“Dertlerine Çare Aramak Yerine Tiyatrolar Ehlileştirilmek İsteniyor”

Kımız Zeynep Bozkır

“Özel tiyatrolara Devlet Tiyatroları salonları açıldı” sevinci ile düştü haber; iyi de boş günlerinde zaten açıktı! Fiyat indirimi yapılmış meğer; “e bari ücretsiz olaydı şu kötü günlerde” . “İyi de o vakit DT oyunları mı eksiltiliyor yani?” demeye kalmadı, “oyun metinleri isteniyormuş ama…” sıkıntısı karıştı konuya. 

Aslında oyun metni verip vermemek değil tek konu. (Kaldı ki; gerekmediği halde çoğu tiyatro oyun metnini Emniyet’e bile veriyor) Söz konusu kurum Devlet Tiyatroları ve oynanan birçok oyunun metni var zaten arşivinde. Hatta yeni yazılan metinler bile hızla ulaştırılır Edebi Kurul’a…

Konu bir tiyatroya “ne oynuyorsun?”, “ne diyorsun?”  ve “her hâlini benim iktidar alanıma taşıyamazsın!” denilmesidir: Yani sansür! Yani denetleme! Yani köşeye sıkıştırıp susturma denemeleri…(Video da istesinler hatta, zira bir metin birçok biçimde sahnelenir ve vurgusu metni aşar bazen!) 

Ama sorun sadece bu değil, üç ayrı koşul var açılan salonlarda oynamak için:

  1- Kültür Bakanlığı’na kayıtlı (tescilli) tiyatrolar başvurabilir,

  2- Salonu olan tiyatrolar başvuramaz,

  3- Oyun metni verilmelidir.

Yukarıdaki 1 ve 2. madde başlıbaşına “ayrımcılıktır”. Bu yıl destek isteklerinden sonra çıkan yönetmelikle birlikte, bazı tiyatrolar Kültür Bakanlığı’na tescil için başvurmuş ve bir kısmı kabul edilmiştir. Kabul edilmeyenler ve başvuru yapmayanlar da tiyatrodur ve bu cici tiyatrolardan olmadılar diye “tiyatroculukları ve tiyatroları” yok sayılamaz.

2. maddenin devre dışı bıraktığı “salonu olan tiyatrolar”danözellikle alternatif oyunlar sergileyen tiyatroların salonları küçüktür ve pandemi koşullarında azaltılan seyirci sayısı ile çok zor durumdadırlar. Ayrıca oyunları büyük sahnelere uymasa da, (oda tiyatroları, stüdyo sahne, atölye sahne vb.) bazı sahneleri isteme hakları olmalıdır, yok sayılamaz.

3. madde: “Oyun Metni İstemek!”

a) Bu Devlet Tiyatroları yöneticilerinin talebi olmasa gerek; Kültür ve Turizm Bakanlığı üzerinden dayatılan bir uygulamadır ve başta da dediğimiz gibi, oyun metinleri genellikle zaten DT’de bulunur. Ama denetimin sopasını, özellikle “ortak dil” arayanlara hatırlatmak böyle bir şeydir…

b) Devlet Tiyatroları’nın oyunlarını sürdürürken boş günlerde eskisi gibi salonları vermek (kiralamak) sisteminde kalınabilir ve sadece “sizlere indirim yaptık” olabilirdi bu güzelliğin adı. Çünkü o vakit  – “tescilli tiyatro”, “amatör tiyatro”, “metnini getir”– gibi garip ayrımcılıklar ve uygulamalar olmazdı. Sonuçta bu uygulama da “indirimli kiralama”, yani salonlar kiraya verilecek yine. 

Bu yıl değişen şey, tiyatroların pandemi nedeniyle zor durumda olmasıdır ve Bakanlık gerçekten çare aramak yerine, “tiyatroları ehlileştirmek” hesabıyla “mağdur edip yardım yapan” durumundadır başından beri. Bu durumda da her yardım kabul edilmemeli, anayasa maddelerinin (sanatçılara destek) uygulanması hatırlatılmalı, zaten hakkımız olanı destek gibi görerek temenna dilinden vazgeçilmelidir.

Kararımız ise bu şartlarla; DT Salonlarını istememektir, edilgen davranmamaktır. 

Ve elbette “sanatçının çağının tanığı” olduğunu hatırlayarak toplumda zor durumda olanın sadece tiyatrolar ve tiyatrocular olmadığını görmek, ülkemizin içinden geçtiği karanlığı da gözardı etmeden hayatın içinde doğru konumlanmaktır.

KIMIZ BOZKIR

Bağımsız Tiyatro Birliği Başkanı 

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku