Ankara Devinim Tiyatro On Yaşında!

editor
1,5K Okunma

Ankara Devinim Tiyatro onuncu yaşını kutluyor. Kurucu genel sanat yönetmeni Ahmet Yapar’ın Devinin Tiyatro’nun onuncu yılıyla ilgili yazısını okurlarımızla paylaşıyoruz:

Merhaba dostlar,


2010 yılının 15 Ağustos günü kavruk, sıcak bir Ankara gününde Konur sokakta Kitapça Kafe’ nin küçük, karanlık bir odasında bir araya gelen on beş arkadaşımla yola çıktığımız ilk günü dün gibi anımsıyorum. Önümüzde tekstler hangi oyunu yapacağımızı, nasıl yapacağımızı, kimlerle yapacağımızı hararetli, heyecanlı konuşmalarla tartışıyorduk. Akıl hocalığı yapan, yol gösteren “entelektüel” bir hocamız yoktu başımızda. Açıkçası yanımızda olmak isteyen hocalarımızın bazılarını da biz eleştirip, beğenmiyorduk. Şahsi olarak değil, biz tiyatromuzun manifestosunu hazırlamıştık ve bunu ciddiyetle tartışıyorduk.

Tiyatronun kimliği olmalı, bu kimliğe yakışmalı, hem kişiler hem de repertuar. Bu kadar radikal bir çıkış elbette eleştirilecek, yerden yere vurulacak, dünya görüşlerinin kavgasına tanık olacaktı. Tiyatromuzun adını da “mahkeme” huzurunda almıştık, nasıl ateşli, heyecanlı gençler olmayalım! Tiyatronun kurucuları arasında olan Mertcan, parasız eğitim talebi eylemine katıldıktan hemen sonra mahkemeye çağırıldı, ben de salonda yanındaydım. Hakimin, “ne iş yapıyorsunuz” sorusuna Mertcan, tiyatrocuyum dedi. Hakim, “hangi tiyatro” deyince, o anda büyük bir eksikliği farkettik. Bizim tiyatronun ismi yok ulan! İsimleri tartışıyorduk, başka başka isimler geçiyordu elbette ama henüz bir isim bulamadık çocuğa. Mertcan o an ağırlıkla koymak istediğimiz ismi söyledi, “DEVİNİM TİYATRO.” Hakim bu ismi “ANKARA DEVRİM TİYATROSU” olarak anlayınca ismi bulduğumuza kanaat getirdik. Mahkeme salonunda Devinim Tiyatro’yu kurduk ve hemen peşine Bernard Marie Koltes’in “ROBERTO ZUCCO” isimli oyununun provasına başladık. Prova alacak sahne bulamama, dekorlarımızı muhafaza edecek yer bulamama ve en önemlisi oyunumuzu oynayacak sahne bulamama sorunu ile yüzleştik. Bunlar bir şekilde çözüme zar zor kavuşsa da biz seyirciye ulaşmak için Ankara’nın dört bir yanını afişledik, kurumlarla, makam sahibi göbek kaşıyan sendikacılarla tanıştık fakat gördüğümüz muamele dilenciye verilen sadakanın kibir dili gibiydi, akıl veren çoktu ama yol gösteren yoktu! Yanlış yapa yapa ama tiyatro yapa yapa kendi yolunu buldu Devinim Tiyatro. Ve kuruluş manifestosunu sahnede yazdı:

Devinim Tiyatro, tiyatro tutkunu, tiyatro sevdalısı insanların kurmadığı, tam tersine tiyatroyu eleştiren, saplantı haline getirmeyen insanların oluşturduğu bir ekiptir. 10 Ağustos 2010 tarihinde Ahmet YAPAR öncülüğüyle kurulmuştur. 15 Ekim 2010 tarihinde de ilk oyunları olan Roberto Zucco isimli oyunla seyirci karşısına çıkmışlardır.

Her tiyatro gibi karmaşık süreçlerden geçerek Ankara’ da kendini tekrar eden yapımlardan sıyrılmak, ismi gibi yeni arayışlar, yenilikler içinde olma gayretindedir.


Tiyatroyu sisteme boyayanlara inat, tiyatroyu sistemden sıyıramayanlara inat, öncelikle Türkiye’ deki tiyatro anlayışını ve arayışını eleştirerek kendine bir yer bulma çabasındadır. Türk Tiyatrosu’ nun suskun, yorgun ve baskı altında kalan döneminden sıyrılıp, korkmadan, kuruluşunda kimseden maddi ve manevi destek almadan yoluna devam etmekte, yanlış yapa yapa ama yine tiyatro yapa yapa Türk Tiyatrosu’ na bir “devinim” kazandırma iddiasındadır.

Bu 10 yıl içinde 43 oyuncu, 3 dekor tasarım sorumlusu, 3 koreograf, 7 asistan, 8 müzisyen, 2 ışık tasarımı – kumanda görevlisi arkadaşımın yolu DEVİNİM’den geçmiş. Bu zamana kadar çeşitli sahnelerde birbirinden farklı türde 17 tiyatro oyunu, 3 radyo tiyatrosu, 3 sokak tiyatrosu, 7 cafe / bar tiyatrosu hazırlayıp sahneledik. Binlerce izleyicimize, tiyatro severe turne ve Ankara merkezli oyunlarımız ile ulaştık. Onların alkışlarını kulağımıza kazıdık. Yol arkadaşlığımızın neticesi ve karşılıklı emek, dayanışma ile bu bağı büyüttük ve sağlamlaştırdık. Yıldırım Türker’in “Bahçe” kitabında bahsettiği gibi; Hayatı savunmak adına durmadan ölüme bakmak, iyiliği savunmak adına durmadan kötülüğü tartmak zamanla insanın ruhunu köreltebilir.

Uzun süre karanlıkta kaldıktan sonra güneşe çıktığında gözleri kamaşan adamın körleşmesi gibi. Aydınlığı da paylaşabilmeliyiz. Bu dünyayı yaşanılası kılan insanların serüvenlerine dahil olabilmeliyiz.
Devinim bu paylaşımın inancından sapmadan, ebedi dostluğun samimiyetine inanarak ve “seyircisine güvenerek” yoluna devam etmeye çalışıyor.


Bu ülkede sanat yapmanın her türlü sorunu ile yüzleştik. Mesleki koşullarımız seyircimizi bize, bizi de seyircimizle tanıştırdı. Tanış olduk acılarda… Terör saldırılarında akrabalarımızı, arkadaşlarımızı yitirmemiz, cübbelerin çiğnenmesi, hocalarımızın işlerinden, öğrencilerinden edilmesi daha nice insani ve anayasal hak ihlalleri içinde sahneden bunun eleştirisini yaptık. SUSMADIK… KONUŞTUK… Yok sayıldık belki ama kötünün baktığı tarafa tüm iyiliğimizle yöneldik. Haksız eleştirilere de maruz kaldık. Seyircinin konformistliğini, beklentisini ve dahi bazı bazı popülist yaklaşımlarının şımarıklığına dem vurduk. Ama küsmedik birbirimize… Belki başka oyunlarda, başka yerlerde daha güzel işlerde buluşuruz diye umut ettik. Umut etmeye devam ediyoruz hâlâ… Daha iyisini yapmanın hırsı ile.

Daha güzel bir ülkede değil; güzel vatanımızın koşullarını demokrasiye inanarak değiştireceğimiz günlerde, özgür, sömürüsüz, emeğin karşılığının var olduğu, insanların huzurlu ve barış içinde olacağı günlerde, sahnede güzel hikâyeler anlatmak derdiyle… Ve hep dediğimiz gibi “alkışınızı hak etmek umuduyla”

Ahmet YAPAR
DEVİNİM TİYATRO KURUCU GENEL SANAT YÖNETMENİ
OYUN YAZARI / YÖNETMEN 

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku