Tuba Aksu Şener yazdı: “Kültürel Bellek Oluşturucu Çalışmalar”

Tuba Aksu Şener
Tuba Aksu Şener’in Teş Gösteri ve Yazın Dünyası Dergisi’nde yayımlanan yazısını okurlarımızla paylaşıyoruz:

Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılına Girerken İBB Kültür Sanat Çalıştayı ve TEB’in Çağrısı

3 Şubat 2023 tarihinde, yani büyük deprem felaketinden sadece üç gün önce Gayrettepe’deki Dedeman Oteli’nde önemli bir toplantı vardı. O gün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin organizasyonuyla, ‘Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılında Kültür Sanat Çalıştayı’ gerçekleştirildi.

Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB), Uluslararası kimliğiyle, The International Association of Theatre Critics of UNESCO’nun Türkiye Yönetimi olarak davetli bulunduğumuz bu çalıştayda, ülkemizin önemli kültür sanat paydaşlarıyla tüm gün adeta bir beyin fırtınası yaşadık. İBB, önümüzdeki yüzyılın yol haritasını hazırlarken özelde şu iki sorunun cevabını arıyordu. 

*Kültür- sanat alanında Cumhuriyetin mirasları,  kazanımları ikinci yüzyıla nasıl taşınmalı?

*İBB olarak Cumhuriyet’in 100. Yıl kapsamında kültür-sanat alanında yapacağımız etkinliklere dair önerileriniz nelerdir?

Hepimiz sanatın kültürel bellek oluşturucu özelliğini bildiğimize göre hangi çalışmalar öncelikle desteklenmeli? (Hangi çalışmalar bu belleği oluşturmaya hizmet etmeli?) Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze, ilk yüzyılda neler yapıldı? Hatalar? Kazanımlar? Bundan sonra kamusal alanda uluslararası standartta neler yapılabilir? Bu alandaki değişimin ivme kazanabilmesi için diğer kamu kurum ve kuruluşlarının desteği nasıl sağlanır? 

Genel Sekreter Mahir Polat açılış konuşmasında bu alandaki üretimlerin daha özgürleşmesi ve özgünleşmesi için gayret ettiklerini, yeni bir adımla da bundan sonra projeleri açık çağrıyla fonlama sistemine geçeceklerinin bilgisini verdi. Gün sonunda raportörlerin tek tek kaydettiği görüşler arasında karşıt duranlar olsa da asıl bu arayışın kendisi çok kıymetliydi.  Şeffaf olma durumu, fikir sorma, uzlaşı kültürünün bir kültür sanat platformuna yansımaları. İBB’nin önümüzdeki yılların sanat politikalarının hazırlanması öncesi yaptığı bu alan çalışması umut verdi. 

Üç gün sonra    

Deprem! Kurumların plan, organizasyon, hızlı aksiyon alma refleksinin hayati öneminin görülmesi.  Belediyelere il sınırlarının dışına çıkan bütüncül bir hizmet anlayışının hakim olması. Bölgedeki -hatta yer değiştirmelerle tüm ülkedeki- fiziksel şartların iyileştirilmesi önceliği. 

Sanata/tiyatroya düşen görev

Bugün fark ettik ki 99 depremini kültür sanat ortamına taşıyan önemli bir çalışma olmamış. Sanki o büyük felaketi unutmayı, unutarak iyileşmeği tercih etmişiz. Son deprem sonrası unutulanın daha ağırıyla yüzleştik.  Bu konunun sanatsal üretimlere yansıtılması, alınan dersler eşliğinde sonraki kuşaklara taşınması gereği ortada. Düşünsel alt yapısı iyi kurulmuş yeni sanat projelerine ihtiyacımız var. Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Türkiye Merkezi olarak bu amaçla üyelerimize bir atölye çalışması çağrısında bulunduk. Esasen herkesin bu doğrultuda düşünmesini ve üretmesini  bekliyoruz.

TEB’in Çağrısı 

“Toplumsal hafıza ve hafızanın oluşumu hiçbir şekilde tarafsız olgular değildir. Bu nedenle beşeri ve sosyal bilimlerdeki çalışmaların görevi, bir toplumda hangi hegemonik düşünce kalıplarının ve güç yapılarının hakim olduğunu ve bunların hafızayı ve hafıza oluşumunu nasıl etkilediğini tespit etmektir. Örneğin, bir failler toplumunda suç ve suçluluktan sorumlu olanların geçmişi yorumlama konusunda tek yetkiye sahip olması ne anlama gelir? Ya geçmişin bazı yönleri sadece eksik bir şekilde hatırlanıyorsa, yeniden yorumlanıyorsa ya da hatta unutuluyorsa?” Bir hafıza mekanı olarak tiyatronun da kendisine,  Nina Wedgebury’nin sorduğu soruları sorması gerekmez mi? Bu soruyu “evet” ile yanıtlayacaksak, Şubat 2023’de yaşanan deprem felaketi ve bu felaketi yönetme biçimi ile ilgili tiyatroya düşen pay nedir? Tiyatro bir süre sonra toplumsal hafızalardan silinme ya da üstü örtülme ihtimaline karşı bu konuyla nasıl hesaplaşabilir? Yaşanılanların unutulmasını engellemenin yanı sıra toplumda var olan hegemonik düşünce kalıpları nasıl ortaya çıkartılabilir? Kurmacanın çoğu zaman yetersiz kaldığı böylesi travmatik dönemlerde gerçeklik algısı ve onun tiyatroda yansıtılma biçimlerinin gözden geçirilmesi, görünenlerin ardındaki mekanizmaları ortaya çıkartacak biçimde yeniden ele alınması gerekir. Tiyatro Eleştirmenleri Birliği olarak yaşanılanların unutulmamasına ve kültürel belleğimize kaydedilmesine katkı sağlamak amacıyla, bu konuda çalışmak isteyenlerle birlikte okuma, konuşma, tartışma ve farklı deneyimleri, farklı pratikleri de dikkate alarak oyun ya da performans metinleri oluşturmak üzere bir atölye düzenlemeye karar verdik. Felaketin doğal ve toplumsal boyutlarının zihnimizde ve bedenimizde yarattığı izleri, gerçek hayattan, edebiyattan, tiyatro ve performans çalışmaları alanından örneklerle konuşacağımız, birlikte üreteceğimiz bir çalışma yürütmeyi planlıyoruz. Umutların yeniden yeşereceği günleri dayanışma ve sevgiyle geçirme dileğiyle.

TUBA AKSU ŞENER

 

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku