“Sansür Aynı Zamanda Bir Ekmek Meselesi”

editor
1,3K Okunma
Sansüre karşı bir araya gelen sinemacılar sansürün sadece bir fikir tartışması değil, birçok emekçinin işinden edilmesine sebep olduğunu vurgulayarak bir araya gelme ve ses çıkartma çağrısı yaptı.

Hükümetin dizi ve filmlere yönelik artan sansür ve baskılarına karşı önceki gün yapılan açıklamaya katılan sanatçılar, sansürün sadece fikir tartışması olmadığını, emekçilerin ekmeklerini de tehdit ettiğini belirterek “Bunun için ses çıkartmamız gerekir” dediler.

Açıklamaya katılan sinemacılardan Yönetmen Serdar Kökçeoğlu, Oyuncu Atilla Gündoğdu, Oyuncu Alper Atak, Sinema TV Sendikası Genel Sekreteri Damla Kırkalı, Sinema TV Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Doğukan Deliduman sansürün vardığı boyut, bugün onlar için ne ifade ettiği ve ne yapılması gerektiğiyle ilgili gazetemize konuştu.

Söz konusu sanat eseri ne olursa olsun sansür ve otosansürün hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu dile getiren Serdar Kökçeoğlu, “Bunun son dönemde bize daha çok dayatıldığını düşünürsek de bu tür birliktelikleri ve dayanışma ruhunu daha fazla görmek gerektiğini düşünüyorum. Kısaca sansüre hayır demek için buradayım” dedi.

‘ÜRETMEYE DEVAM ETMELİYİZ’

Fitili ateşleyen şeyin son zamanlarda Kızıl Goncalar’a verilen cezalar olduğunu belirten Damla Kırkalı, “Bir suredir giderek artmakta olan sansür uygulamalarını gözlüyoruz ve kaygıyla takip ediyoruz. Bunun için ses çıkartmamız gerektiğini, üretmeye devam etmemiz gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Sansürün genellikle nerede çıktığına bakıldığında durumun anlaşıldığını anlatan Doğukan Deliduman, “Hükümet politikasıyla uyuşmayan, gerekçe olarak sundukları ‘Toplumun bir kısmını hedef alan ya da eleştiren’ bir sanat ürünü, söz veya fikir gördüklerinde buna sansür uygulandığını görüyoruz. Son örnekte cemaat yapılaşmasını konu edinen bir dizi projesini görüyoruz. Bunlar daha çok hükümetin desteklediği veya bunlara karşı ses çıkartılmasını istemediği yerlerde hükümetin RTÜK aracılığıyla uyguladığı bir sansür biçimi olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

Sansürün son zamanlarda artmasıyla ilgili Alper Atak; Türkiye’de uygulanan yönetim programı içerisinde ‘bazı kitlelerin’ hoşuna gitmeyen, onları rahatsız eden şeylere değinildiği için ellerindeki yaptırım gücünü uyguladıklarını söyleyerek sansürün yeni bir şey olmadığını ve tarihsel süreç içerisinde hep olduğunu vurguladı.

‘BİR AVUÇ İNSAN İÇİN 80 MİLYON MUTSUZ EDİLİYOR’

Sansürün karşısında sessiz kalmamak gerektiğini belirten Atak, “Sanatın var olabilmesi, özgür bir alan olduğunu anlatmamız lazım. Bir avuç insanı mutlu edeceğim diye 80 milyon insanı mutsuz ediyorsun” şeklinde konuştu.

Bu işlerin içinde yapımcısı, oyuncusu, yönetmeni, kamera ve set ekibi, paydaşları ve tedarikçileri de olduğunu hatırlatan ve onların ekmeğiyle oynandığını hatırlatan Atak, “Bu sadece bir fikir tartışması değil, burada bir ekmek meselesi var. Asıl mesele bu. Hangi din kitabı, hangi demokratik anlayışta ekmekle oynamak var?” ifadelerini kullandı.

‘SANSÜR HEP VARDI’

Tarihin tüm dönemlerinde her zaman sansürün olduğunu belirten Atilla Gündoğdu, “Sanat hep ilerleyen bir harekettir. İlerlemesi de kontrol edilemeyeceği için de genelde sanatın özgür olmaması istenir. Bu yaratının nasıl olacağı, kimlere nasıl etki edeceği de çok takip edilemez. Bu anlamda sansürün hâlâ 2024 yılında yaşıyor olmasının şaşkınlığıyla beraber bunu tarihsel surecin bir devamlılığı olarak görüyorum” dedi.

Üretim kısmının iyice daraldığını aktaran Gündoğdu, “Bu daralmadan da dolayı sanat çok sıkıştırıldı ve ifade etme gücümüz zaten elimizden alındığı için sanatsal bir şekilde ifade etme gücümüz de tamamen elimizden alındı” ifadelerine yer verdi.

Kaynak: https://www.evrensel.net/haber/508468/sansur-ayni-zamanda-bir-ekmek-meselesi

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku