Prof. Dr. Müzeyyen Buttanrı, Hasan Erkek’i, oyunlarından, şiirlerinden yola çıkarak, dünya barışı için çırpınan, sevgiyi, barışı, dostluğu, hoşgörüyü bütün dünyaya yaymak isteyen, herkese kucak açan biri olarak gördüğüne dikkat çekiyor.
Prof. Müzeyyen Buttanrı daha önce tiyatro tarihi ve oyun yazarları Hidayet Sayın ile Remzi Özçelik üzerine yaptığı araştırmalar sırasında rastlamış akademisyen, yazar, şair, senarist, tiyatro yönetmeni Hasan Erkek’in yapıtlarına… “Kendi başına çok şey başarabilen bir kişilik” olarak ilgisini çekmiş. İşte bu düşünce ve 2 yıllık bir emek sonucunda ortaya çıkmış Opus Yayınları tarafından yayımlanan “35. Sanat Yılında Hasan Erkek Sanat, Yaşamı ve Tüm Eserleriyle” adlı kitap… Baskı kalitesi ve özel cildiyle de dikkat çeken kitap üzerine Müzeyyen Buttanrı ve Hasan Erkek ile konuştuk.
PEK ÇOK KİŞİYE YOL GÖSTERİYOR
Buttanrı, Hasan Erkek’in oyunlarında uyguladığı tekniğin o zamana kadar incelediği binlerce oyundan farklı olduğunu görerek etkilenmiş: “Ülkemizin sayılı çocuk ve gençlik oyunu yazarlarından birisi. Dünyayı dolaşma fırsatı yakalamış. Oyunları pek çok dünya diline çevrilmiş ve pek çok ülkede oynanmış ve oynanmakta. Kendi çabaları ile birkaç Batı dilini öğrenmiş. Dünya çocuk ve gençlik tiyatrolarını tanıma fırsatı yakalamış ve edindiği tecrübelerini yazdığı oyunlarında uygulayarak Türk tiyatrosuna yeni bir bakış kazandırmış. Sadece oyun yazmakla da yetinmiyor. Tiyatro ile ilgilenen pek çok kişiye yol gösterecek kuram kitapları yanında tecrübelerini yazdığı anılarını da bizlerle paylaşıyor.”
GENÇLER İÇİN ÖRNEK BİRİSİ
Bütün bunların yanında Hasan Erkek’in ilk şiir kitabının 14 yaşındayken yayımlanması, sanat basamaklarını çok küçük yaşta tırmanmaya başlaması da ilgisini çekerek, “Böyle bir insanı daha yakından, tüm çalışmalarını inceleyerek tanımak ve tanıtmak ihtiyacı duydum. ülkemiz gençliği için bir başarı örneği olduğunu değerlendirdim,” şeklinde düşünmesini sağlamış.
Farklı üniversitelerde görev yapan ikili, bu çalışma nedeniyle sık sık bir araya gelmeye başlamış böylece… Basılmış bütün kitaplarının yanı sıra, basıma hazır ancak henüz yayımlanmamış dosyalarını da okuma ve değerlendirme olanağı bulmuş.
Buttanrı, bu çalışmanın bundan sonra Hasan Erkek üzerine yapılacak olan çalışmalara da örnek olacağını ümit ettiğini ifade ediyor.
Erkek’in yazdığı oyunlarında, şiirlerinde onu dünya barışı için çırpınan, sevgiyi, barışı, dostluğu, hoşgörüyü bütün dünyaya yaymak isteyen, herkese kucak açan biri olarak gördüğüne dikkat çeken Buttanrı, “Her türlü insanın derdini, sıkıntılarını içinde hisseden, dürüst, sözünün eri, ülkesini, halkını çok seven, bir şeyler yapmak için çırpınan, çalışkan, mükemmel bir insan. Oyunları özgün, etkileyici, yerelden evrensele yöneliyor, evrensel değerleri işliyor. Türkçeyi çok güzel kullanıyor. Şiirlerindeki orijinal imajlar dikkat çekici.
Onu tanımaktan çok mutlu oldum. Bu özellikleri beni gerçekten çok etkiledi. Böyle mükemmel bir insanı yakından tanımak benim için de bir şans oldu,” diyor.
ASIL MESELE BENZEMEMEKTE
Hasan Erkek, Müzeyyen Buttanrı’nın 2 yıllık bir emek ile hazırladığı kitap için,
“Her şeyden önce bir kıymet bilirlik örneği. Yayımlanmış yapıtlarımın yanı sıra yayınlanmamış dosyalarımı da araştırmasına dahil etmesi çok önemliydi. Sayesinde ben de, yazdıklarımla ilgili belgeleri, fotoğrafları toplayıp düzenledim. Hem bütün emekleri için Müzeyyen hocaya hem de Opus Yayınları’ndan Oktay Özdemir ve Senem Tüfekçioğlu Özdemir’e teşekkür ederim,” diye konuşuyor.
Erkek, yazmaya başlamasının yazın yaşamının en önemli dönüm noktası olduğuna vurgu yapıyor. İlkokul döneminde okuma kitaplarında yer alan şiirleri çok basit bulduğunu belirterek devam ediyor: “Çocuk edebiyatının henüz gelişmediği, öğretmen kökenli bazı şairlerin yazdığı didaktik ve klişe şiirlerdi. O tür şiirleri benim de yazabileceğimi düşünmüştüm. O yaşlarda şiiri öyle sanmıştım. Daha büyük şairleri (örneğin Nâzım Hikmet’i, Turgut Uyar’ı, Cemal Süreya’yı, Behçet Necatigil’i) henüz tanımıyordum. Nitekim önce okul kitaplarındakine benzer şiirler yazdım. Evimle, okulumla, annemle ilgili şiirlerdi bunlar. Öğretmenim Seydi Emrem bu şiirleri beğenip duvar panolarına asıyordu. Ancak giderek, asıl meselenin o basitlikte şiirler yazmamakta ve onlara benzememekte olduğunu anladım.”
İŞİNİZİ İYİ YAPMALISINIZ
Ortaokul sıralarında, okul müdürü Münir Taştan ve öğretmenlerinin öncülüğünde, “Biz Çocuk Değildik Çocukluğumuzda” adlı ilk şiir kitabı yayımlanır. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü 3. sınıfta okurken TRT’nin kuruluşunun 25. yılı nedeniyle 1989’da açılan radyo oyunu yarışmasına katılır. İlk kez yazdığı bir radyo oyunu olan “Bedel” adlı oyunu 110 oyun arasından büyük ödüle değer görülür. Sonraki yıllarda kitapları yayınlanır peş peşe…
Erkek’in yaşamında şiirin apayrı bir yeri var. “Şiir yaşamımın her yerinde. Yazdığım, yaptığım her şeyin arkasında, belki de önünde şiir vardır. Çünkü şiir yalnız bir teknik değil, ama aynı zamanda bir niteliktir” diyor.
