Selen Korad Birkiye’den “Ulusal Drama Günü 2020 Bildirisi”

Selen Korad Birkiye
4,K Okunma

Oluşum Drama Enstitüsü tarafından her yıl 28 Şubat’ta kutlanan Ulusal Drama Günü’nün bu seneki bildirisini dergimiz yazarı ve yayın kurulu üyemiz Doç.Dr. Selen Korad Birkiye kaleme aldı. 

2006 yılı Ulusal Drama Semineri’nde katılımcıların önerisiyle kutlanmasına karar verilen Uusal Drama Günü, Oluşum Drama Enstitüsü tarafından ülkemizin ilk drama lideri olarak kabul edilen Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu‘nun doğumgünü olan 28 Şubat‘ta kutlanıyor.

İngilizce’ye çevirilerek drama ile ilgili uluslararası alanlarda da yayınlanan Ulusal Drama Günü bildirilerini bugüne dek; Prof. Dr. İnci San, Tamer Levent, Prof. Dr. Sevinç Sokullu, Dr. Hatçe Baltacıoğlu, Prof. Dr. Tülin Sağlam, Prof. Dr. Aysel Köksal Akyol, Prof. Dr. Nurhan Tekerek, Prof. Dr. Esra Ömeroğlu,  Prof. Dr. Belma Tuğrul, Prof. Dr. F. Nihal Kuyumcu, Prof. Dr. Beliz Güçbilmez ve Öğr. Gör. Gülşen Yegen yazdılar.

 

Ulusal Drama Günü 2020 Bildirisi

BİR YARATICI DİRENİŞ BİÇİMİ OLARAK DRAMA

Sanatın demokratikleşmesi hareketinin hız kazanmasının ardından yaratıcı dramanın okullara ve hayata girmesi bir tesadüf değildir. Sanatla uğraşmanın “sanatçı”nın tekelinden çıkıp sıradan insanın da kendini ifade edebileceği bir alana dönüşmesi, eğitimciler açısından son derece ilham verici olmuştur. Uzun yıllar boyunca kişisel ve toplumsal becerilerin kazandırılması kadar, örgün eğitim müfredatındaki derslerin işlenmesinde de alternatif ve etkili bir yöntem olan yaratıcı drama, günümüzde bir başka misyona daha soyunmaya doğru evrilmektedir: Bunu toplumsal değişimde bir katalizör olma işlevi olarak tarif edebiliriz.

Başlangıçta da yaratıcı drama, yaratıcı ve özgür düşünceli bireyler yetiştirme hedefine odaklanmasına rağmen aslen toplumsal düzenin ve kurumların devamını ve sağlıklı işleyişini ön planda tutmuştur. Ancak dünyada yükselen sağcı, antidemokratik, dogmatik, antiekolojik, neoliberalist, bireysel ve toplumsal eşitlikten uzak politik eğilimlerin yükselişine karşı bir antitez olarak eleştirel, salt devletçi ya da salt bireysel çıkarcılıktan uzak, toplumsal sorumluluğa sahip bir insan modelini benimseyen, politik doğrucu, organizasyon ve eylem becerileri yüksek bireylerin yetiştirilmesi misyonu yaratıcı dramada ön plana çıkmaya başlamıştır. Bunu yaparken sosyal öğrenme kuramının temel ilkelerine paralel kazanımlar hedeflenmiştir.

Artık yaratıcı dramanın farkındalık yaratmanın ötesine geçerek, bireyden ve bireylerin birbirleriyle etkileşiminden başlayacak bir toplumsal değişimi harekete geçirecek bir yöntem olduğunun kabul edilmesi ve bunun sorumluluğuyla hareket edilmesi son derece önemlidir.

Yaşanabilir bir dünya ve gelecek istiyorsak, 7’den 70’e etkileşimde bulunduğumuz her katılımcıya, gönüllüye, lidere bu bakışın kazandırılması gerekmektedir. Aksi halde karbon ayak izini azaltmak için kendi üzerine düşeni bile yapmayan, toplumsal, ekonomik ve siyasal eşitsizlikleri “normal” kabul edip kaderine razı olan, kalabalıklara ya da erke uymayı hayat biçimi olarak benimseyen, gündelik çıkarlarını ve ekonomik kazanımlarını ilkelerinin üzerinde tutan, adalete, demokrasiye, insanca yaşamaya ve en önemlisi özgürlüğe değer vermeyen milyonlara yenilerini eklememiz işten bile değildir. Tehlike çok yakındadır, ancak yaratıcı drama en azından bir direniş umududur.

28 Şubat Ulusal Drama Günü Kutlu Olsun!

Doç. Dr. Selen Korad Birkiye

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku