Kadıköy Theatron sezona prömiyerlerle başlıyor!

editor
1,9K Okunma
Kadıköy Theatron, yeni sezona Yeldeğirmeni’ndeki yeni sahnesinde yeni oyunları ağırlayarak başlıyor. Geçtiğimiz sezondan devam eden oyunlarla birlikte Theatron’da pek çok oyun seyircisiyle buluşacak.
Kadıköy Theatron’un yeni adresi: Osmanağa Mahallesi, Nakil Sokak, No: 4/1 (Eski Pera Binası)
İşte Theatron’da sahnelenecek oyunlar:
Parrhesia – KaST: 9 Ekim (Prömiyer)-16-23-30 Ekim 2019   Saat 20:30

Parrhesia: Hakikati söylemek, söylendiğinde risk veya tehlike barındıran egemen olana ya da genel bir görüşe rağmen hakikati söylemek şeklinde tanımlanır. KaST ekibi olarak 21.oyunumuzun çıkış noktası Foucault’un Parrhesia-Gerçeği Söylemek kitabı oldu.Korku ,ihtiyaç, arzu, mahremiyet,şiddet,masumiyet… üzerine masa başında yaptığımız çalışmalar ardından bu kavramları fiziksel anlatı ve imajlar aracılığıyla sahneye taşıdık. Hakikati savunmanın hem zorlaştığı hemde elzem olduğu bir çağda insan olmanın gerekliliklerini sorguladığımız bu oyun uzun bir araştırma sürecinin kısa bir kesiti.Boş alanda metin,ışık ve bedenlerle çağımızı mercek altına alıyoruz..

Oyuncular: Can Güvenç, Çağıl Kaya, Didem Kırış, Gözde Yıldırım, Melike Kutluer, Merve Ceyhan, Veysel Sis

Yöneten : Salih Usta

Işık Tasarımı: Utku Kara

Kostüm Danışmanı: Hilal Polat 

Asistan: Açelya Çetinkaya, İlker Aksu

Süre: 60 Dakika 

Dansöz – Mek’an Sahne : 21 Ekim (Prömiyer)-29 Ekim 2019  Saat 20:30  

En son, dört yıl önce, “Apaçi Gızlar”la tiyatro sahnesiyle sokak performanslarını birleştirmeyi deneyen Mek’an, bu sezon “Dansöz”le hikaye anlatıcılığı ve oryantal arasında yeni bir dil arayışında. Meryem adlı bir dansözün hikayesini anlatan ekip, “Severek yaptığımız işler, başkalarının talepleriyle nasıl bir işkenceye dönüşür?” sorusunun peşine düşmüş. Bunu yaparken de, “bakış” gibi hem felsefenin hem de gösteri sanatlarının tam merkezinde olan kavramlardan biriyle yoğun bir hesaplaşmaya girmişler.

Oyunun konusu ise şöyle: 

“Hiç kimsenin, annesinin bile dönüp bakmadığı kayıp bir kız çocuğunun; Meryem’in hikayesini anlatıyor “Dansöz”. 

Meryem, dünyanın ağırlığını gövdelerinde taşıyan çocuklardan. Fakat günün birinde, duyduğu bir müzikle, bütün hikayesi aniden değişiyor: Meryem, kökleri kadim ritüellere kadar uzanan oryantali ve dans ettikçe daha da büyüyen gövdesindeki hafifliği keşfediyor. Bakışlar ilk kez üstüne çevriliyor.

Tam da tüm bakışların üstüne çevrildiği andaysa, Meryem, bakışın da kendi ağırlığıyla geldiğini; hatta bazen görülmenin en ağır yük olduğunu, bakanın neredeyse her zaman gördüğünden fazlasını talep ettiğini fark ediyor…

Buradan sonrası ise kıyamet!”

“Çölün tek gözü vardır, o da Allah’ındır. Tek Allah’ın nazarı üstündeymiş gibi oynayacaksın…”

 

Oyunun Künyesi:

Yazan: Şâmil Yılmaz

Yöneten: Şâmil Yılmaz

Oynayan: Sezen Keser

Dramaturg: Ozan Utku Akgün

Proje Asistanı: Lâmi Birant

Kostüm: Hilal Polat

Koreografi: Elif Aydın

Işık: Berk Kaya

Yapım Desteği: Kadıköy Theatron / Behiç Cem Kola

Teşekkürler: İbrahim Halaçoğlu, Oğulcan Arman Uslu, Pelin Temur, Şükrü Keleş, Ceren Özcan, Banu Fotocan, Selcan Özgür, Hülya Sibel, Gülnara Golovina…

Uzun Zaman Önce Mayısta – Tiyatro Mundus: 27 Ekim 2019 (Prömiyer)   Saat 19:00  

OYUN KONUSU

Cevabı saklı bir matematik; 81 yapboz parçası… Bir aşkın, bir ayrılığın ya da bir ömrün anıları olabilir bu. Roland Schimmelpfennig’in yazdığı Sibel Arslan Yeşilay’ın çevirdiği bu ilginç oyununda ilişkinin geçmişine dair izler ararken, yalın bireyin farklı karakterlerdeki yansımalarını izleten kesik bir kurgu bütünü sunuluyor. Sıkışıp kalmak, çok sevmek, tükenmek… Nerede başladı aslolan? Birbirine benzeyen fakat aynısı olmayan yapboz parçaları, saklı olan cevabı bulmak için seyircisinin yardımını bekliyor. Samuel Beckett ve Pina Bausch esintileri içeren Uzun Zaman Önce Mayısta Türkiye prömiyeri ile seyirciyle buluşuyor.

OYUN KÜNYESİ

Orijinal Adı: Vor langer Zeit im Mai / Long Time Ago in May

Yazan: Roland SCHIMMELPFENNIG

Çeviren: Sibel Arslan YEŞİLAY

Yöneten: Erkan KILIÇ

Yardımcı Yönetmen: Sercan ŞEKERCİ

Koreograf: Erkan KILIÇ

Kostüm Tasarım: Gamze TAŞ

Müzik Tasarım: Hasan BÖRÜBAN

Müzik ve Işık Uygulama: Harun ACAR

Afiş Tasarım: Ezgi TAŞKIN

Video Tasarım: Sercan ŞEKERCİ

Oyuncular: Anıl ÇALIM, Beyza SEYHAN, Merve AYTEŞ, Selin ERESİN, Sena SONAT, Sercan ŞEKERCİ

Stupid Fu*king Bird – Theatron :  2 Kasım 2019 (Prömiyer)   Saat 20:30  

Çehov’un Martı’sındanUyarlama… Gibi…

(Bu yazı, asıl metinden alınıp çevrilmiştir) Annesinin kuşağı tarafından yaratılan sanata karşı duran genç bir yönetmen. Ünlü bir romancının sevgisini kazanmak için eski bir Hollywood yıldızıyla güreşen, çekici, genç bir aktris. Herkes aşk, sanat ve yetişkin olmanın ne denli hayal kırıklığı yaratabileceğini keşfeden bir yolculuğa çıkar. Çehov’un Martı eserinin bu çağdaş ve komik uyarlamasında, Aaron Posner, her şeyin gerçek anlamını bulmak için genç ile yaşlı, geçmiş ile bugün arasında amansız bir mücadele başlatır. James Sugg tarafından bestelenen orijinal şarkılar, Çehov’un karakterlerinin iç çatışmalarını, düşüncelerini ve mutluluk peşindeki kovalamacaları yüzeye çıkarmaktadır. Stupid F**king Bird, sanat, sevgi ve devrimin kendi mutluluk arayışınızı nasıl körüklediğini düşünmek için, bu sezon sizi gıdıklayacak ve harekete geçirecek.

SAHNE ARKASI

Yazar: Aaron Posner

Yönetmen: Behiç Cem Kola

Çevirmen: Sevda Deniz Karali

Besteler: Behiç Cem Kola

Yardımcı Yönetmen: Gökçe Şahin

Yardımcı Yönetmen: Utku Yıldız 

Asistanlar: Ecem Adıyaman,  Hazal Tüfekçi, Egemen Cigal, 

Dekor ve Kostüm Tasarımı:  Hilal Polat

Işık Tasarımı: Utku Kara

Afiş Tasarımı: Erin İlkcan Aslan 

KARAKTERLER & OYUNCULAR:

NINA: Gizem Katmer

EMMA: İlkay Türkoğlu

TRIGORIN: Korhan Soydan

CONRAD: Müfit Çağlayan

DEV: Uğur Baran

MASH: Tarçın Çelebi

Oyun saati: 20:30 ( Pazar günü sahnelenecek bir gösterim için saat 19:00 olacaktır) 

Bir Yıldız Batıyor – 3Kulak: 11-25 Ekim 2019   Saat 20:30

Taşrada büyüyüp İstanbul’da oyuncu olan Gökhan, büyük mücadeleler sonunda üne ve paraya ulaşır. Ancak eksik birşeyler vardır. Gerçekten istediği nedir? Nazmi Sinan Mıhçı, bu hikayeyi kuklasıyla birlikte anlatıyor.

Yapım: 3Kulak

Oynayan: Nazmi Sinan Mıhçı
Yönetmen: Orkun Yeşim
Metin Düzenleme: Evrim Yağbasan
Dekor: Tırışka Tasarım
Işık Tasarım: Utku Kara

3kulak
Nazmi Sinan Mıhçı, Evrim Yağbasan, Orkun Yeşim

tek perde

Artık Sığınağın Kalmadı – KaST:14-28 Ekim 2019   Saat 20:30

Artık Sığınağın Kalmadı, KaST‘ın fiziksel anlatıma ve yaratıcı sürece dair son yıllarda yoğunlaşan laboratuvar çalışmasının bir ürünüdür.

Oyun, yaşamını dışarıdaki dünyadan ayırmayı seçen bir bireyin kayıtsızlığını, yorgunluğunu ve yalnızlığını, bir metre doksan santim genişliğinde ve üç metre uzunluğunda bir tavan arasından anlatıyor.

George Perec’in Uyuyan Adam romanından hareketle,
Yöneten: Salih Usta
Oynayan: Didem Kırış
Işık Tasarım: Utku Kara
Kostüm Tasarım: Hilal Polat
Dekor tasarım: Ahsenur Çiftçioğlu, Esin Çınar
Ses Tasarım: Çağıl Kaya
Afiş Tasarım: Nilüfer Taşkın
Asistanlar: Açelya Çetinkaya, Ayça Yiğitoğlu

Yolluk – İlyas Odman : 17 Ekim (Prömiyer)-24 Ekim 2019  Saat 20:30

“yolluk”
mecusi’ler, şaman’lar, dengbej’ler, göçmüş kediler hakkında müzikli danslı anlatı
İlyas Odman

“ gelin oğlanlar, ateşin başına oturun ve dinleyin sizden önce ateşin başına oturanların hikayesini”
neil gaiman

Reji / Hareket Tasarımı : İlyas Odman
Mantra yazımı : İlyas Odman , Christina Flick / avesta’dan esinlenilmiştir.
Müzik: Nasa. Space sounds / Max Richter. Dream no.3 / Tantrum. This is the end / İlyas Odman. Corpus hermeticum
Video Tasarım: Filiz İzem Yasın
Dramaturjik Destek: Zeynep Günsur Yüceil
Fotoğraf: Atlas Unlimited / Karthik Pandian and Andros Zins-Browne
Teknik destek: Dilan Yoğun
Işık dramaturjisi : Kemal Yiğitcan, Gülay Yiğitcan

Odman’ın Yezidilerin kutsal metni Avesta’yı dolaşarak onu insanlarla paylaşan mecusi’lerden ilham alarak üretmeye başladığı bir oyundur. Anlatıcı aynı Mecusiler gibi hikayesine hep baştan başlamakta, sese ve ritme dayalı mantrasının içinde kaybolmak için her başlangıçta bir shot viski / ateş suyu içmektedir. Aynı bir şaman gibi dört elementin hikayesine erişmek için kendini kaybetme ihtiyacındadır. Kendini yitirdiğinde ise “kelâm”ı “ses”e çeviren dengbeje dönüşecektir, kelimenin yok olduğu yerde Mecusi, Dengbej ve Şaman anlatılan hikayede birleşecektir.

Peki hikaye neden bahsetmektedir ? Hikaye hayattan hepimizi birleştiren bir yol olarak bahsetmektedir. Her kayıp anımızda karşısında boşluğa düştüğümüz ölüme inat insanın asırlardır tutunduğu hikayelerin hepimizin yollarını nasıl birleştirdiğinden bahsetmektedir. Her yolun ve hikayenin büyük bir nefeste birleştiğinden bahsetmektedir.

“Yolluk”, hem hikaye anlatıcısını hem de dinleyicileri bir yolculuğa çıkaran bir performanstır, her yol gibi yolcusu başında ve sonunda değişime uğrar. Anlatının başında anlatıcı, anlatacağı hikayenin kökenlerini aynı bir sempozyum yapısındaki gibi paylaşmaktadır. Bize oyunun ilhamını gayet akademik bir şekilde anlatmaktadır. İzleyici kendini öğrenci konumunda bulur, bir süre sonra bu formal ilişki anlatının anlatıcı için ne ifade ettiğini sanki bir içki masasında dertleşircesine paylaştığı bir muhabbete dönüşür, ardından neye dönüşebileceği ise o gecenin yolunun kendini nerede bulacağı ile belirlenecektir.

Naif Bey:  22 Ekim 2019   Saat 20:30

“Bu; yalnız kalmış, yalnız bırakılmış, toplumun ona yakıştırdığı role karşı karşı gelen bir çorabın hikayesidir.

Naif Bey, bir dönem kuklalık yaptıktan sonra emekliye ayrılmış, kendi halinde yaşayan aksi bir çoraptır. Günün birinde komedyen olmak isteyen Gökhan ile tanışır. Onun yalnızlığını sever ve ona yol göstermeye karar verir. Artık Gökhan’ın bir görevi vardır. Her gösteriden önce sahneye çıkıp, seyirci ile başbaşa kalmayı öğrenecektir. Bu Gökhan’ın gelişimi içün çok mühimdir.

Sahneye çıkmaya başlarlar, seyirci onları çok sever.”

Yazan-yöneten: Gökhan Yılmazer

Teşekkürler
Veysel Sami Berikan
Murat Eren Bakır
Serhan Demirkan
Duygu Çakır
Selen Çelik

Süre: 90 Dakika
Tür: Komedi

Kader Can – BAM : 31 Ekim 2019  Saat 20:30

Babalar ölür, sonra çocukları… Bulut ölür, yağmur olur, insan ölür, toprak olur, rüzgar eser, kaya olur… Bundan da çok güzel rap olur.” Kader Can’ın 12 aylık askerlik hikayesi, biraz öncesi, biraz da sonrası… Kendi kabuğuyla geçen bir ömür, koşullar, yollar, postallar ve annesi…Biraz savaş, biraz aşk, tek nefes, tek perde…

Yapım: BAM
Yazan/Yöneten: Murat Mahmutyazıcıoğlu
Oynayan: Deniz Karaoğlu
Yönetmen Yardımcısı: Sevda Deniz Karali
Hareket Düzeni: Gizem Bilgen
Müzik: Ah Kosmos
Kostüm/Dekor/Görsel Danışman:Erdi Eralp Uğur
Fotoğraflar: Berkant Demirbek
Proje Asistanı: Selim Özden Karadana
Yapım Desteği: Kadıköy Theatron
Süre: 90 dk. Tek perde

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku