Paris’teki tarihi Odéon Tiyatrosu’nda 4 Mart’ta başlayan işgal hareketi çığ gibi büyüyor. Öğrenciler ve sözleşmeli çalışanlarca işgal edilen tiyatro ve opera salonlarının sayısı yüze yaklaşırken, hareket Belçika’ya da sıçradı. Belçika’nın başkentindeki Kraliyet Tiyatrosu da “hükümete meydan okumak için” işgal edildi.
Kültür Servisi’nden Oya Tronscroff’un haberini aktarıyoruz:
Odéon’da işgal eylemi sürerken, tiyatronun ön cephesindeki pankartta “Artık oynamıyoruz, mücadele ediyoruz” yazıyor. AFP’nin görüştüğü elli işgalci “500 saatten fazla süredir işgal ettiğimiz Odeon’u bırakmayacağımız” dediler. 53 yıllık tiyatro yöneticisi ve sendika temsilcisi Rémi Vander-Heym ise “hükümet yanıt vermediği sürece, ülke çapında eylemde olacağız” açıklamasında bulundu. Odéon 1968’de, 1992 ve 2016’da da yine çalışanlarla ilgili düzenlemeleri protesto etmek için bir ay süreyle işgal edilmişti.
Eylemciler özellikle covid-19 salgını nedeniyle 30 Ekim’den bu yana kapalı olan kültür mekanlarının yeniden açılmasını, kültür ve sanat çalışanlarının aleyhine olan işsizlik sigortası reformunun geri çekilmesini ve mevcut işsizlik haklarının ağustos ayı sonrasında yeniden uzatılmasını talep ediyorlar.
Fransa’da, “düzensiz aralıklı sözleşmelerle” çalışanlar, (120 bin sanatçı ve teknisyen) 12 ay boyunca 507 saat çalışmış olmak koşuluyla tazminat alabiliyor. Emmanuel Macron onlara temmuz ayına kadar “bir yıllık süreyle bütün hakların korunacağı sözü” verdi, ancak çalışanlar krizin devam etmesi nedeniyle sürenin bir yıl daha uzatılmasını talep ediyor. Öte yandan artan salgın önlemleri nedeniyle tiyatroların faaliyetlerine başlamasının daha da gecikeceği öngörülüyor.
‘Güvenlikçilerin ücretleri ağır bir yük’
Liberation’un haberine göre; tiyatroyu terketmeleri istenen Nouveau Théâtre de Montreuil işgalcileri cuma günü yaptıkları protesto eyleminde, ekibiyle birlikte hazır bulunan CDN’nin (Ulusal Tiyatro Merkezi’nin) müdürü Mathieu Bauer’a hitap ederek hareketi sürdürmeye niyetli olduklarını açıkladı. Bauer ise eylemcilerden tiyatroda geceleri kalmamalarını ve sadece haftanın birkaç günü gündüzleri gelmelerini istedi. Mathieu Bauer şöyle dedi:
“Yönetim asla, içeridekileri tahliye edeceğini söylemedi. Onları misafirperverlikle karşıladık ve bazı taleplerini paylaştık. Ancak bugün işgal eylemi çok fazla lojistik gerektiriyor ve bu tiyatromuz için çok ağır bir yük. Önümüzdeki hafta, tiyatroda bile olmayacağımız halde, güvenlikçilerin ücretini ödememiz gerekecek. İşgalcilerden sadece bize zaman tanımalarını istiyoruz, böylece daha sonra onlarla uyum içinde çalışabiliriz.”
Tours’daki Büyük Tiyatro’nun işgali üzerinden de üç hafta geçti. Hareketin başlangıcından bu yana operanın güvenliği bir güvenlik şirketi tarafından sağlanıyor. Büyük Tiyatro’nun yöneticisi Laurent Campellone “Bu belediyeyle birlikte uygulamaya koyduğumuz bir sistem” diye açıklıyor: “İçeride kimin olduğunu bilmeden bir kamu binasının kapılarını gece gündüz açık bırakamazsınız. İşgalcilerin güvenliğini ve koruma altındaki binanın bütünlüğünü sağlamalıyız. Bu hizmetin bir maliyeti var. Güvenlik hizmetini finanse etmek için çözümler bulmaya çalışıyoruz, ancak bu kısa sürede sorun haline gelecektir.” Bu nedenle Laurent Campellone, tiyatroyu yalnızca gündüzleri işgal etmelerini önerdi: “Bu en azından maliyetleri üçte bire düşürecektir.”
Bordeaux ve Toulon’daki tiyatrolar tahliye edildi
France 24’ün haberine göre; 15 Mart’tan beri işgal edilmiş olan Bordeaux Büyük Tiyatrosu 24 Mart Çarşamba günü belediyenin kararıyla tahliye edildi. Bu işgal hareketinin başlamasından bu yana yaşanan ilk tahliye oldu.
18. yüzyılın sonlarında lirik sanat ve dansa adanmış bir anıt olan Bordeaux Büyük Tiyatrosu, 15 Mart’ta CGT’nin (Genel Çalışma Konfederasyonu) desteğiyle, geçici aralıklı sözleşmelerle çalışanlar tarafından işgal edilmişti. Bununla birlikte, önceki işgalcilerin binayı terk etmesine neden olan yeni işgalciler (Birleşik Mücadele Hareketi’nin militanları) 18 Mart’ta gelmişti.
Çevreci belediye başkanı Pierre Hurmic yaptığı basın açıklamasında, sanatsal faaliyetlerin ve binanın güvenliğinin garanti altında olmadığını söylemiş ve işgalcilerden derhal tiyatrodan ayrılmalarını istemişti. Geceyi şehrin göbeğindeki neoklasik binada geçiren otuz işgalciden, sabah erken saatlerde binayı terk etmeleri istenmiş ve belediye polisi binaya yeni girenlerin girişini engellemişti.
İşgalcilerden biri çıkışta AFP’ye “Polis göz yaşartıcı gaz kullandı, copla vurdu, hala şoktayım, acımasızlardı” dedi. Twitter’da işgalcilerin hesabında da (@OccupationOdeon), “işgal edilen yerlerin hiçbirinde tehditlere veya tahliyelere tahammül edemeyecekleri”söylendi.
21 Mart’tan bu yana Toulon’daki Liberté Tiyatrosu’nda “Biz kendimizi işgal ediyoruz” adlı bir kolektifin bayrağı altında birleşmiş düzinelerce eylemci de kolluk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının ardından 3 Nisan tarihinde binadan çıkarıldı.
İşgal eylemi Belçika’da yayılıyor
Le Figaro; Belçika’nın başkentinde, La Monnaie Kraliyet Tiyatrosu’yla birlikte bir tiyatronun daha “hükümete meydan okumak için” işgal edildiğini yazdı. Sadece müzelerin kapılarını yeniden açtığı Belçika’da eylemciler, Fransa’daki meslektaşlarıyla aynı yolu izliyor. İşgal eyleminin ardından, Kraliyet Flaman Tiyatrosu’nda, bir oyunun yeniden seyirciyle buluşmasına karar verdi. Hükümetin aldığı bütün pandemi önlemlerine rağmen, Brüksel Kraliyet Flaman Tiyatrosu, 26 Nisan’dan itibaren ve beş gün boyunca her akşam 50 seyirciyi ağırlayacağını duyurdu. La Monnaie Tiyatrosu ise 3 Nisan cumartesi gününden beri işgal altında.