Değişime ve Etiğe Dair Bir Sorgulama: “Toplu Hikâyeler”

İsmail Cem Özkan

Ankara Devlet Tiyatrosu “Toplu Hikâyeler” oyunuyla İstanbul’a turneye gelmiş. Turneye gelen tiyatroların oyunlarını izlemek bende farklı duygu ve düşüncelerin oluşmasına yol açıyor. 

Farklılık, hayatın tek düzeliğine karşı sessizce bir isyandır… Hayatımıza giren her teknolojik ürün alışkanlıklarımızı, geleneklerimizi terk etmemizi, yeni olana kısa sürede alışmamızı sağlamadı mı? Yok olanın yerini yenileri alırken, ister istemez bireyi kendisine ve çevresine yabancılaştırır. Yabancılaşan insan kendi içinde bir kriz yaşar ve onu yönetebilirse başarılı olur, aksi halde hayatta izleyici olarak kalmaya mahkûmdur. Hayatı izleyen ve müdahil olmayanlar, otoritenin gölgesine sığınıp çaresizliğini yaşamaya devam eder…

Oyunumuzun kahramanını Ruth Steiner’in hayatı bir ziyaret ile değişecektir.

Foto: Devlet Tiyatroları

Peki, Ruth Steiner kim?

Ruth Steiner bir şairdir, Amerika’da ünlüdür, aynı zamanda üniversitede profesördür. Uzun yıllar boyunca öğrenci yetiştirmiş, öğrencilerini izlemeyi, onlar hakkında yorum yapmayı sevmektedir… Okul dışında ise,  günümüzde de popüler olan “yazarlık dersi” vermektedir. Hayatını değiştirecek ziyareti bir öğrencisi özel ders almak için kapısını çalarak yapacaktır.

“Konuşmak yerine yaz, çünkü konuşmak/anlatmak yazma dürtüsünü ortadan kaldırır!”

Konuk öğrenci Lisa Morrison, yazar ile daha fazla yakınlaşmak için her yolu denemektedir, girişkendir, canlıdır, öğrenme açlığı içindedir… Ruth Steiner’ın bir asistan aradığını öğrenir öğrenmez talip olur ve olaylar gelişmeye başlar.

Oyunun her sahnesi daktilo sesi ile başlar, çünkü üst yazıda tarih ve yer bilgisi verilmektedir ancak sahnede hiç daktilo yoktur. 

Foto: Devlet Tiyatroları

Donald Margulies öyle bir oyun yazmış ki, diyaloglar her bölümde katmanlanarak finale doğru ilerliyor. Her sahne finalin bir parçasını oluşturacak biçimde tasarlanmış. Oyun sizi ilk sahnelerinde biraz sıkabilir, çünkü ard arda diyaloglar yer alıyor. Lissa Morrison’un mimikleri, ses tonu, jestleri seyirciyi kucaklamaya çalışırken, Ruth Steiner daha otoriter, tok sesiyle ona eşlik ediyor. İlk bölümde sürpriz yoktur, olağan, tekdüze bir akıl vardır. 

Lisa Morrison rolüne hayat veren Elif Kaman, özellikle bu zorlu ilk bölümde çok başarılı; Ruth Steiner rolündeki Sükun Işıtan ise, tonlamadaki başarısıyla karakterinin otoriter tavrını çok iyi veriyor. 

İkinci bölümde ise, roller arasındaki ilişki değişecektir, çünkü Lisa artık yazar olmuş, ikili arasındaki ilişki bir işveren-işçi ilişkisinden çıkıp dostluğa, sırdaşlığa evrilmişti. Bu bölümde tonlamalar, mimiklerden ve jestlerden daha öne çıkmaktadır. Tonlama ve vurgular, yaşanan dramın aslında bir trajedi olduğunu yansıtmaktadır.

Foto: Devlet Tiyatroları

Lisa Morisson, hocasının “konuşma, yaz” öğüdünü hayata geçirmiştir ve  bu süreçte “etik” kavramını da tartışmaya açılır. Popüler kültür öyle bir atmosfer yaratmıştır ki, mahreminiz kısa zamanda metaya dönüşebilir. Okuyucunun talebi herseyini önündedir artık. 

Bu bölümde, Sükun Işıtan sahnede adeta devleşiyor… Artık yaşlanmıştır, yürüme zorlu çeken bir yazardır. Elleri, ayakları, bütün vücudu sesini her yükselttiğinde biraz daha titremektedir. Gençliğinde olduğu gibi bedenine ve sesine hakim değildir. Aynı zamanda hayal kırıklığı ve kandırıldığı hissini yaşayan mutsuz biridir. Yetiştirdiği yazar popüler olmuştur, onun romanı için gözlemlenen bir nesneye dönüşmüştür. Mahremi ortalığa saçılmış, çaresiz, yaşlı bir yazarın duygu dünyasını ve fiziksel yapısını çok iyi yansıtıyor Sükun Işıtan.

Elif Kaman ise, bu bölümlerde daha az görünse de, üstüne düşen görevi çok iyi yerine getiriyor… Her iki oyuncu da diyaloglara öyle bir hayat veriyorlar ki, seyirciyi giderek daha büyük bir heyecanla ve artan seyir zevki ile oyuna bağlıyorlar.

Foto: Devlet Tiyatroları

Oyunun ışık, dekor tasarımı ve kostümleri her bölüm için ayrı ayrı tasarlanmış ve hem rejiye hem metne katkı sunmuş.

Donald Margulies’in kaleme aldığı ve Murat Somay’ın çevirdiği  “Toplu Hikâyeler”in yönetmeni Jason Hale, sahnelemede ve metnin seyirciye en doğru biçimde aktarımında oldukça başarılı. İsabetli reji müdaheleleri ile oyunun farklı boyutlarını başarılı biçimde bütünleştirerek seyirciyle buluşturuyor.

Özellik, son zamanlarda sayıları giderek artan, yazmaya hevesli, yazar olmaya niyetli insanların bu oyunu izlemelerini şiddetle öneririm, çünkü yazarlık, belki daha genel anlamda yaratıcılığın, sanatsal faaliyetin “etik” boyutuna dair çok önemli bir tartışma açıyor. Konunun farklı yönlerini objektif biçimde yansıtarak kararı seyirciye bırakan oyun, büyük bir hızla değişen yaşamın değerlerimize etkisini ve “etik” üzerinde ufkumuzu açacak bir tartışmaya davet ediyor bizi…

İSMAİL CEM ÖZKAN

 

Toplu Hikâyeler

Yazan:  Donald Margulies
Çeviren: Murat Somay
Yöneten: Jason Hale

OYUNCULAR:

Ruth Steiner: Sükun Işıtan
Lisa Morrison: Elif Kaman

Dekor Tasarımı: Selim Cinisli
Kostüm Tasarımı: Fatma Sarıkurt
Işık Tasarımı: Yakup Çartık
Asistanlar: M. Burçak Kaya, Ege Tolga
Sahne Amiri: Pınar Güldü
Kondüvit: Safa Yetişen
Işık Kumanda: Mustafa Bal
Suflöz: Filiz Yılmaz
Dekor Sorumlusu: Ali Şimşek
Aksesuar Sorumlusu: Umut Polat
Terzi: Rabia İpek
Perukacı & Makyöz: Murat Akgün
Sinevizyon Sorumlusu: Deniz Çağlar Yakar

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku