Sönmez Ateşi Acaba Hangi Dorukta Yaktın?

Pınar Çekirge

Pınar Çekirge, 1 Mayıs 2012’de aramızdan ayrılan Cüneyt Türel’i yazdı…

Telefon çaldı. Cüneyt Türel‘in aramızdan ayrıldığı haberi geldi. Gözüm masadaki ajanda sayfasına takıldı: 1 Mayıs 2012.

Brian, Halit, Sultan İbrahim, Mikhail Lvovich Astrov‘u düşündüm o an.

“Ne oldu bana bu akşam?

Ne garip, seni sanki ilk defa görüyorum…” (*)

Ajda Pekkan’a eşlik ettiği “Palavra Palavra” şarkısını mırıldanmaya çalıştım. Olmadı.

Cüneyt Türel‘i izlediğim oyunlar geçti belleğinden. Mösyö Butterfly‘ı hatırladım. Mösyö Butterfly’da yaşar kıldığı René Gallimard yorumunu. Sonra; Kabare, Vanya Dayı, Vişne Bahçesi, Sanat, Abelard ve Heloise, Vahşi Batı, Anna Karenina, Sevdiğim Adam, Aç Sınıfın Laneti, Caligula, Tartuffe, Bizans Düştü

Yeşil Sahne, İstanbul Üniversitesi Türk Talebe Birliği Gençlik Tiyatrosu, Gülriz Sururi & Engin Cezzar Tiyatrosu, Lale Oraloğlu Tiyatrosu, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları, Tiyatro İstanbul, Akbank Prodüksiyon Tiyatrosu, Kent Oyuncuları, Tiyatro Dot

Alkışlar, turneler, provalar, setler, seslendirme stüdyoları. Ödüller.

Öteye Doğru, Aklın Oyunu, Alrano Mahpusları, Cimri, Yunus Emre, Görüş Kutlama Çağı, Deli İbrahim, Kezban, Romeo Jülyet, Çıkmaz Sokak Çocukları, Kara Tavuk, Anahtar Sahipleri, Tek Kişilik Şehir, Üçüncü Selim, Alacaklılar, Sevilmek, Knepp, Molly Sweney ve diğer oyunlar…

Sadece oynamadı. Oyun da yönetti Cüneyt TürelAyak Bacak Fabrikası, Küçük Prens, Delibal, Oidipus, Cumhuriyet Kızı…

Sahneye çok yakışan fiziği, yeteneği, oyun gücüyle önemli başarılara imza atmıştı. Türkiye tiyatrosunun, hiç kuşkusuz, sayılı aktörlerinden biriydi. Şiirsel gerçekliğin üstüne oturttuğu, yalın, içtenlikli, yaratıcı pek çok yorumuyla harikalar yarattı. İzleyiciyi her defasında sahnede, ekranda, beyaz perdede yaşatılan hayata katıksız inandırdı.

Can Doğan‘ın notunu hatırlıyorum :

“Sen ne güzel bir Vanya Dayı’ydın, sen ne güzel bir diksiyon hocasıydın, sen ne güzel bir abi’ydin, sen ne güzel bir yönetmendin, ya hû sen ne güzel bir adamdın Cüneyt Abi.Türkçe’nin en güzel sesiydin. Nurlarda uyu, Cüneyt Abi, Cüneyt Hoca, Cücü…”

Turan Oflazoğlu ise ;

Billur sesli dereler gibi hep denize aktın / Aynı dünyayı paylaştık ama sen erken bıraktın / Seni sevenler bilmek istiyorlar Cüneyt söyle / Sönmez ateşi acaba hangi dorukta yaktın?” diye uğurlamıştı Cüneyt Türel‘i.

Rüzgar denizden esiyordu. Hava ilkbahara inat esintili, serin. Hatta enikonu soğuk.

Recep Bilginer‘in “Sevdiğim Adam” oyununda, Halit rolüyle sahnede kurduğu dünyanın gerçekliğini düşündüm yine. Cüneyt Türel hem Halit, hem Caligula, hem Vanya Dayı, hem Abelard’dı.

Vedat Demirci‘nin “Alnında Işığı İlk Hisseden Tiyatro Sanatçılarımız-II”  (2003) kitabına uzandı elim. Yüz yirmi üçüncü sayfayı açtım…

PINAR ÇEKİRGE

(*) Şarkı Sözü : F. Şenes

 

1

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku