettik”dedi.

Moliere, Cehov, Shakespeare gibi eserlerin yerine Cervantesin dünyaca ünlü romanı Don Kixot’un eserini seçme nedenlerine de değinen Ateş, “Dünyada en çok bilenen romanlardan biridir. Her yerde resim ve sözlerini bulabileceğiniz bir roman karakteridir. Don Kixot kötülüğe karşı savaşan bir karakterdir, bu yönü ilgimizi çekiyor. Derinliği ve yolculuğu anlamlı olan hayali bir karakterdir. Çıktığı yolculukta yense de yenilse de onu fikrinden caydırmaya kalksalar da Don Kixot’un her zaman hayalinin ve fikirlerinin peşinden gittiğini görüyoruz. Tabi Don Kixot’un yanındaki Sanco Panza önümüze sunulan aynı derinliğe sahip ayrı bir karakter. Don Kixot ne kadar hayali olsa da Sanco Panza ise bir o kadar gerçektir. İzleyicilerimiz, diğer oyunlarımızdan gördükleri beklenti ile geliyorlar salona ancak izlediklerinde farklı bir formla karşılaştıklarını söyleyebilirim” dedi.

Dekor yok doğallık var 

Sahnede perde, dekor gibi argümanları bilinçli şekilde kullanmadıklarını belirten Ateş, bu tercihin oyuna doğallık sağladığını söyledi. Oyunu bir köyde yaşayanların oynadığı bir oyun olarak hayal ettiklerini belirten Ateş, “Oyun yönetmeninin ilk isteğinin de bu yönde olduğunu belirterek şunları söyledi:  Dekor ve kostümü köy ortamındaki doğallığı korumak için tercih etmedik, yine bu nedenle sahnede doğal sesleri kendimiz yarattık. Geçmişte köylerde oynanan oyunlar da bu tarzdaydı ve bizler bu tarzı sahnede yaşatmak istedik.  Perde kullanmanın oyuna çok es verdiğini oyunu öldürdüğünü de görüyoruz. Zaman zaman tiyatro da bu gibi denemeler yapmak gerekiyor” diye yorumladı.

Yeni oyunlar müjdesi

Tiyatro severlerin Amed Şehir Tiyatro grubunun tüm oyuncularını bir oyunda görme özlemini dile getirdiğimizde ise Ateş, teknik imkanların buna imkan vermediğini ancak tüm ekibin yer aldığı Mem û Zîn oyununu oynama düşüncelerinin olduğunu söyledi. Ateş, Mem û Zîn oyunu için uygun bir konak buldukları takdirde bu oyunu yeniden sergileyebilecekleri müjdesini verirken bir süre daha Don Kixot’un sahnede olacağını, bunun dışında Elizabeth, Dawiya Dawi ve Tartufe gibi oyunlarında yeniden sahneleneceğini söyledi.

Her şehirde Kürtçe tiyatro 

Kürtçe tiyatronun geldiği aşama ve geleceğine de değinen Ateş, Kürtçe tiyatronun geldiği aşamayı kendi aralarında yoğun bir şekilde tartıştıklarını belirterek şunları söyledi: “Bu tartışmalar sinema ve  edebiyat gibi çok görünür bir şekilde tartışılmasa da kendi aramızda yoğun bir şekilde Kürt tiyatrosunun geleceğini tartışıyoruz. Birçok kişi Kürtçe tiyatronun geldiği aşamayı yeterli bulmuyor. Dili Kürtçe olduğu halde formunun halen Kürtçe olmadığı yönünde bir tartışma var. Ben bir oyuncu olarak söylüyorum; İlk tekstten bugüne Kürt tiyatrosunun otuz yıllık bir geçmişi bile yok. Daha yeni bir sürecin içerisinde diyebiliriz. Bir forma ulaşması için erken bir vakit, tabi bu otuz yıllık süreç aralıksız devam eden bir süreç değildi. Çoğu zaman dağılan parçalanan ve ara verilen süreçler oldu. Dört parça ve Sovyetlerde Kürtler’in günümüze kadar birçok oyun yazdığını görüyoruz. Ancak bu oyunlar yazıldığı halde sahnelenmeyen oyunlar da var. Oynanan oyunlar ise bir sürekliliğe kavuşmadı. Bu nedenle Kürtvari bir forma kavuşma süreci uzamıştır. Dört parçada ortak bir çalışma prensibi geliştirilmemiş. Kopuk bir anlayış gelişti. Doksanlardan bu yana tiyatronun bir sürekliliği var ancak yine de gruplarımız çok fazla yok. Her şehirde bir grubumuz olsa, her grup kendi arasında bir tartışma yürütecek ve bu tartışmalar sonucunda ortaklaşacak. Bu şekilde Kürt tiyatrosu da istenilen forma kavuşacaktı. Amacımız da her şehirde bir tiyatro grubu kurmak olmalı. Kürt tiyatrocuların bir araya getiren bir kooperatif de kurduk. 7 tiyatro grubu bir araya geldi. Şu an pratik bir çalışmamız olmadı ama geleceğe dönük planlamalarımız var.”

 

 

Yeni oyuncular yetişiyor

 

 

Son olarak yeni açtıkları tiyatro eğitim atölyesine de değinen Ateş, başvuru sayısının 200 civarında olmasını kendilerini de şaşırttığını söyledi. Tüm başvuruların arasından 20 kişi seçtiklerini ve bu 20 kişi ile 8 aylık bir eğitim süreci geçireceklerine dikkat çeken Ateş, eğitimlerin sonucunda bu gruptan bir çok kişiyi kendi ana kadrolarına dahil edeceklerini söyledi.

 

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku