Yaşar Gündem: ‘Dayanışma ve umut, elimizden gelen bu!’

editor

Turnelerinin iptal olmasının ardından oyunlarını kendi ofisinde kurduğu sahne ile Facebook canlı yayını üzerinden yayınlayan tiyatro oyuncusu Yaşar Gündem, amacının böylesi zor zamanlarda insanlarla dayanışma kurarak umut aşılamak olduğunu söyledi.

İz Gazete’den Tugay Can’ın haberini okurlarımızla paylaşıyoruz:

İkinci Dünya Savaşı’nın kırılma anlarından biri olan Nazilerin 872 gün süren Leningrad kuşatması sırasında Sovyet müziğinin en büyük parçaları bestelenir. Hatta ki; ünlü Sovyet bestecisi Şostokoviç, itifaiye eri olarak çalıştığı kuşatma sırasında Leningrad senfonisini besteler. Bunları niçin anlatıyorum? Tüm dünya gibi ülkemiz de koronavirüs karşısında çaresiz durumda. İnsanlar evlerine kapanmış, tüm sosyal faaliyetler kısıtlanmış. Sergiler kapatılmış; konserler ve tiyatro oyunları iptal edilmiş… Kuşkusuz insanlığın bir sınavı bu.

Yaşar Gündem Samsun Sanat Tiyatrosu’nun Genel Sanat Yönetmeni… Samsun Sanat Tiyatrosu ise Türkiye’de turne yapan, kendisini turne ile var eden sayılı tiyatrolardan… Sosyal hayatın kısıtlanmasından onlar da payını almış elbette. İstanbul, Ankara ve İzmir’deki oyunlarının anında iptal olması ile birlikte Yaşar Gündem de çalışmalarını eve taşımış. Korona günlerinde evinden Kuvay-ı Milliye Destanı oyunundan bir iki sahneyi her akşam canlandırıyor. Oyunu da Facebook’tan canlı olarak yayınlıyor. Amacı; umudun taze kalmasını sağlamak! “Dayanışma ve umut” diyor Yaşar Gündem, “Elimizden gelen bu!”

Koronavirüs vakalarının ardından hepimizin günlük rutinleri değişti. İnsanlar evlerinde daha çok vakit geçiriyor. Sizin bir günlük rutininiz ne?

Koronavirüs öncesi her gün diğer il ve ilçeler ile görüşmeler gerçekleştiriyor, turne bağlantıları sağlamaya çalışıyordum. Yeni okumalar gerçekleştiriyordum. Ama şimdilerde ise eve kapanmış vaziyetteyiz. Ev dedimse benim yaşam alanım home ofis cinsinden. Yani kitaplarım, bilgisayarım ve evimin bir bölümünde dekorlarım. Şimdilerde kapalı alandayız ve hiç olmadığı kadar da zamanımız var. Eksik kalan okumaları gerçekeleştirip her sabah sporumu yapıyorum. Tecritten sonra gelecek özgür günlere hazırlıyoruz kendimizi.

‘19 GİDER 20 GELİR’

Alışılmış günlük yaşamdan izole olmak üretmek için size bir avantaj sağlıyor mu? Yoksa hayatın olağan akışının içerisinde bulunamamak bir dezavantaj mı oluşturuyor?

İzole olduğumuz bu günlerde ıskaladığımız okumaları yapıyoruz. Moralimizi yüksek tutarak elbette. Bu dönem elbette geçici. Kapitalizm her zaman kapitalizmdir. Her zaman gözü cebimizdedir. Ta ki halk uyanana ve toplumsal muhalafati halktan yana tavır koyana kadar. Bugün Kovid- 19 gider, Kovid-20 gelir.

Bu dönemi geçici olarak yorumlamak istiyoruz. Ancak ya bu durum olağanlaşırsa… Tiyatro varlığını tümüyle sinemaya kaptırır mı?

Tiyatro ve sinema her dönem kapışan iki sanat dalı ama ayrı kulvardalar. Sinema ne kadar çok tekniğe yüklense ve teknolojinin son halini kullansa da tiyatro bir o kadar teknolojiden uzak sadece oyunculuğa saf ve sade anlatıma yöneliyor. Bu benim düşüncem tabi. Tiyatro insanoğlu var olduğunda ortaya çıktı. Bu varlık son olancaya dek devam edecek.

‘TURNE NEFES ALMAK GİBİ’

Siz turneler ile anılan bir oyuncusunuz. Turneye çıkamıyor olmak size ne hissettiriyor? Koronavirüs için alınan tedbirler sona erdikten sonra hangi oyun ile hangi sahnede olmayı planlıyorsunuz? İptal edilen oyunlarınız var mı? Varsa kaç tane?

Turne bizim için nefes almak gibi. Yaşam biçimi yani. Virüs belası bittiğinde turnelere kaldığımız yerden devam edeceğiz. Korona’yı oynamayacağız elbette. Ama umudun peşinde koşmaya devam edeceğiz. Eskiden olduğu gibi halkı uyarmak görevimiz. Korona gider sömürü düzeni devam eder.

Koronavirüsü ilk yayıldığında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden haber geldi. Yaklaşık 12-16 günlük program vardı. Doğal olarak hepsi iptal oldu. Koronavirüs ve ekmek garip bir durum. Mücadele edeceğiz elbette; ama ekmek de lazım. İstanbul’un dışında Ankara, İzmir ve Samsun’daki oyunlarımız da iptal oldu.

‘TEPKİLER OLUMLU’

Akşamları Facebook’tan canlı yayın yapıyorsunuz. Oyun sahneliyorsunuz. Bu canlı yayınlara gelen tepkiler ne yönde oluyor?

Bu olağan dışı süreçten hep birlikte geçiyoruz. Ben de ofisimde Kuvay-ı Milliye Destanı adlı oyunu her akşam bir- iki bölüm oynayarak evde kalan insanlara umut olmaya çalışıyorum. Dayanışma ve umut. Şu anda elimizden gelen bu. Gelen tepkiler çok olumlu. İçinde bulunduğumuz süreç yüz yılda bir kez başımıza gelebilecek bir süreç.

İz Gazete okuyucularına neler söylemek istersiniz?

İz Gazete aracılığı ile tüm yurtseverlere evinde kalmnalarını ve sağlıklı kalmalarını öneririm. Doktorları en sosyalist duygularımla alkışlarım. Hatalarını kapatan ve her anı kullanan zihniyetle değil; en samimi ve sosyalist düşüncemle. Okullar kapatıldığı için ek dersleri kesilen öğretmenleri biliyoruz. Kapatılan cami imamları halen maaşını almakta. Şu anda yaşadığımız olaylar karşısında ağlıyoruz, korkuyoruz. Keşke bu duyarlılığı çocuklara yurtlarda tecavüz edildiğinde gösterebilseydik; sınırlarda mültecilere vahşet uygulandığında, kadınlara şiddet uygulandığında, yazarlar-sanat üreticileri, Grup Yorum yok edilmek istendiğinde, insanlar açlıktan öldüğünde, intihar ettiklerinde düşünüp isyan etseydik erklere karşı. Belki bu tecrit bunları düşünmemize sebep olur ve Nazım’ın dediği gibi güzel günler göreceğiz çocuklar motorları maviliklerere süreceğiz.

‘YAVAŞ YAŞAMA DÖNÜLMELİ’

Böylesi dönemlerin sanat üzerine etkisini yorumlayabilir misiniz?

Umut her dönem ihtiyacımız olan bir duygu. Bu süreçten çıktıktan sonra insanlığın insanlığa ve doğaya ihtiyacı olduğunun sık sık altı çizilmeli, acilen yavaş yaşama dönülmeli. Hayvanlara ve doğaya daha nazik ve olağan davranılmalı, doğa kendi haline bırakılmalı.

Kaynak:https://www.izgazete.net/kultur-sanat/dayanisma-ve-umut-elimizden-gelen-bu-h45199.html

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku