Genco Erkal: “Ahmed Arif, Nâzım’dan Sonra DNA’sı Benimle En Çok Örtüşen Şair”

editor
1,7K Okunma

Ahmed Arif’in 30’uncu ölüm yıldönümüne özel hazırladığı müzikli gösteri “Şahdamarım” ile sahne alacak Genco Erkal, Ahmed Arif için “Nâzım’dan sonra DNA’sı benimle en çok örtüşen şair” yorumunda bulunuyor.

Birgün gazetesinden Işıl Çalışkan’ın haberini paylaşıyoruz:

Usta tiyatrocu Genco Erkal, hayattayken yayımlanan tek şiir kitabı “Hasretinden Prangalar Eskittim” ile edebiyatımızda önemli bir yer edinen şair Ahmed Arif’i sahnesine taşıyor. Ahmed Arif’in ölümünün 30’uncu yıldönümü nedeniyle Dostlar Tiyatrosu’nun hazırladığı, Genco Erkal’ın uyarlayıp yönettiği “Şahdamarım” adlı müzikli gösteri ilk gösterimini bugün 21.00’de Göztepe Açık Hava Tiyatrosu’nda yapıyor. Gösteride şairin şiirlerinden bestelenen şarkıları sahnede Ercan ve Gökhan Çağıran kardeşler yorumlayacak.

Usta oyuncu Erkal, şiirimizde doruk noktası diye yorumladığı Ahmed Arif ile ilgili, “Tiyatro yolculuğumun bir gün onunla kesişmesi kaçınılmazdı” ifadelerini kullanıyor. Erkal ile Şahdamarım’ı konuştuk.

Nasılsınız? Ülkenin yoğun gündeminde ruh sağlığınızı korumayı nasıl başarıyorsunuz?
Ben eğleniyorum doğrusu. Meraklı bir gerilim dizisi gibi. Kaldırdığın her taşın altından birbiriyle bağlantılı inanılmaz sürprizler çıkıyor. Aman kahramanlara bir şey olmasın da bilgi akışı devam etsin, işin daha nerelere kadar varacağını bir görelim diyoruz. 80 küsur yıllık yaşamımda böyle koyu bir pislik görmedim ben. Marmara’nın dibi gibi. Ama en eğlenceli yanı, en tepeden başlayarak, adalet mekanizmasına, iktidar partisi mensuplarına, değerli yandaş medyamıza uzanan suskunluk ve başını kuma gömmüş devekuşu sendromu. Onlar başka bir dünyada yaşıyorlar anlaşılan. Dilerim bu pislikte boğulurlar da biz biraz huzura kavuşuruz.

SAHNEDEN UZAKKEN KİMYAMIZ BOZULUYOR

Sahneleri ne kadar özlediğinizi tahmin edebiliyoruz. Bunca zaman sonra seyirciyle kavuşacak olmak size neler hissettiriyor?
Müthiş bir sevinç var tabii. Ama onun yanı sıra, hani uzun süre bisiklete binmezsiniz de, acaba unuttum mu; binince sürebilecek miyim korkusu oluşur. İnsanın kimyası bozuluyor, eklemler tutukluk yapıyor, kısa sürede yeniden form tutabilecek miyim tedirginliği gelişiyor. Onun için iki misli daha çok çalışmak, emek vermek gerekiyor.

Seyirci de en az sizin kadar heyecanlı olsa gerek. İlk gösterimin biletleri günler öncesinden tükendi…
Evet, ama gerçekten bu kadar uzun süre eve kapalı kalmak, sosyal yaşama yabancılaşmak, sanat etkinliklerinden uzak kalmaktan bezdi insanlar. Güzel bir yaz gecesi, şöyle açık havada, bir konser, bir tiyatro gösterisi izlemeyi özledi. Birlikte çok keyifli anlar yaşayacağımızı düşünüyorum.

YOLUMUZUN KESİŞMESİ KAÇINILMAZ BİR SONDU

Ahmed Arif’in 30’uncu ölüm yıldönümüne özel bir müzikli gösteri hazırladınız. Ahmed Arif’in sizin için nasıl bir anlamı var?
Ahmed Arif’in şiirimizde bir doruk noktası olduğunu kabul etmek lazım. Yaşamı boyunca yayımladığı bir tek kitapla bu ülkeyi bu denli etkilemiş başka bir ozanımız yok. Gürül gürül akan müthiş zengin bir şiir. Biz onunla birlikte bazı politik, sanatsal gecelere çıktık. Ben Nâzım’dan okuyordum, o da kendi şiirlerini. Dinleyenler üzerindeki inanılmaz etkisini yakından izledim. Hayran kaldım. Ayrıca, Nâzım’dan sonra DNA’sı benimle en çok örtüşen şairdir. O yüzden tiyatro yolculuğumun bir gün onunla kesişmesi kaçınılmazdı.

Ahmed Arif’in hayatında sizi en çok etkileyen ne oldu?
Her şey. Çocukluğu, yetiştiği yöre, gördüğü zulüm, imkânsız sevdası… Hangi birini saymalı?

dna-miz-uyustu-893984-1.

 

Ahmed Arif’in şiirlerinin geniş kitlelerce sevilmesinin sebebi nedir sizce? Onun şiirlerini farklı kılan nedir?
Kendine özgü bir dil yaratmıştır. Yetiştiği yörenin Türkçesiyle, büyük kentlerin Türkçesini harmanlayıp o güne kadar edebiyatımızda bilinmeyen, alabildiğine zengin, ahenkli, değişik ve çarpıcı ritimleriyle müzikal bir şiir dili oluşturmuştur. Dinlerken sizi yakalar, peşinizi bırakmaz, sürükler götürür.

Ahmed Arif ve şiiri Türkiye’de anlaşılabildi mi?
Bence evet. Bunun kanıtı da bunca sevilmesi, kitabının rekor sayıda baskı yapması ve köylere kadar ulaşıp dillerde dolaşması. Sadece aydın kesimin değil, halkın ona sahip çıkması, onu kucaklaması. Bir ozan daha başka ne bekler?

Ozanın şiir, söyleşi ve mektuplarından yola çıkarak hazırlamışsınız gösteriyi. Arif’i sahneye taşırken hassasiyetleriniz nelerdi?
Ona sadık kalmak, şiirinin değerine yaraşır bir iş çıkarmak, onu en doğru biçimde yansıtmak. Onu taklit etmeden kendime özgü bir yoruma ulaşmak, içimdeki Ahmed Arif’i bulup çıkarmak.

Ahmed Arif, dilin en büyük şairlerinden olarak gösterilir. Böylesi bir şairi sahneye koyarken çekinceleriniz de oldu mu?
O bir dev. Şiiri de zor bir şiir. Kitapta okurken başka. Onu bir dinleyişte sahneden izleyiciye ulaştırabilecek miyiz? Onun şiirini iyi tanıyanların beklentisini karşılayabilecek miyiz? Asıl mesele bu zengin şiirden eş değerde bir tiyatro gösterisi kotarabilecek miyiz?

İKTİDARIN SANATLA RUHU BARIŞMIYOR

Müzikli bir gösteri olacak. Müzisyenlere 17 aydır yaşatılanlarla ilgili neler söylemek istersiniz?
Sadece müzisyenler mi? Biz tiyatrocular da çok çektik. Bu iktidarın kültürle, sanatla ruhu barışmıyor. Bu en son gece 12’den sonra müzik yasağı tüy dikti. Görülmemiş bir rezalet. Resim, heykel ve insanı insan yapan değerler, genelde sanat bunlara yabancı. Sen paradan, inşaattan, rüşvetten, yolsuzluktan, mafyayla el ele iş çevirmekten haber ver. Akılları ona eriyor.

Önümüzdeki sürece dair nasıl planlarınız var?
Dilerim yaz aylarında oyunlarımızı yeterince sergileyebilecek açık hava mekânları buluruz. Pandemi döneminde tiyatro açısından en büyük eksiğimiz bu bence. İktidardan bir şey beklemiyorum, bari muhalif belediyeler bu konuda destek olsa. Acilen açık havada oyun sergileyebilecek tiyatro mekânlarına ihtiyaç var.

dna-miz-uyustu-893982-1.

 

HASRETİN ŞAİRİ: AHMED ARİF

Toplumcu gerçekçi şairlerden biri olan Ahmed Arif’in şiirlerinin toplandığı tek kitabı ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’ 1968 yılında yayımlandı, Türkiye’de en çok basılan kitaplardan biri oldu. Ahmed Arif’in şiirlerini çoğunlukla yazarak değil, kafasında kurguladığı ve hafızasında tuttuğu biliniyor. Ahmet Kaya, Cem Karaca gibi sanatçılarca birçok şiiri bestelendi. Ankara’da yalnız yaşadığı evinde 2 Haziran 1991’de geçirdiği kalp krizi sonucu 68 yaşında hayatını kaybetti.

ŞAHDAMARIM GÖSTERİM TARİHLERİ:

2 Temmuz Cuma 21.00: Kadıköy Belediyesi Selamiçeşme Özgürlük Parkı Amfi Tiyatro
14 Temmuz Çarşamba 21.00: Küçükçiftlik Park
26 Temmuz Pazartesi 21.00: İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu
27 Temmuz Salı 21.00:
İzmir Suat Taşer Tiyatrosu

Kaynak: https://www.birgun.net/haber/dna-miz-uyustu-350264

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku