Devlet Tiyatroları’ndan 5. Ankara Buluşması: “Klasikler Haftası”

Turgay Tural

Geçtiğimiz ay dördüncüsü düzenlenen “Devlet Tiyatroları Ankara Buluşma”larının beşincisi Ocak ayında gerçekleştirilecek. Aralık ayında “Kadın Yazarlar Haftası“ kapsamında Türkiye’nin dört bir yanından kadın yazar ve yönetmenlerin oyunlarını Ankara’da ağırlayan Devlet Tiyatroları’nın yeni “Ankara Buluşması”nın adı belli oldu: “Klasik Oyunlar Haftası”.

Etkinlik kapsamında, Türkiye’nin farklı şehirlerindeki devlet tiyatroları tarafından sahnelenen “Klasik Oyunlar” 14- 20 Ocak tarihleri arasında Ankara’da seyirciyle buluşacak.

İzmir DT- Hastalık Hastası

Elbette bu türden “buluşmalar” seyirciler için oldukça sevindirici. Zira  aynı kategoride yer alan pek çok oyunu izleme olanağı yakalamak İstanbul dışındaki tiyatroseverler için çok zor. Bu türden etkinliklerin devamı ve hatta arttırılması genel olarak seyircilerin arzusu. Ancak, özellikle tiyatro müdavimlerinin kimi şikayet ve dileklerinin de dikkate alınarak “buluşmaların” daha “verimli” kılınabilmesi mümkün olabilir. İşte bu nedenle, konuyla ilgili görüştüğümüz Ankara’nın tiyatro müdavimlerinin değerlendirmelerini aktarıyorum sizlere. 

Ayşe Kara: “Altı turne oyunu ve üstelik hepsi klasik… Böyle önemli bir etkinliği sadece bir haftaya sıkıştırılmasındaki mantığı çözebilmiş değilim. Ayrıca Pazar günleri matine de yok. Bu durum, benim gibi Cumartesi dahil tüm hafta çalışan izleyiciyileri, üzülerek bu oyunlardan eleme yapıp tercih yapmaya zorluyor. Oysa tüm turne oyunlarını izlemek istiyorum. Devlet Tiyatroları böylesi güzel uygulamayı haftalara yayarak biz müdavimleri de mutlu edebilir.”

Seyhan Topçu: “Devlet Tiyatroları’nın bu sezonki turne politikasını anlamak çok güç. Geçen sezonlarda turne programlarını bir iki oyunla geçiştiren, hatta bazı sezonlarda hiç turne yapmayan Devlet Tiyatroları, bu sezon geçmiş yılların intikamını alırcasına üst üste turne programları düzenliyor.  Evet bir tiyatro sever olarak turne oyunlarını her zaman dört gözle bekliyorum. Fakat bir haftaya farklı bölgelerden yedi-sekiz oyun sıkıştırılınca memnun olmak imkansız. Çünkü haftanın altı günü çalışan bir tiyatrosever olarak oyunlara yetişemiyorum. Sekiz oyundan en fazla iki oyuna bazen de sadece bir oyuna gidebiliyorum. Buluşmalar daha geniş bir zamana yayılsa ve hepsini izleyebilsek, seçmek zorunda kalmasak çok daha memnun olacağım.”

İstanbul DT- Elektra

Ebru İpek: “Oyunların bir haftaya toplanması oyuncuların diğer şehirlerdeki oyunları ve oyuncuları görüp değerlendirmesi için düşünülmüş gibi. Bu sıkışık programda zaten seyircilere turne oyunlarının hepsini izleme şansı maalesef tanınmamış.” 

Tolga Acar: “Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü önceki sezonlarda Shakespeare Haftası, Çehov Haftası ve Tek Kişilik Oyunlar Haftası gibi etkinlikler ile Ankaralı tiyatro seyircisinin bölge tiyatroları yapımı oyunları izlemesini sağlamıştı. Sözkonusu ortak temalı oyunlar haftası geleneği bu sezon kadın yazarlar / mezun sanatçılar  haftası ile devam etti. Bu çok doğru, anlamlı ve tam zamanında gerçekleştirilmiş bir proje. Bu ay da klasik oyunlar haftası düzenlenerek, ortak paydası olan bölge oyunlarını Ankaralı tiyatroseverlerin beğenisine sunuyorlar. Bu da güzel. Gelgelelim tüm oyunların beş gün içerisinde sahnelenmesi seyirci için çok yorucu ve oyunların tümünü izleyememesine neden oluyor. Ankara seyircisi ağırlıklı olarak çalışanlar ve öğrenciler… Doğal olarak, bir haftalık kısa bir sürede mesai ve ders koşturmacası devam ederken sahnelenen oyunları -çok istemelerine karşın- göremiyorlar. Devlet Tiyatroları’nın söz konusu ortak temalı oyunlar gösterimlerini daha geniş bir zamana yayması Ankara seyircisini memnun edecektir.”

Pelin Okumuş: “Ben bir haftalık heyecanı, koşuşturmacayı çok seviyorum aslında. İyi bir organizasyon ile Oda Tiyatrosu ve Küçük Tiyatro’daki oyunları ardarda getirince, yedi oyun cepte! Bir hafta olsun ama sezonda iki kez olsun isterim ben bu muhteşem buluşmaların. Kaçıranlar kaçırdığı oyunları da seyredebilsinler, çok beğenenler beğendikleri oyunları tekrar seyredebilsinler diye.”

Adana DT – Fareler ve İnsanlar

Benim şahsi fikrime gelince… Programı görünce çok heyecanlandım. Ankara’daki oyunları devlet ve özel tiyatrolar olarak ayırt etmeksizin seyreden biri olarak, seyredecek oyun bulmakta güçlük çekerken ilaç gibi geldi. Kadın Oyunları Haftası’nda sekiz turne oyunu gelmişti ve Pazar gününe oyun koyulmadığı için Cumartesi günü üç oyun izleyerek toplamda yedi oyun seyredebildim. Teknik olarak zaten tüm oyunları seyretme şansı vermemişti bize Devlet Tiyatroları. Ama Klasik Oyunlar Haftası’da turne oyunu sayısı altı.  Dolayısıyla teknik olarak hepsini görme şansım var. Gerekirse programımı sıkıştırıp, sahneden sahneye koşarak tüm oyunları seyredeceğim. Yorucu olsa da ben bu buluşmalardan çok hoşnutum.  Fakat yaşam koşulları itibarıyla diğer tiyatro müdavimleri ve pek çok seyirci benim kadar şanslı değiller  elbette. Bu nedenle onların eleştirilerine de katılmamak mümkün değil.  Programın biraz daha geniş zamana yayılması seyircileri rahatlatır ve oyunların daha çok seyirci tarafından izlenmesini sağlar. 

Ayrıca, bu kadar yoğun bir haftanın bitiminde keşke seyircilerin de katılımına açık bir değerlendirme toplantısı, söyleşi tarzı bir organizasyon da yapılsa çok daha verimli olabilir etkinlik. Hem seyircilerin gelişimi ve farkındalığını arttırmak hem de sahne tarafının seyircilerin oyunu nasıl gördüğünü anlamaları açısından bu türden bir organizasyon çok değerli olacaktır kanısındayım. Yönetmenlerin tasarladıklarının ne kadarının seyirciye ulaştığını tespit etmeleri de sağlanabilir böylece. Örneğin, Çehov Haftası’nda seyircilerin yanı sıra akademisyen ve dramaturglar da Çehov oyunları, karakterleri, karakterlerin yapıları, sahnelenen oyun bağlamında bir tartışma yapabilirlerdi.  Benzer biçimde, “Klasikler Haftası”nda Shakespeare ve Moliere üzerine böyle bir değerlendirme toplantısı hiç fena olmazdı!

Antalya DT-Windsor’un Şen Kadınları

Öte yandan, Devlet Tiyatroları “buluşma” programlarının sadece Ankara’da düzenlenmesi de pek adil değil. Diğer şehirlerdeki tiyatroseverler de bu türden etkinlikleri çok arzuluyorlar ve Ankara dışında “buluşulmamasına” tepki gösteriyorlar. Ankara’ya yakın şehirlerde yaşayan kimi tiyatroseverler sadece haftasonu için bile olsa Ankara’ya gelip birkaç oyun seyretmek için çabalıyorlar. Tabii, ülke genelinde Devlet Tiyatroları’nın “sahne sayısına” bakılınca bu durum kaçınılmaz gibi. İstanbul’da bile mevcut sahne sayısıyla böyle kapsamlı bir etkinlik düzenlemesi oldukça zor. Gönül ister ki, sahne sayıları artsın ve bu türden etkinlikler pek çok şehirde mümkün olan en geniş seyirci kitlesine ulaşsın. Devlet Tiyatroları’nın “buluşma” adı altında organize ettiği oyun haftalarını destekliyorum ve artarak devam etmesini umuyorum. Elbette seyircilerin dilek ve şikayetleri gözönüne alınarak… 

Ben bir seyirci olarak “Absürd Oyunlar Haftası”nın harika bir fikir olacağını düşünüyorum. 1993 yılından beri bir Samuel Beckett oyunu sahnelemeyen Devlet Tiyatroları için de farklı bir deneyim olur diye düşünüyorum!… 

Erzurum DT- Mösyö De Pourceaugnac

Klasik Oyunlar Haftası kapsamında sahnelenecek oyunların tam listesi şöyle:

İstanbul DT – Elektra (Yazan: Sofhokles, Yöneten: Işıl Kasapoğlu)

Erzurum DT – Mösyö De Pourceaugnac (Yazan: Jean-Baptiste Poquelin Moliere, Yöneten: Işıl Kasapoğlu)

Adana DT – Fareler ve İnsanlar (Yazan: John Steinbeck, Yöneten: Jason Hale)

Antalya DT – Windsor’un Şen Kadınları (Yazan: William Shakespeare, Yöneten: Nesimi Kaygusuz)

Sivas DT – Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası (Yazan: William Shakespeare, Yöneten: Volkan Gündüz)

İzmir DT – Hastalık Hastası (Yazan: Moliere, Yöneten: Vladlen Alexandrov)

Ankara DT – Cimri (Yazan: Jean-Baptiste Poquelin Moliere, Yöneten: Işıl Kasapoğlu)

Ankara DT – Suç ve Ceza (Yazan: Dostoyevski, Oyunlaştıran: Gaston Baty, Yöneten: Prof.M. Bozkurt Kuruç)

 

4

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku