Kendi ifadesiyle “Yirminci yüzyılın ikinci çeyreğinde doğup Türkiye’de ve dünyada sayısız siyasal, kültürel ve toplumsal olaya tanıklık etmiş” olan Ayla Algan – “Yaratıcı Oyuncu ve Yaratıcı İnsan” ( YKY Yayınları, 2023) adlı kitabında anılarından yola çıkarak, hem bir dönemi tüm gerçekliğiyle belgeliyor, hem de “yazarın yazmadığı yerde ortaya çıkan” yaratıcı oyunculuğu ve oyunculuğun tarihsel macerasını son derece akıcı bir ifadeyle okura aktarıyor. Bugünün oyuncusuna ışık tutuyor… Yol gösteriyor. İşin püf noktasını kulağına gizlemeden, açıkça fısıldıyor.
“Masallarını, içindeki çocuğa ve hepimize anlatıyorum, hepimiz için şiir yazıyorum…”
“Sanıyorum doğuştan yaratıcı doğar insan, bazıları bunu kullanır bazıları ise hep öğretileni taklit eder. Elli yaşına gelince de insan alışkanlıklarıyla yaşar olur ve yaratma edimi onun için inanmadığı bir kapris gibi, ‘Bu yaştan sonra deli miyim yapacağım?’ diye düşünceler geliştirir. Alışkanlıklarınla, ‘Keşke ben de oyuncu olsaydım’ der ve keşkelerle yaşar ama gerçekten olmak isteseydi olurdu aslında. ‘Ailem istemedi!’ der, bizim de babamız istememişti.”
Ayla Algan, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları, LCC dönemlerinden, Tiyatro Araştırma Laboratuvarı’ndan, Kerim Afşar, Tuncer Kurtiz, Şener Şen’li Berlin yıllarından, Muhsin Ertuğrul, Beklan Algan, Hamit Akınlı, Erol Keskin, Fatma Nudiye, Peter Stein‘den, işçi tiyatrosundan, kendisini Ajda Pekkan‘ın yerine solist altı olarak gazino programına alan Zeki Müren‘den, bugün bile belleğimde taptaze kalmış Fanila Fenelon yorumundan, film, plak çalışmalarından, nasıl ve neden 1402’lik olduklarından da bahsetmiş.
Beklan Algan‘ın yönettiği “Hamlet” oyununda Ophelia’nın Hamlet’e elinde tuttuğu mücevher yerine Marx‘ın “Kapital“ kitabını vermesinin ardından yaşananlar…
“Sezuan’ın İyi İnsanı” oyununda sucu rolünü oynayan oyuncunun “Sağ elimi sakatladım, sol elimi kullanıyorum” sözünün sansürlenmesi…
“Tarih utansın! Ertesi gün de bütün gazete manşetlerinde, ‘Sezuan’ın İyi İnsanı’ı, İstanbul’un kötü insanı susturdu’ yazmıştı. Kötü insan, sansürdü.”
Ayla Algan sadece yarına kalacak bir arşiv kitabı yazmamış, anlattıkları, özellikle oyuncu adayları için gerçek bir ders notu niteliğinde. Umarım satır altlarını çizerek, notlar alarak, çok şey öğrenerek okurlar.
Zaten ne diyor Ayla Algan:
“Seyirci ile yolculuk bilimsel bir yolculuktur. Kahve falı ya da eğlence tiyatrosu değildir. Bugünün oyuncusu, oyuncu insandır; zihin ve bedeniyle rolünü tasarım yaparak hazırlar. Bu dijital çağ içinde, sizler de merak edin, düşünün, araştırın, belki yeni egzersizleri, yeni tanımlamaları, benim bulamadığım yeni kahramanları siz bulursunuz.”
“Yaratıcı Oyuncu Yaratıcı İnsan”, pek çok boşluğu dolduran, bir rehber kitap olarak da okunmayı, hem de dikkatle defalarca okunmayı hak ediyor. Öneririm.