“Tiyatro Bir Şehrayin, Bir Samanyoludur”

Pınar Çekirge

Bugün Türkiye Tiyatrosu’nun unutulmaz isimlerinden Nejat Uygur’un vefatının yedinci yıldönümü… Yazarımız Pınar Çekirge’nin Nejat Uygur anısına kaleme aldığı yazıyı okurlarımızla paylaşıyor, usta oyuncuyu saygıyla anıyoruz…

*****

18 Kasım 2013 günü kahkahalarını bırakarak gitti…

“Bu iş böyledir. Adam güldürür, güldürür de kendi gülmeden göçer…”

Nejat Uygur ve Nejat Uygur Tiyatrosu denildiğinde aklıma ilk gelen, “turneler” olur. Anadolu’nun neredeyse her köşesinde yazdığı, uyarladığı, yönettiği, hatta ailece oynadığı oyunlarla dolaştı. Tiyatroyu tanıttı, izleyici yetiştirdi yıllarca. Ömrü yollarda geçti neredeyse. Oyunlarının dekorlarını yaptı, afişlerini çizdi. Resim yaptı. Şiir yazdı. Hayatı anlattı sürekli. Yüksek sesle anlattı. Altını çizerek anlattı.

Nejat Uygur

Cibali Karakolu”, “Zam Salak”, “Minti Minti”, “Curacı”, “Borcum Borç Ama Nah Alırsınız”, “Üçün Biri”,  “Alo Orası Tımarhane mi?”, “Aman Özal Duymasın”, Sizinki Can da Bizim ki Patlıcan Mı?”, “Hastahane mi, Kestahane mi?”yi hatırlıyorum şimdi. Ve tabii, “Cafer Bey”, “Beyaz Melek” filmlerini…

Sarıyer Halkevi’nden itibaren hep sahnedeydi. Sanatını, hayallerini, umutlarını her koşulda diri tuttu. Yumuşak, mücadeleci, insancıl üslubuyla halkın içinden çıkıp gelmişti. Naşit Bey,  İsmail Dümbüllü, Gazanfer Özcan gibi, gerçek bir halk sanatçısıydı Nejat Uygur. Halkın sesiydi. Ve hep öyle kaldı.

İnsanı tüm esnekliyle alıp, oynadı. Düşündürdü, güldürdü, sorgulattı. Gerçek bir iletişim dehasıydı aynı zamanda. En yenilmez, en acımasız, en amansız hüzünlerle, sıkıntılarla da sınandı. Başarıyla da. Hep dik durdu. Eğilip, bükülmedi. Kimsenin gölgesi olmadı.

Nejat Uygur 1 Mayıs eyleminde

Her nefes alışında, içindeki derin sanat aşkının ateşini harlıyordu. Seyircisini, her zaman avucunun içinde tutabildi. Çok sevildi. Sahnede her söylediği hayat tarafından doğrulandı. Oynamak, rolden role geçmek geleceğe imza atmaktı onun için. Cibali Karakolu’nun dediğim dedik komseri olarak virtüozluğunu, unutulmazlığını kanıtladı. Gazi Cemal olarak da.

Hatırlıyorum, Yıldırım Öcek tanıştırmıştı beni Nejat Uygur ile. Beşiktaş Kültür Merkezi’nin kulisinde oyun sonrası tebrikleri kabul ediyordu gülümseyerek. Elini sıkarken “Size göre, tiyatro nedir?” diye sorduğumda, “Bir şehrayin, bir samanyoludur. Ekmek, sudur” diye yanıtlamıştı.

Sahnede kurduğu dünyanın güzelliğini, gerçekliğini  ayakta alkışladık yıllarca. Her yaşar kıldığı karakter bir sonrakini besledi. Oyunculuk tekniği, yeteneği, sıradışı iç ışığıyla yüreklere dokundu. Dedim ya çok, pek çok sevildi!

Nejat Uygur

Nejat Uygur, 18 Kasım 2013 günü, kahkahalarını bize bırakarak gitti : 

“Bir gün gelecek tiyatronun zilleri çalacak

    Tiyatronun ışıkları sönecek

    Ve tiyatro perdesi bir daha 

     Üstüme açılmamacasına kapanacak.

     Söz veriyorum sizlere

     Bütün dertlerinizi ben götüreceğim

     Kahkahalarım sizlere kalacak…”

PINAR ÇEKİRGE

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku