Hatay, Bir An Önce Kendi Tiyatro Işıklarıyla Buluşmalı!

Kımız Zeynep Bozkır
2,6K Okunma

Hatay… Nerdeyse bir yıla yakın zamandır yıkık, toz duman.. Dahası, sokakları caddeleri karışmış, nereye gittiğini anlamıyor, nereye vardığını bilemiyorsun, tarihiyle birlikte yerle bir olmuş kentte…

Ama kültürü direniyor, insanları “biz burdayız” diyor ve “gitmeyiz bir yere, başka yerler rahat da olsa biz rahat olamayız kendimiz gibi yaşayamayız” diyorlar. Gidenleri de geri dönüyor. Kentin enkazı altında kalan hayatları sevgiyle anarak güç topluyor, onarılır durumda olduğu söylenen evlerine giriyorlar ya da konteyner kentlere sığınıyorlar… Kentin hayata tutunmaya çalışan esnaf dükkanlarında en güzel tatlar, lezzetler yanında güleryüz, konukseverlik kucaklıyor bizi. 

Sanatla, tiyatroyla uğraşanlar turnelerden bilir, çok güzel yürekli seyircileri vardır Hatay’ın. Eğlenceyi seven ama popülizme de pek gönül düşürmeyen bir kültürün sahipleridir onlar. 

Hatay Sanatçılar Derneği’nden dinledik deprem sonrası süreci. Başkanları Vejdi Koçak, aynı zamanda Hatay Büyükşehir Belediye Şehir Tiyatrosu’nun kurucu Genel Sanat Yönetmeni. Eşi, tiyatrocu Süheyla Koçak‘la kendi şehirlerinde “tiyatroda önce insan, çünkü bu sanat insana, seyirciye ait” diyerek 35 yıla varmış tiyatro yolculukları. Onlar da biz de kentin dinamikleri ayağa kalkmadan, binalar kalksa bile (ki ortada bina yok!) kent de nefes alamaz.

Ancak, Vejdi Koçak “yapacağız, yaşayacağız” diyor inatla. “Bu toplumda sanatla tiyatroyla var olduysak, yine yapacağız, yine kendi üslubumuzla, kendi sanat anlayışımızla el ele tutuşacağız seyircimizle…” diyor. Ben de tüm yüreğimle katılıyorum Bağımsız Tiyatro Birliği Yürütme Kurulu Üyesi sevgili Vejdi Koçak‘a ve oyuncu arkadaşım sevgili Süheyla Koçak‘a. Haklılar, yıkıntılarda da olsa “sanat yaşam alanları” olmalı, üretmeli, mutlaka üretmeli  sanat insanları…Kente dışardan katkı veren, emek veren, bizzat orada olan ama pahalı sanat taşıyanlardan farklı olarak, kentin kendi dokusuyla bütünleşen sanatçıların, özellikle de tiyatrocuların katkısı büyük bu süreçte. 

Hatay Sanatçılar Derneği Başkanı Vejdi Koçak “Gitmiyoruz” diyor ve devam ediyor: “Deprem öncesi Belediye Parkı’nda küçük bir yerimiz vardı… Kostüm ve dekorlar da oradaydı, depremde hasar aldı, doğal olarak, içindeki işe yarar eşyaları alındı. Bir tek demir kapısı kaldı. Biraz toparlanınca  yeni bir mekan arayışına girdik. Mühendis dostumuz Fevzi Askeri, bize arazisini açtı. Biraz zorlayarak Afad’dan bir konteyner aldık, teşekkür ediyoruz Afad’a.. Burada yapılanmaya başlayınca bir Hristiyan komşumuz da bir konteyner aldı bize, bir de küçük tuvalet. Şimdi elektrik ve su bağlantılarımızı bekliyoruz. Burada bir sanat yaşam alanı oluşturmak istiyoruz. 25 yıllık bir amatör tiyatroyuz, Büyükşehir Belediye Tiyatrosu da ayakta, faal olamayan başka tiyatrolarımız da var. Hatay’ın sanat insanları olarak bölgemizde tiyatro ve sanat yapabilmeliyiz. Biz Hatay Sanatçılar Derneği olarak, bu alanda atölyeler yapar, oyunlar oynarız. Antakya civarı ve Defne’de 50-60 ya da daha fazla konteyner yerleşim alanı var. Buralarda projeler üretebilir, oyunlar çalışabilir ve oralara giderek çocuklarla oyunlar oynayabilir, onların yüzleri güldürülebilir. Destek istedik ama, arayıp başarılar dileyenlere bu destek; para ve iban vermek için değil diye belirttik. Bu destek eşya ve (Çalışma birimi için kitaplık, masa, bilgisayar, ısıtıcı, klima, yükselti vb.) akla gelen eşyalar öncelikle. Zaten bir yandan biz de kendi çabalarımızla tamamlıyoruz bu eksiklikleri.” 

Vejdi Koçak ve “mecburuz” diyor ve gülümseyerek “inat kazanır” diye ekliyor… Sözü ben alıyorum ve  Tiyatro için de, bizler için de amatörlük önemli, yerel önemli, kendi kültürüyle üretilen, seyircisiyle buluşan sanat-tiyatro değerli… Hele de 25 yıldır yapılan amatör tiyatro çok önemli. Şenol Tiryaki hocamızın “Amatör” isimli kitabında belirttiği gibi, “aşkla yapan” demektir amatör” diyorum.

“Bu bölgeden ayrılamayız, sanatsal anlamda hizmet şiarımız” diyor Vejdi Koçak. Para desteği değil, araç-gereç istiyor Hatay Sanatçılar Derneği. Böylece kendi yapısını donatacak, kentin yetişkin ve çocuklarıyla çalışacak. Biz de yerelden bölgeye, bölgeden merkeze ve ülkeden evrensele şiarıyla destek olacağız.

Evet, o vakit “biz de mecburuz”! Yıkılan kentlerimizdeki tiyatrolarımız ayağa kalkmalı ve kentin insanlarıyla buluşmalı. İnsanlar, oyunlarla sokaklarında, kentlerinde, oluşturdukları alanlarda nefes almalılar. Yıkılma korkusuyla da olsa evlerini yeğleyenler, hasarlı da olsa bir evi olmayanlar, konteyner kentlerde yaşayanlar; her şeye rağmen kentini, kültürünü terk etmeyenler bir an önce kendi tiyatro ışıklarıyla,  bölgedeki tiyatroların ışıklarıyla buluşmalı!…

KIMIZ ZEYNEP BOZKIR

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku