Sevgili Dostum Gogol

Uğur Ozan Özen
2,8K Okunma

Sevgili Dostum Gogol, 

Söze nasılsın? diye başlamak isterdim. Son bir yıldır Ukrayna’da olanlar aklıma gelince yanlış bir soru olacağını düşündüm. Sadece sen ve ailen değil, milyonlarca insan canını kurtarmaya çalışıyor. 

Alfa Yayınları, Henrı Troyat’ın seninle ilgili yazdığı kitabı yeniden yayımladı. Kitabın üzerinde çevirmen Hasan Can Utku’nun ismini görünce bir süre düşündüm. Bu isim yabancı değil. Yıllar önce Adviye adıyla yazdığı oyunu Bursa Devlet Tiyatrosu’nda seyretmiştim. 

Dergiden telifi alınca ilk işim kitabı satın almak oldu. Kitabı okumaya başladığımdan beri içimde kelebekler uçuşuyor. Çok iyi yazılmış ve çevrilmiş bir kitap. Baskısı da çok güzel.  

Ailenin tek erkek çocuğusun. Annenin göz bebeğisin. Baban öldükten sonra annenle aranda büyük bir bağ oluşuyor. Anlayamadığım, çok şaşırdığım bir konu var. İzninle dillendirmek istiyorum. Liseye giderken annene devamlı yalan söylüyorsun. Mektuplarında sürekli yalan söyleyerek para istiyorsun, hasta olduğunu söyleyerek kendini acındırıyorsun. Annen yalanlarını fark etmiş, ama seni utandırmamak için söylememiş. Neyse, anne oğul arasında olur böyle şeyler.

Okulda başarısızsın. Memur olmak istemiyorsun. Bir ara üniversitede yardımcı profesör olmuşsun. Bir gün çok iyi ders anlatıyorsun, bir başka gün çok kötü. Yine başarısız oluyorsun. Aklın karışık. Çevrendeki birçok kişiyle anlaşamıyorsun. 

Öğrencilerin burnunla dalga geçiyor. Üstün başın dağınık, biraz pis, ama kitapların ne yırtılıyor ne yıpranıyor. Kitaplar ile hayatın birbirine zıt. Kadınlar hep ikinci planda.  

Bazı öykülerinde ‘oooo’ takma ismini kullanmışsın. Şiir kitabını da başka bir takma isimle yayımlamışsın. Bunları ilk defa kitapta okudum.

Şaşırdığım, çok üzüldüğüm başka bir konu daha var. Burun, Palto, Neva Bulvarı, Portre, Bir Delinin Hatıra Defteri gibi öykülerin ilgi görmemiş. Halbuki bu öyküler günümüzde çok okunuyor. Burun, Palto Bir Delinin Hatıra Defteri oyun olarak sahneleniyor. Tatbikat Sahnesi, Eylül ayında Bursa’ya turne yaptı. Açıkhava Tiyatrosu’nda Bir Delinin Hatıra Defterini sahneledi. Üç bin kişilik tiyatroda bin beş yüz kişi vardı. Öykü yayımlandığında bu kadar kişi okumamış.

 Ukrayna akşamlarını anlattığın kitabın beğenilmiş, bu sefer de kitapçılardan paranı alamamışsın. İkinci baskısını yaptırmak için neredeyse yayıncılara yalvarmışsın. 

Yazdıktan sonra beğenmeyip yırttığın şiirler, öyküler, tiyatro oyunları varmış. Keşke saklasaydın. Böylece bir yazarın nereden nereye geldiğini görebilirdik.     

Tabii bir de sansürcülerle başın dertte. Her şeye rağmen Müfettiş oyunun sahneleniyor. İlk günden itibaren sürekli tartışılıyor. Çok beğeniliyor. Tiyatrocular senin istediğin gibi değil, kendi istedikleri gibi sahnelediği için mutsuz oluyorsun. 

Müfettiş’i Tiyatro Kedi ve Tiyatro Adam’dan iki kere seyretmiştim. Troyat’ın kitabında okuduğum kadarıyla gerçek bir olaydan yola çıkmışsın. Üzerine senin hikâye anlatma gücün eklenince daha yüzyıllar boyunca tartışılacağa benzer. 

Ölü Canlar ise Rus toplumundaki kokuşmuşluğu anlatan çok iyi yazılmış bir roman. Konuyu Puşkin söylüyor. Senin elin değince roman başyapıt haline geliyor. 

Ekonomik sıkıntı çektikçe daha fazla yazıyorsun. Yazdıkların toplumda tartışmalara neden oluyor. Eleştiriliyor, aşağılanıyorsun. Tartışmalar sende bazen annenin yanına dönme isteği, bazen ise ülkeyi terk etme isteği uyandırıyor. Sürekli döngü içindesin. Sıkıntılarının büyük kısmı senin uyumsuz biri olmandan kaynaklanıyor. 

Çektiğin bütün acılara rağmen başarılı oldun. Kitabı çevremdeki herkese tavsiye edeceğim. Daha yazacak çok şey var. Şimdilik bu kadar.  

Seni çok seven.

UĞUR OZAN ÖZEN

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku