Tiyatrolar ‘devlet desteği’ni tartışıyor… Gökhan Erarslan: “Bizden olanlar ve olmayanlar ayrımı var”

Yavuz Pak
2,3K Okunma

Son yıllarda çok tartışılan konulardan biri “özel tiyatrolara devlet desteği”... 1982 yılından bu yana, her yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “özel tiyatrolara” yapılan yardımları belirleyen kriterler, son yıllarda daha çok ve farklı veçheleriyle sorgulanıyor. Önceleri daha çok ekonomik, estetik ve etik boyutlarıyla gündeme gelen bu tartışma, son yıllarda ideolojik/politik boyutlarının belirleyici olduğu bir tartışma zemininde ilerliyor.

Bu yıl, Kültür Ve Turizm Bakanlığı 6 milyon 102 bin TL’lik “rekor bir bütçeyi” özel tiyatrolara aktardığını açıkladı. Ancak, kırılan bu rekor da tartışmaları dindirmeye yetmedi! Biz de konunun muhataplarına, özel tiyatroların temsilcilerine bir kaç soru yönelterek görüşlerini almak ve tartışmaya katkı sunmak istedik.

***

Bugün, Gestus’tan Gökhan Erarslan‘ın sorularımıza verdiği yanıtları paylaşıyoruz okurlarımızla:

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ‘devlet desteği’ için başvuru yaptınız mı? Başvurunuz nasıl sonuçlandı?

Gökhan Erarslan:  Biz gestus olarak projelendirdiğimiz iki oyunumuz için de Kültür Bakanlığı’na destek başvurusunda bulunmadık. Bulunsak da kabul göreceğini zannetmiyorum açıkçası. Zira biz toplumsal hayata dair sert ve eleştirel oyunlar yapıyoruz. Politik söylem olarak nutuk atmıyoruz sahnede elbette ama mevcut iktidarın ya da mevcut olacak tüm iktidarların pek de hoşuna gitmeyecek bir tiyatro estetiğimiz var. Geçmişten bugüne kadar erk sahipleri tiyatro sanatını sevmemiştir çoğunlukla. Bu da olağan bir tutum aslında. Buna pek de şaşırılmamalı.

Son yıllarda yaşanan ‘politik, toplumsal ve kültürel yarılmanın’ tiyatro alanına da sıçradığı ve özel tiyatrolara devlet desteğinin de bu yarılma ekseninde şekillendiği yönünde ciddi bir tartışma yaşanıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Gökhan Erarslan:  Siyasal zeminde başlayan kutuplaşma son 15-20 yıl içerisinde toplumun tüm katmanlarına yayıldı ve çığrından çıkmış bir kaotik ortam hasıl oldu. Sokakta başlayan bu çözülme sıradan insanların yaşamlarına sirayet etti ve şu an bulunduğumuz noktaya evrildik. Bu üzücü bir durum. Bu toplum eğlencesini yitirdi. Kaybetti. Sanatta da bu var. Yok değil ki. Tiyatro yapısı itibariyle politiktir, bundan ayrıştırmayız bu sanatı. Aynaya bakmaya cesareti olamayanlar elbette karşıt tutumda olacaktır. Fakat benim katılamadığım, şöyle de bir tanım var ortalıkta; muhafazakar sanat! Kim ne derse desin, muhafazakar sanat diye bir şey olmaz. Olamaz. Sanat ilericidir. Şahıslar muhafazakar olabilir, iyi oyun, iyi şiir, iyi roman yazabilirler, bu da olabilir tabii ki fakat bu eserler sanatın özünü ıskalayan eserler olur. Son yıllarda bu tarz işlerin sayısı arttı. Bu gözle görülür bir artış. Buna mukabil geçmişten bu yana camiada ismi olan birçok tiyatronun faydalandığı destek de kesildi. Bütün bunlar en başta söylediğim ayrışmanın neticesi maalesef.

Genel olarak, ‘tiyatrolara devlet desteği’ ile ilgili görüşleriniz nedir?
Gökhan Erarslan: Ben almam, alana da mani olmam. Fakat… Devlet yalnızca bir zümrenin devleti değil. İktidar oy çokluğu ile sağlanır fakat tüm yurttaşlara eşit mesafede durmalıdır. Eşit haklar verilmelidir. Bu sadece kültür sanat alanına has bir durum da değil. Eğitimde, sağlıkta, ulaştırmada, sporda her şeyde bu böyle olmalı. Aksi olursa şayet serzeniş etmek de hak olur.

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku