Acıların arasından sıyrılarak, biraz da pomad niyetine acıya rağmen sahneye çıkarak…
Önce Levent Ünsal, sonra Rasim Öztekin ve en son ustamız Ferhan Şensoy aramızdan ayrıldılar. Sustuk, yutkunduk, göz göze gelemedik kimseyle uzun süre…
Bu süreçte tiyatro önce sergi alanı olarak açıldı ziyarete, sonra Ferhangi’ysiler markası doğdu. Emanet, bir tarihi eser; miras, bir gelenekti. Hiç de kolay değildi, maddi manevi pek çok şey! Herkes sordu; “Ne zaman açılacak perde?” “Yasımız var” dedik, “Saygı gösteriniz”…
Ortaoyuncular kocaman bir ailedir. Ustalardan miras bir geleneği devam ettirmek boynumuzun borcuydu elbette. Peki nasıl olacaktı? Ferhan Usta olmadan bu gemi nasıl yürüyecekti?
Nöbetçi Tiyatro bile toplandı yeniden; “Biz mi bir şeyler yapsak?” diye… Sahne boş kalamazdı, kalmamalıydı evet. Fakat hiyerarşi esastır efendim Ortaoyuncular’da.
Tam bir yıl sonra, Ferhan Şensoy’u anma gecesinde Derya Şensoy müjdeli haberi verdi. “Şahları da Vururlar”, İKSV Tiyatro Festivali’nde prömiyerini yapacaktı.
Başladı provalar… Ve perde!
Kocaman bir nefes çıktı içimizden. Seyircili genel provada ustamın oturduğu koltuktan izledim eskiden aynı sahneyi paylaştığım ailemi. Sanki sahnenin içindeymişim gibi… Elbette duygusal bir değerlendirme olacak; başka ne yazabilirim ki diye düşünerek bekledim oyun anonsunu. Anons geldi, alkış geldi, gözlerimden yaş geldi. O yaşlar oyun içinde kahkahalara dönüştü.
Ortaoyuncular’da rejisiyle, koreografisiyle, prodüksiyonuyla yeni bir dönem başladı diyebilirim. Dramatug sevmezdi mesela Ferhan Hoca, ki kendi çırağıdır Yavuz Pekman. Metin emin ellere emanet edilmiş. Eskiden koreografa da gerek yoktu, çünkü şarkılar koro tekniği ile durup söylenirdi. Nebi Birgi çok tatlı koreografiler yapmış.
Prodüksiyon meselesi daha karmaşık… Usta çok prodüksiyon da sevmez; “Dekor oynamaz, oyuncu oynar” derdi ve eklerdi: “Peter Brook hiç dekor kullanmıyor.”
“Masal Müfettişi” oyunu ile kızları Ferhan ve Derya Şensoy babalarının bu fikrini zaten değiştirmişti. Güncelleniyordu Ortaoyuncular. “Şahları da Vururlar” oyunu da bu güncellemenin bir devamı oldu.
Reji ise ayrıca teşekkür edilmesi gereken bir konu. Ferhan Şensoy’dan sonra elini taşın altına koyan ve bu oyunun altından hakkıyla çıkan bir yönetmen Volkan M. Sarıöz. Sahnedeki dil birliği korunmuş durumda. En eski Ortaoyuncular Celal Belgin, Erkan Ücüncü, Serap Günaydın, Özkan Aksu ve Elif Durdu ile en yeni Ortaoyuncular ve nöbetdaşlarım Orkun Akyıldız, Sefa Tantoğu ve İlksen Ökte sahnede ahenk içinde.
Fuat Güner ve Ferhan Şensoy’a ait olan oyunun müziklerini ise yine ailenin parçaları, müziğin ustaları Burhan Şeşen, Gökhan Şeşen ve Nejat Yavaşoğulları yapıyor. Ayrıca Sefa Tantoğlu da ustaya selamını sazının telleri ile yolluyor sofitaya.
Oyunun konusuna gelince… Efendim hiç anlatmayacağım, gidiniz izleyiniz!
Oyunu izlediğim günün sabahında İran’da gözaltına alınan 15 bin kişiye idam kararı verildiği haberini okudum. Bugün teyit.org haberin doğru olmadığını açıklasa da İran’da’ki özgürlük mücadelesi ve eylemleri devam ediyor.
Sözün özü;
“İran’da bir yangın var İtfaiye Failün
Faili belli değil Failatün failün
Herkes tutuklanıyor Mefailün failün
Sebebi belli değil Failatün faşizma
Failatün çok saçma”