2016 yılında Gizem Ertürk ve Hande Selen Canar’ın birlikte kurdukları Ezop Sahne, her türlü performansı bünyesinde barındırmaya müsait, hem konuk ekiplere hem de kurumsal etkinliklere ev sahipliği yapmayı amaçlayan; kendi prodüksiyonları ve çeşitli projeleriyle her yaş grubundan insanın kendine uygun bir seyirlik ve/veya uğraşı bulabileceği bir kültür-sanat evidir.
Ezop Sahne, kendi prodüksiyon ve projeleriyle bugünün ve dolayısıyla geleceğin izleyicisine ulaşmak üzere “nitelikli” işler üretmek amacıyla kurulmuştur. Kuşkusuz, bir kavram olarak “nitelikli” üzerinde topyekûn bir anlaşmaya varmak olası olmayabilir. Ama olabilir de… Sırf bu ihtimal için bile yola çıkmaya değerdi; Ezop Sahne işte tam olarak buradan yola çıktı…
İçimizden daha çok insanın kendinden bir şeyler bulabileceği, izlemekten keyif alabileceği, kişinin harcadığı zamanın hakkını veren gösterimlerin mümkün olduğuna inanan Ezop Sahne, metin tercihlerini tek bir dönemle veya tek bir türle sınırlamayan, her yaştan insana hitap etmeyi amaçlayan, “izlenmeye değer” olanı arayan bir kuruluştur.
Ezop Sahne, “Nasıl bir tiyatro?” sorusuna verilecek cevabı: “Sahnesi, inançlı ve motivasyonunu birliktelik ruhundan alan ekibi, dinamik bir yapısı ve elbette kıymetli seyircisi olan bir tiyatro” olan bir kuruluştur. Sanatın bir yolculuk, bir arayış, bir tür oksijen ve nefes alma biçimi olduğu inancıyla kurulmuştur.
Ezop Sahne, “her yaştan insan için” ve “her yerde performans” şiarıyla yola çıkmıştır. Ezop Sahne bir kuruluş olarak kendini bulunduğu mekan, şehir ve ülkeden öteye taşımayı da amaçlamaktadır. Benzer şekilde yurtdışından çeşitli performansların da Türkiye’de sahnelenmesine köprü olmayı, ev sahipliği yapmayı amaçlamaktadır.
Ezop Sahne, 114 kişilik başlangıç kapasitesiyle tiyatro ve her türden performans, müzik, sinema ve dans geceleri, seminerler, atölyeler, söyleşiler, çocuklar ve yetişkinler için özel aktivite ve eğitimler ile şehre yeni bir soluk katmayı amaçlamaktadır. Her şey hayatı bir parça daha anlamlı, keyifli ve yaşanabilir kılma çabasıdır.
Kuşkusuz anlatma ihtiyacının ve doğal olarak anlatının büyülü bir dünyası var. Bugün bizi bir araya getiren itki de zaten doğrudan anlatma çabasının kendisidir. Ve en eski masal anlatıcısı Aisopos/Ezop bu nedenle Ezop Sahne’nin isim kaynağıdır. Yüzlerce yıl evvel, kendi döneminin özgül koşulları içinde hayvanlar üzerinden anlattıkları geleceğe de miras olarak kalacaktır. Her dönemin kendine özgü koşullarında anlatmanın bir yolunu bulmak… İşte tam olarak hüner buradadır. Bugünün koşullarında ne olursa olsun anlatmanın bir yolunu bulma çabası… Ezop’tan aldığımız ilham tam olarak budur.
