Kahkahamız da Oldu Kirpiğe Takılı Gözyaşımız da: “Zeki Alasya”

Pınar Çekirge

Pınar Çekirge, 8 Mayıs 2015’de aramızdan ayrılan Zeki Alasya’yı yazdı…

“O, bu ülkenin sahne labirentlerinde ömür törpüsü bir yaşam sürdüren, kendi öyküsünü dokuyarak geçip giden bir sahne emekçisi. Cesur bir komik. Ve tabii ki, her komik gibi sivri dilli, bir sahne muhalifi…” (1)

Şimdi düşünüyorum da, her defasında imdadımıza yetişmişti Zeki Alasya. Hayata tuttuğu ayna ile, bize bizi onaylattı. Yedek anahtar oldu. Kapalı kalmış, kapalı kalması istenmiş kapılarımızı açtı. Kavrulan yüreklerimizi serinletti. Hoşgörünün, mizahın gücünü anlattı. Suskun gecelerimize pencereler açtı. Tiyatro, sinema, televizyonda oyuncu ve yönetmen olarak içimize işleyen karakterlere hayat verdi… Kahkahamız da oldu kirpiğe takılı gözyaşımız da.

Zeki Alasya 5 yaşında (Foto: Habertürk)

Millî Türk Talebe Birliği Tiyatrosu, Arena Tiyatrosu, Ulvi Uraz Tiyatrosu, Devekuşu Kabare Tiyatrosu yılları…

Kapalı gişe oynayan, izleyici rekoru kıran oyunlar :

Mister Nato, Kargalar Okulu, Şampanya ve Viski, Hababam Sınıfı, Vatan Kurtaran Şaban, Bu Şehr-i İstanbul, Aşk-u Sevda, Yar Bana Eğlence, Dev Aynası, Astronot Niyazi, Ha Bu Diyar, Dün Bugün, Haneler, Yalan Dünya, Çıktık Açık Alınla, Biz Bize Benzeriz, İnsanlığın Lüzumu Yok, Gergedan, Ajda Pekkan / Büyük Kabare, Beyoğlu Beyoğlu, Reklamlar, Deliler, Aşk Olsun, Yasaklar, Geceler….

Zeki Alasya’nın rehberlik yaptığı günlerden bir fotoğraf…(Habertürk)

Metin Akpınar, Ahmet Gülhan, Oya Alasya, Nilgün Belgün, Ayşen Gruda, Kemal Sunal, Ulvi Uraz, Selma Sonat, Ali Yalaz, Funda Postacı, Nezih Tuncay, Selim Naşit, Suat Sungur, Halit Akçatepe, Cihat Tamer, Bilge Şen, Nükhet Duru, Aytaç Öztuna, Sema Yunak, Ertuğ Koruyan, Asuman Arsan ile paylaşılan sahneler. Turneler. Ödüller.

Okan Bayülgen‘in “Zamanın Tozu PUDRA ” ( 2007 ) adlı kitabında:Ben çok şanslı bir adamım. Bu işte çabuk yükselmek olsun, bir yere gelince orada kalabilmek olsun; bunlarda şansımın büyük payı vardır” diyor Zeki Alasya ve şöyle devam ediyor :

Hababam Sınıfı’, ilk kez 1966’da tiyatro oyunu oldu. (Foto: Habertürk)

“Profesyonel olduğum ilk tiyatroda Yıldırım Önal gibi bir dev ile oynamaya başladım örneğin. Bu şans beni ömrüm boyunca hiç terk etmedi. Yıldırım Önal gibi, Altan Karındaş Hanımefendi gibi ; ne bileyim Asuman Korat‘lar gibi, Ziya Demirel‘ler gibi kişilerle profesyonel hayata merhaba demek büyük şanstır. Ama bu tiyatro, o senenin sonunda kapandı. Bu arada ben Arena Tiyatrosu’nda profesyonel olduğumda, Türk Talebe Birliği sırasında bir tanışıklığımız olan ve sağlam bir dostluğun başlangıç yıllarını yaşadığımız Metin Akpınar da Ulvi Uraz Tiyatrosu’nda profesyonel olmuştu. Tahmin edersiniz ki, Ulvi Uraz’ın amatör tiyatrocular üzerindeki etkisi çok büyüktü. Mitleştirdiğimiz, hayran olduğumuz biriydi. Bir gün Arena Tiyatrosu’nda beni seyretmiş; çağırdı beni! Böylece bir yıl da Ulvi Uraz Tiyatrosu‘nda oynadık. Şansımın ikinci basamağı da bu.”

Zeki Alasya‘nın omuzundaki şans perisi onu hiç bir başına, yalnız, çaresiz bırakmayacaktı..

Devekuşu Kabare’nin ilk günleri…

“Şansı boşu boşuna söylemiyorum. Bir gün Haldun Taner’le yolda karşılaştık. Haldun Bey dedi ki ‘Vatan Kurtaran Şaban’ diye bir oyunum var, haydi gelin bir tiyatro kuralım, bunu oynayalım! ‘Şans mıdır değil midir, şimdi söyleyin bakayım bana? İstiklal Caddesi’nde iki kişi yürürken karşıdan Haldun Bey çıkageliyor. Haldun Bey istese, bizi tabii ki bulurdu ya da biz istesek gider Haldun Bey’e ‘Bir şey yapalım Hocam’ derdik. Ama işte hiç bunlara gerek kalmadan öylesine bir karşılaşma…Ne dersiniz buna? Ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu‘nun ön çalışmaları başladı. Ahmet Gülhan, ben, Metin Akpınar, Halit Akçatepe, o zamanki eşim Oya Alasya, Funda Postacı çekirdek kadroyu oluşturuyorduk. Başımızda Haldun Taner olmak üzere, 1 Eylül 1967 senesinde perdeyi açtık.”

Zeki Alasya – Metin Akpınar ikilisi tiyatro, gazino sahnelerinde, radyoda, beyaz perdede, televizyon ekranlarında fırtınalar estiriyor, bir toplumun kolektif bilinçaltına bir daha hiç çıkmamak üzere yerleşiyorlardı. Onlar çok sevildiler. Müthiş bir ikiliydiler çünkü. ‘Bizden’diler. Bize ait, bize dair şeyler anlatıyor, sesimize seslerini katıyorlardı.

Sinema dedim de, Zeki Alasya‘nın yönettiği “Dikenli Yol” filmi beni çok etkilemişti.Bugün bile, o filmi her seyrettiğimde ruhumun acıdığını hissederim.

8 Mayıs 2015 sabahı, Yavuz Pak ile Ankara’daydık. Havaalanından Ulus’a doğru giderken, radyodan verilen haberle bir an dona kaldık. Zeki Alasya aramızdan ayrılmıştı.

Hayatlarımızdan bir yaprak daha kopmuştu. Tıpkı Avni Dilligil, Ulvi Uraz, Heyecan Başaran, Altan Erbulak, Cüneyt Türel, Eşref Kolçak gibi Zeki Alasya da geçmiş Mayıs’lardan birinde çekip gitmişti…

PINAR ÇEKİRGE

Kaynakça:

(1) Özgentürk Nebil. “Bir Yudum İnsan Belgeseli: Zeki Alasya ” .

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku