Kültür Sanat Örgütleri: “1 Mayıs Taleplerimizi Coşkuyla Haykıracağımız Bir Gün Olsun”

editor
1,7K Okunma
Kültür sanat alanında faaliyet yürüten sendika ve meslek örgütleri, 1 Mayıs’ı ve taleplerini Evrensel gazetesinden Eylem Nazlıer ve İsmail Afacan’a anlattı.

İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, pazar günü tüm yurtta kutlanacak. Kültür sanat emekçileri de 1 Mayıs alanlarında yerini alacak. Düşünce ve ifade özgürlüğü, kamusal özerk tiyatro taleplerini dile getirecek; esnek çalışmaya ve mobinge karşı tepkisini gösterecek. Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Yeşim Özsoy, Sine-Sen Genel Başkanı Mehmet Esen ve Yaykoop Yönetim Kurulu Başkanı Elif Akkaya ile 1 Mayıs’ı ve taleplerini konuştuk.

“SAVAŞA VE YOKSULLUĞA KARŞI ÇIKMAK GÖREVİMİZDİR”

TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner: Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı ülkelerde insan hak ve özgürlüklerinden söz edilemeyeceği açık bir gerçek. Bu gerçeği AKP iktidarı döneminde misliyle yaşadık, yaşıyoruz. Sendikamız, amaç maddesi uyarınca; “Tam bir yazı ve özgürlüğünün gerçekleştirilmesi ve korunması için her türlü yasal mücadele yürüterek hukuki, sosyal, kültürel, ekonomik, temel hak ve özgürlükleri korumakla” yükümlüdür. Bu bağlamda işçi, emekçi, yazar, sanatçı ve aydınlarla 1 Mayıs alanında hep birlikte başta savaşa karşı olmak üzere açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, açlığı büyüten zamlara karşı çıkmak görevimizdir. Bu 1 Mayıs tek adam yönetimin, adaletsizliğin, ötekileştirme ve her türlü eşitsizliğin ortadan kaldırılacağı bir direniş olmalıdır. Bugün Gezi Parkı direnişinin tek adamın talimatıyla yapılan yargılamasında olduğu gibi Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının 50 yıl öncesinde idam edilişlerinin hesabı sorulmalıdır. Yolumuz Deniz ve arkadaşlarının da dediği gibi tam bağımsız bir ülke, özgür, demokratik bir Türkiye olmalıdır.

“1 MAYIS, TİYATROYA İNANCIMIZI TEKRAR HATIRLADIĞIMIZ GÜNDÜR”

Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Yeşim Özsoy: Tiyatrolarımızın herhangi bir şirket, dükkan gibi tacir statüsünde olması ve kültürel, kamusal hizmetlerinin göz ardı edilmesi pandemi sırasında özel tiyatrolar için büyük yaralar açtı. Pandemiden evvel 26 sahne vardı bünyemizde şu an bu sayı 20’ye düştü. Çoğu tiyatrocu pandemi sürecinde mesleğini bırakmak durumunda kaldı. Bazen de yan sektörlere ya da bambaşka alanlara geçmek durumunda kaldı. Sahnelerimiz kapandı ve kalan sahnelerimiz de halen yaşamsal olarak ayakta durma problemleriyle yüzyüzeler. Tamamen sokağa ve bilet satışına dayalı bir sistemle ayakta durmaya çalışan tiyatrolarımız küçük orta ve büyük ölçekte fark etmez, bu desteksizlik ve ekonomik sıkıntılar dolayısıyla zarar gördü. Tüm bunlara rağmen ayakta durma kapasitesini her şeye rağmen devam ettiren, bu alana büyük emek sarf eden, inadıyla ve inancıyla bu ülkede tiyatro yapmaya devam eden bir kitleyiz. 1 Mayıs verdiğimiz emek anlamında bu inancımızı tekrar hatırladığımız gündür.

Mevcut mevzuatta “tacir” sayılan ancak kamusal faaliyet yürüten özel tiyatroların kendine özgü bir mevzuata kavuşması için çalışıyoruz. Sorunların anlık değil derinden ve temelden çözülmesi için mevzuat değişikliği şart. Tiyatrolarımızın sahneli olanlarının özellikle, destek yönetmenliğinde farklı bir statüye ulaşması en temel konulardan biri. Belediyelerle tiyatrolarımızın ilişkisinin daha organik, iletişimi kuvvetli ve uluslararası standartta olması şart. Özel sektörün kültür sanatın doğasını ve dünya çapında gelişmesini önceleyen bir yapıda destek alanları yaratmasını istiyoruz. 1 Mayıs’ı oyuncusundan yönetmenine, teknisyenine; tasarımcısından oyun yazarına, dramaturguna kadar sahneye dair tüm emekçilerimiz adına kutlarken örgütlenmenin, bir arada, yan yana durmanın ve dayanışmanın altını çizmek isteriz.

“SESİNİ KAYBEDEN İNSANLARI ALANLARA DAVET EDİYORUM”

Sine-Sen Genel Başkanı Mehmet Esen: Pandemide çalışmama gibi bir lüksümüz yoktu. Çünkü buna iktidar izin verdi. İnsanları bir şekilde evde tutmak gerekiyordu. Ve bizler özel izinlerle çalıştık. Tabi bu arada çok sıkıntılarımız oldu. Ama setler hiç durmadı. Hep çalıştık, ekipler halinde çalıştık. Çok sancılı geçti bizim için bu süreç. Biz işçiyiz. 12 saat 14 saat belki 18 saat çalışmak zorunda kalan setlerimizi var. Dönem öyle bir dönemki patronlardan yana. Patronlar da bunu çok iyi kullanıyorlar. ‘Bizde set saatleri 12, bizim sektör başka’ diyorlar. Halbuki burada çok büyük bir yalan var. Bizim setlerimizde de işçiler aynı çalışma süresine sahipler. Bunun için en önemli gördüğümüz şey bu. İkincisi mobbing uygulanıyor, birçok yerde insanlar işten atılma korkusu yaşıyor. O yüzden de seslerini çıkarmıyorlar. Sinema emekçileri, dizi sektörü çalışan emekçiler, tiyatro emekçileri insanlar ekmek parasını kaybetmemek için susmak zorunda kalıyorlar. Biz de sendika olarak bu insanların sesi olmalıyız. 1 Mayıs’ta bunların düzelmesi talebiyle alanda olacağız. Hak, hukuk, adalet bitmiş durumda. Artık bizlerin, kitlelerin ses çıkarması gerekiyor ve burada sanatçılara çok büyük görev düşüyor. Burada arkadaşlarıma sesleniyorum; bu konuda insanlarda yaratılmak istenen korku toplumunu kırmak gerekiyor. Bizler öne çıkmazsak, bizler yanlışa hayır demezsek bizler insanlara örnek olmazsak bu acılar, bu sömürü düzeni, bu baskı düzeni devam edecek. 1 Mayıs’ta sesini kaybeden insanları alanlara davet ediyorum. Gelin hep beraber sesimizi alanlarda yükseltelim. Ne kadar birlik olursak sesimiz o kadar güçlü çıkar. Bütün sanatçı arkadaşlarımı bu dayanışmayla 1 Mayıs’a davet ediyorum.

“SORUNLARI AŞMANIN YOLU DAYANIŞMAK VE MÜCADELE ETMEKTİR”

Yaykoop Yönetim Kurulu Başkanı Elif Akkaya: Uluslararası mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs, işçiler ve emekçilerin taleplerini yükselttikleri özel bir bayramdır. En önemli kültür ürünlerinden biri olan kitabın üretilmesi ve okura ulaştırılması gibi anlamlı bir faaliyeti omuzlayan yayıncılar olarak, sesimizi emekçilerin sokaklarda yükselttikleri sese katıyor, onlarla birlikte haykırıyoruz: Yaşasın 1 Mayıs!

2022 1 Mayıs’ını son derece olumsuz ekonomik ve siyasal koşullarda karşılıyoruz. Emekçilerin hayatı her geçen gün katlanılmaz hale geliyor, geçim zorlaşıyor. Ekmek, özgürlük ve adalet mücadelesi siyasal baskı ve yasaklarla engellenmek isteniyor. Biz yayıncılar da mevcut zorlukları en ağır şekilde yaşıyoruz. Kitap üretmek, tanıtmak ve okura ulaştırmak için büyük sıkıntılara göğüs germek zorunda kalıyoruz. Yükselen maliyetleri kitap fiyatlarına yansıtamıyoruz, satın alma gücü giderek azalan okurlarımız ekmek ve su gibi bir ihtiyaç olan kitaba erişemez hale geliyorlar.

Biliyoruz ki, sorunları aşmanın yolu birlik olmak, dayanışmak ve mücadele etmektir. 1 Mayıs, tüm emekçilerle birlikte sesimizi yükselteceğimiz, taleplerimizi coşkuyla haykıracağımız bir gün olsun.1 Mayıs, yayıncılık faaliyetinin devamlılığını sağlayan sektör çalışanlarına ve tüm emekçilere kutlu olsun!

Kaynak: https://www.evrensel.net/haber/460491/kultur-sanat-alanindaki-orgutler-1-mayis-taleplerimizi-coskuyla-haykiracagimiz-bir-gun-olsun

 

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku