Tiyatro Gazetesi 100. sayısına ulaştı!

editor
2,3K Okunma

2007 yılında yayın hayatına başlayan Tiyatro Gazetesi’nin 100. sayısı çıktı!

Tiyatro…Tiyatro…Dergisi olarak  Tiyatro Gazetesi’nin tüm emekçilerini tebrik ediyor, yollarının açık olmasını diliyoruz. 

Tiyatro Gazetesi’nin kurucusu ve genel yayın yönetmeni Nazif Uslu ve gazetenin imtiyaz sahibi Nurhan Uslu‘nun gazetenin 100. sayısı için kaleme aldıkları yazıları okurlarımızla paylaşıyoruz…

HEP BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZ İÇİN GÜÇLÜYÜZ

Ben bir düş kurdum ve bu düşümü çevremdeki insanlarla paylaştım. Ortaklaşabildiğim insanlarla birilikte düşümüz oldu ve bu düşümüzü gerçekleştirmek için  Tiyatro Gazetesi’ni  çıkarmaya başladık. 

Biz den önce Tiyatro… Tiyatro… Dergisi vardı. Tiyatro adına en büyük kaynağımızdı. Bizler formatımızı ve içeriğimizi ülkenin her yerinde tiyatro yapanları görünür kılmak  ve belgelemek  üzerine kurduk. Alanda bir bellek oluşturmak en büyük isteğimizdi. Tiyatro Gazetesi bunu sağlıyor. Bu da nicel olarak olsa da ne kadar çok olduğumuzu bize gösteriyor.  Bu da beni çok mutlu ediyor.  Bu ülkede ne kadar çok olduğumuzu bize Tiyatro Gazetesi gösterdi. Tiyatro Gazetesi sadece bir yayın organı değil.  Mesleğin  daha etkin var olması, tiyatro sanatının toplumsallaşması  için mücadele eden bir misyonu var.

 Bazen  ortalığı kurcalarken Tiyatro Gazetesi’nin  eski sayıları elime geçer onları tekrar açıp incelemeye başlarım ve  tüm haber ve yazılara yeniden şaşarak bakarım. Ne kadar çoğuz ve ne kadar önemli  bir iş yapıldığını görürüm. Bu işe emek vermiş biri olarak beni çok mutlu eder.

 Tiyatro Gazetesinin temsilcileri, yazarları, tüm emekçileri gönüllü… Çok büyük özveri gösteriyorlar. Zamanlarını ayırıyorlar, gazeteye emek veriyorlar. Hep birlikte var olduğumuz için güçlüyüz. Bence bu yüzden bu kadar etkiliyiz. Hepsine harcadıkları her dakika için, döktükleri her damla ter için binlerce defa teşekkür ediyorum. 

Bu süreçte, Tiyatro Gazetesi iki emekçisini yitirdi. Bursa temsilcimiz Hayati Özen ve Adana temsilcimiz Nedim Demir. Tiyatro Gazetesi’ne katkıları çok büyük bu iki güzel insanı yıldızlara uğurladık. Işıklar yoldaşları olsun…

 İlk sayımızdan bu yana  zor zamanlar geçirdik. Çok badire atlattık.  Ama asla vazgeçmedik. Ve nihayet 100. sayıya ulaştık. Düşlerimi düşlerine katan, benimle bu mücadeleyi yürüten ve en zor zamanlarda yanımda olan tüm yol arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.

Tiyatro Gazetesi hep çoğalarak büyüdü yoluna devam etti. Daha da büyüyeceğine, tiyatro adına daha etkili işler yapacağına inancım sonsuz. 

Gazetenin kurucusu olarak tarifsiz duygular içindeyim. Şu an gazeteyi yürüten arkadaşlarımın yolu açık biliyorum ve hiç kapanmamasını diliyorum. Herkesi sevgiyle kucaklıyorum…

NAZİF USLU

 

TİYATRO GAZETESİYLE İNSANA DOKUNMAK

Tiyatro Gazetesi ilk kez 2007 Kasım ayında yayın hayatına başladı. Ve yedi sayı sonra yayınını durdurdu. Gazete satmadığı için değil, yayın politikası kurucumuz Nazif Uslu’nun istediği gibi başarılamadığı için yayını durdurulmuştu. Düşlenen gazete, ülkenin her yerinden haberler yapmalıydı. Tiyatro,  hayata dair tüm dertlerimizi zaten anlatan bir sanat alanıydı. Ekstra ajitasyona gerek yoktu.  Ustamız, hocamız, ülkenin her yerinde tiyatronun yapıldığını biliyordu. Bütün derdi, bunları görünür kılmak ve tarihe bellek oluşturmaktı. Anadolu’da yapılan tiyatroyu görmeyen, görmek istemeyenlerin gözüne sokmaktı. Bunu yaptı da. Bugün ülkemizde Anadolu tiyatrosundan bahsediliyorsa, Anadolu’da ki tiyatroların artık haberleri yapılıyor, ödül kurumları oluşturuluyor ve onlara ödül veriliyorsa bu Nazif Uslu’nun kurduğu düşün gerçekleşmesidir. Onun başarısıdır. Dün bu tiyatroları yok sayan veya görmezden gelenlerin bugün Nazif Uslu’yu nasıl takip ettiklerini görüyoruz, biliyoruz. Usta bir öncü olmak böyle bir şey olsa gerek.

Tiyatro Gazetesi İlk çıkışında hedefini aynı zamanda seyirciden yana belirlemişti. Tiyatro seyircisinin okuyabileceği bir Tiyatro Gazetesi yaratmaktı, hedef!  İlk önceleri bunu başardı da. Beyoğlu, Kadıköy, Bakırköy’de Cumartesi-Pazar günleri elden aktif satışlara yöneldi. Bazen ilk hafta da bazen ikinci hafta da gazete elden satışlarla tükendi. Gazetenin ikinci dönem çıkışı daha profesyonelce ve yüksekten olunca meydanlarda elden satışı yürütmeyi tercih etmedi. Tiyatro Gazetesi seyirci hedefinden hiç vazgeçmedi. Ama bu, başta ödenekli kurumlar olmak üzere tüm tiyatroların gişelerinde Tiyatro Gazetesi’ni satışa sunduklarında veya kendileri hatırı sayılır sayıda gazete alıp, fuayelerinde, seyircinin oyunu beklerken okuyabilmesi için bir olanak yarattıklarında mümkün olur.

Tiyatro Gazetesi, sadece bir yayın organı değil

Tiyatro Gazetesi, ülkenin birçok yerinde tiyatroların örgütlenmesine katkı sundu. Tiyatro birliklerinin kurulması, bunun somut kanıtıdır. Onların sesi soluğu olurken aktif bir şekilde örgütlenmelerine ön ayak oldu.  Kurucumuz bize hep şunu söyledi:  “İnsana güzel bir şekilde dokunmak bir erdemdir. Bu özelliğinizi geliştirin ve asla küçük hesapların peşinde koşanlardan olmayın. Onlar zavallıdır. Siz mütevazı davranışlarınızla yücelin.”  Tiyatro Gazetesi’ni çıkaranlar bu düsturdan asla vazgeçmedi. Vazgeçmeyecek. Biz de gazetemizin kurucusu, ustamızdan aldığımız feyizle, yaptığımız işlerle şimdiye kadar onu hep gönendirdik. Kırk ilde temsilcilik oluşturduk. Altmış beş ilde aktif haber kaynaklarımız var. Dünyanın birçok yerinden abone olarak okuyucularımız oluştu. Yurtdışı temsilciliklerimiz etkin bir şekilde katkı sunmaya devam ediyor. Gazetemizin baskı sayısı binle başladı. Yıllardır beş bin baskı sayısıyla yayın hayatımıza devam ediyoruz. Bunları hep mütevazılıkla yaptık. Asla saldırgan, yapışkan olmadık. Bizi anlamayanlar da oldu. Bu tip insanlar hala var. Ama Tiyatro Gazetesi’nin ailesi içersinde yer alanların daha çoğunlukta olduğunu biliyoruz. Ve en önemlisi binlerce okurumuz var. Bazen görüp şaşırdığımız şeyler de olmuyor değil. Örneğin gazeteyi bizden daha fazla savunan ve sahiplenen okurumuz var. Bu bizim ne kadar doğru bir yerde durduğumuzu, ustamızdan aldığımız feyizle, biz karıncayız yürünecek çok uzun yolumuzun var olduğunu da biliyoruz.

Tiyatro Gazetesi, ülkemizde birçok tiyatro festivalinin var olmasına da katkı sundu. Bazı insanlar ‘Ne bu yahu her yerde pıtırcık gibi tiyatro festivali yapılıyor.’ demeye başladı. Tüm bunların altında Tiyatro Gazetesi’nin imzasının olduğunu bile bilmiyorlar.  Tabii bunlar düsturumuzdan kaynaklı.  Usta bize fazla övünmenin yaratacağı kibirden korunmamızı salık verdi. İşgüzarlar övünür. İş yapanlar sessizce gönenir.

Tiyatro Gazetesi ve Anadolu Tiyatro Ödülleri

Bizlere ödül kurumu oluşturmamız için çok öneride bulunuldu. Salıklar verildi. Fakat bizler uzun süre uzak durduk. Çünkü var olanlara eleştirimiz vardı. Eleştirdiklerimizin bir parçası olmamalıydık. Örneğin İstanbul’da üç yüz oyun perde açarken en fazla üçte birini izleyip, yılın en iyisini seçmemeliyiz. Yoksa eleştirdiklerimizden farkımız kalmazdı. Biz başka bir format bulmalıydık. Ve bulduk. Gerçekten adaletli olacağımız bir yöntem olmalıydı. Emek eksenli bir ödül kurumu oluşturduk.  Ve ülke bazında ödül veren tek ödül kurumu olduk. Kategorilerimiz var olanın dışında, bizim yaşamda duruşumuzu ifade etmeliydi ve öyle oldu. Daha sonra bizi örnek almaya çalışanlar ortaya çıktı. Ama bizim mütevazı duruşumuz ve özverimizden uzak kaldılar. Olsun, onların bu yoğurdu yiyişleri de böyleymiş, dedik. 🙂  Bizler, hesapsız kitapsız bir yapıyız çünkü. Size bunları kısaca örneklendirmek isterim. Anadolu Tiyatro Ödülleri ilk kez İstanbul’da sahnemiz olan Su Gösteri Sanatları Sahnesi’nde gerçekleşti. İlk basın açıklamamızda her yıl ayrı bir kentte yapacağımızı duyurduk.  Bunun üzerine birçok kentin yerel yönetimlerinden davet aldık,  “Gelin, ödül törenini bizde yapın, tüm masrafları biz karşılayacağız ve düzenleme için size de ödeme yapacağız,” dediler. Çok güzel tekliflerdi bunlar. Hem istediğin işi yapacaksın hem de üzerine para alacaksın. Bunlar maddi olarak ciddi tekliflerdi. Fakat ilkinde Anadolu’dan İstanbul’a gelen meslektaşlarımızın ödüllerini alırken, İstanbul’da ödül almanın onlar için ne anlam geldiğini gördük, yaşadıkları duygular bambaşkaydı. “İstanbul işte ben de geldim ve seni yendim. Şimdiye kadar yok sayıldım, hor görüldüm. Ama artık ben de gelip senden ödülümü aldım.” duygusu parayla satılamazdı.  Ve biz de satmadık. Ödül törenimizi İstanbul’da düzenli yapmaya başladık. Sponsorumuz yoktu. Tüm masraflar cebimizden çıkıyordu. Ama olsun insanların gözündeki o mutluluk bize yeterdi. Ve yetti. Bizim için inanılmaz bir haz, başka bir duygudur bu.

Ülkenin birçok yerinden İstanbul’a ödüllerini almaya gelen meslektaşlarımız, İstanbul’daki duayenlerle, meslekte popüler olan dostlarımızla bir arada ödüllerini alıyor, ünlü isimler ülkenin en ücra köşesinde tiyatro yapan meslektaşına ödülünü takdim ediyor, bunun sonucunda onların yaşadığı mutluluk her şeye değiyor. Bu duygular da bizim tüm yorgunluğumuzu alıyor. Birbirlerini tanıyorlar. Daha sonra onları şenliklerine, festivallerine davet ediyorlar. İşte bizim oluşturduğumuz bu köprü insana en etkili ve nitelikli dokunuş değil de nedir? Tabii ödül kurumumuz bunlarla da yetinmedi.  Ödül kurumunu Uluslararası bir kimliğe büründürdü. Yurtdışında ki sanat emekçilerini de ödül kategorisine aldı. Önümüzde ki Kasım ayında 6. kez gerçekleştireceğimiz Tiyatro Gazetesi Anadolu Tiyatro Ödülleri’nde birçok sürprizimiz olacak. Bazı dalların isimleri değişecek, farklı kategoriler eklenecek. Duyunca siz de çok beğeneceksiniz. Tüm bunlardan anlaşılacağı gibi, bizler sürekli kendimizi yenileyerek gelişiyoruz ve büyüyoruz.

Nerede Bir Tiyatro Varsa Tiyatro Gazetesi Oradadır

Bu şiarımız bizi daha da etkili kılmak için adeta bir kamçı görevi görüyor. Ulaşamadığımız bir tek tiyatro kalsın istemiyoruz. Ulaşamadıklarımız da bize ulaşsın ki bir birimize dokunmuş olalım. 

Yüzüncü sayıya geldik. Sanki yüz yıl geçmiş, biz de bir asrın erginliğine ulaşmış gibiyiz. Mevlana’nın değdi gibi. “Hamdım Piştim Yandım”…  Biz de kendimizi biraz böyle hissediyoruz.

Başta gazetemizin kurucusu,  fikir babası Nazif Uslu olmak üzere, Tiyatro Gazetesi’ni emeğiyle var eden herkese sonsuz teşekkür ederim. Daha da güçlenerek binlere varan sayılarla da karşınızda olacak bir meslek yayın organı olan Tiyatro Gazetesi’nin yüzüncü sayısı kutlu olsun. 

NURHAN USLU

 

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku