2019’a Girerken… “2018 Sanatta Hak İhlalleri Raporu”

editor

2018 yılının son gününde, Sanat Meclisi tarafından yayınlanan “Sanatta Hak İhlalleri-2018” Raporunu paylaşıyoruz sevgili okurlarımızla.

Bu “karanlık” rapora inat, 2019’un sanat ve tiyatro adına “aydınlık” ve “özgürlük” getirmesini diliyoruz. Özgürlüğü getirecek olanın değişen takvim yaprakları olmadığı bilinciyle, dergimizin sloganını yılın son günü bir kere daha yineliyoruz: “TİYATRO ÖZGÜRLEŞTİRİR”

Attis Theatre, photo by Johanna Weber

SANAT MECLİSİ 2018 SANATTA HAK İHLALLERİ RAPORU:

Bir yılı daha geride bırakıyoruz.
2018 yılı ülkenin önemli sanat insanlarını yitirdiğimiz, sanat alanı üzerinde hak ihlallerinin, baskıların, yoğun sansür ve tahrip yoğunlaştırıldığı bir yıl oldu.
Bizler; bu ülke halkına müziğimizle, plastik sanatlarımızla, edebiyatımızla, tiyatromuzla, sinemamızla, dansımızla, fotoğrafımız ve karikatürümüzle güzellikler sunmaya çalışan sanat insanlarıyız.
Ülkede sanata destek için var edildiği söylenen kurumlardan destek göremedik. Çalışmalarımız için gereken salona, galeri ve prova alanına ulaşamadık, verilmedi.
Konserlerimiz, oyunlarımız, şenliklerimiz yasaklandı. Ürettiğimiz resim ve karikatürlere sansür uygulandı. Heykeller kırılıp parçalandı, yazarlar, sanatçılar mahkeme kapılarında bekletildi, yargılandı. Sanat insanlarımız hapishanelere tıkıldı, sürgüne mecbur edildi, fotoğraf makinelerine el konuldu, çekimler silindi, makineler parçalandı.
Cumhuriyet yüzüncü yaşına doğru yaklaşıyor… Ve ülkemiz, yüzüncü yaşa sanat insanına çektirilen acılar, baskılar, engellemeler ve bitmek bilmeyen sansürlerle gidiyor.
Kültür-Sanat insanlarını engellenip susturan iktidarlar, yaşanan sosyal gerçekliğin bilince yansımasını engellemek için bunu yaparlar, çünkü kültür ve sanat alanında iktidar olmak kolay değildir. İktidar olunamayan alanı fethetme yoluyla ele geçirmek mümkün değildir. Çünkü yılların ve türlü deneyimlerin sonunda biriken aydın sanatçı olma vasfı, satın alındığı anda kaybedilir… Fakat iktidarlar bunu anlamazlar.
Sanat, topluma ve insana tutulan bir aynadır. Kültür ve sanat, bir ülkeyi olduğu kadar iktidarları da yontar, kaba taraflarından arınmaya zorlar, yardım eder. Sürekli alkış ve övgü bekleme hali, hastalıklı bir ruh halidir ve bu hastalığın en büyük ve en kolay muzdaripleri iktidarlar olmaktadır.
2018 yılı bilançosuna baktığımızda; 15 tiyatro oyununun çeşitli nedenlerle yasaklandığı, kültür merkezlerinin 16 kez baskına uğrayıp kimilerinin kırılıp döküldüğü, 25 sanatçının değişik nedenlerle tutuklandığı, haklarında dava açıldığı, iki filmin yasaklandığı, 6 müzikçinin başına ödül konulup suçlu ilan edildiği, 5 tablonun sansürlendiği, 8 heykelin kırılıp tahrip edildiği, bir heykelin tecavüze uğradığı, 2 festivalin tümden yasaklandığı, 7 tarihi eserin “restorasyon” adı altında tahrip edildiğini görüyoruz.
Bazı sanatçılarımızın gazete sayfalarına yansıyan söyleşilerinde, sırf iktidar sahipleriyle uzlaşı sağlamak adına, “hepimiz aynı gemideyiz” gibi bir mesaj verme kaygısıyla davrandıklarını görüyoruz.
Oysa bizler sanatçıyız. Bir gemimiz hiç olmadı ve bindiğimiz mütevazı kayık kendi kayığımızdır. Üretebildiğimiz oranda özgür bir sanat ortamı için mücadele veririz, bu mücadeleyi de çoğu zaman iktidarlara rağmen veririz.
Bu duyguların var ettiği bir ruh hali olan Sanat Meclisi, sanat alanını yüceltme kaygıları taşımaktadır… Ve sanatın ayaklar altına alındığı iktidar gemilerine filika olmayı doğru bulmamaktadır.

Kaynak: https://www.facebook.com/SanatMeclisi/posts/2009445122506154?__tn__=K-R

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku