Sanatta Hak İhlalleri – Ekim 2021 Raporu: “Dergimize Uygulanan Sansür Raporda Yer Aldı”

editor

Facebook ve Instagram tarafından dergimize uygulanan sansürün de yer aldığı, Sanat Meclisi tarafından hazırlanan “Ekim 2021 Sanatta Hak İhlalleri Raporu”nu okurlarımızla paylaşıyoruz:

Sanat Sezonu başladı. İstanbul’da 13 yıl kapalı tutulan Atatürk Kültür Merkezi törenle açıldı. Ancak sanat alanı üzerinde kara bulutlar bir türlü dağılmıyor. İşte Ekim 2021’de sanat alanının yaşadığı baskı, yasak, zorluk ve saçmalıklar: 

  • Onlar sinemanın ve dizilerin görünmeyen yüzleri, kostüm asistanı, makyöz, ışıkçılar, set işçileri… Esnek ve kuralsız çalıştırılıyor ve çoğu zaman setlerde yaşanan kaza ya da ölüm haberleriyle anılıyorlar. Pandemiyle birlikte açlığa mahkûm edilmiş durumdalar. Hepsinin sorunu ortak: “Maddi anlamda asla emeklerimizin karşılığını almıyoruz. Korkunç bir sömürü düzeni var.” Örneğin, sette kostüm asistanı olarak çalışan Ayşe şunları anlatıyor: “Setlerde normalde çalışma saatleri 12 saat, en fazla 14 saat olması gerekiyor. Ben hiçbir zaman 12 ya da 14 saat çalıştığımı hatırlayamıyorum. Çok uzun süreler yani 21-22 saat çalışıyoruz. Sabah kahvaltısı 25 dakika, öğle ve akşam yemeği 45 dakikadır ekstra arada çay molası yok. Setler uzasa da mola verilmez. Bir ışıkları kapatalım 10-15 dakika dinlenelim mantığı yoktur… Çalıştığım bir sette sağlık çalışanı yoktu. Diğer ikisinde vardı. Sabah bir tane maske dağıtımı yapılıyordu, işte önlem dedikleri de buydu. Rejiden bir arkadaşımız ağır grip olmuştu. Korona belirtisi taşıyordu. Ne hastaneye götürdüler ne araç tahsis ettiler.” Sette makyöz olarak çalışan Sevgim ise, esnek ve güvencesiz çalıştığını aktardı ve “emeklilik mezarda” dedi, “kimse sigorta yapmıyor, günlük yaşıyorsun… Tabii her gün iş olmuyor, pandemide ben hemen hemen hiç çalışamadım, ufak tefek işler çıktı, devletten destek falan da alamadık… Ben bayılan bir ışıkçı gördüm. Düşünebiliyor musunuz yorgunluktan, uykusuzluktan ışıkçı bayıldı. Korkunç bir sömürü var.  Maalesef işin kaymağını da yönetmenler yiyorlar.”  Sette çalışma saatlerinin inanılmaz derecede uzun olduğunu söyleyen Işıkçı Ahmet ise, “Özellikle pandemi süreci ve işsizlik korkusu da set işçileri üzerinde baskı oluşturuyor. Bu durum sesini çıkarmama ekmeğine bak algısı yaratmış durumda. Yani setlerde kölelik düzeni devam ediyor, paydos deyince iş bitmiyor bizde ama bu mesaiden sayılmıyor… Setler durunca aylarca işsiz kalmak, başlayınca ise yaşananlar ayrı bir sıkıntı ve trajedi.” diye konuştu.
  • 13 Ekim 2021 akşamı İzmir Kafe Dengi’de Yazılama Grubu’nun konseri polisler tarafından yarıda kesildi. Mekânda müzik dineleyen sohbet eden izleyicilere baskın yapılma atmosferi havasında sahnedeki sanatçılara program sırasında kimlik denetimi yapan güvenlik güçleri dinleyicilere de GBT uygulaması yaptı. 
  • Bu yıl yine tartışmalara neden olan Kültür Bakanlığı’nın Özel Tiyatrolara Desteğinden yararlandırılmayan BGST-Tiyatro bir bildiri yayınladı: “Kültür Bakanlığı (KB) 2021-2022 sezonu için özel tiyatrolara yaptığı ‘rekor düzeydeki’ yardımlarını açıkladı… Ancak her sezon başında özel tiyatrolara yapılan desteğe yine ‘layık’ görülmedi. Hatta senelerdir düzenli üretimler yapan, Kadıköy’de önemli bir kültür merkezini ayakta tutan Moda Sahnesi de bu destekten faydalanamadı. Bakanlık yardım vermemesinin gerekçesini 8. maddeye bağlıyor. KB, 8. maddede başarı düzeyi, projenin tiyatro sanatına katkısı, oyunların sanatsal seviyesi gibi kriterleri grubun karşılamadığını öne sürüyor. Bu kriterleri yardım alan 428 grup karşılıyor da BGST Tiyatro ve Moda Sahnesi neden ve nasıl karşılamıyor? Bakanlık bu sorunun yanıtını vermiyor. Nasıl, neye göre, niçin karar verdiniz diyoruz, cevap yok. Üstelik bakanlık somut ve objektif değerlendirme kriterlerinin nasıl uygulandığını  mahkemelere dahi açıklamıyor. BGST Tiyatro, 8 yıldır tam da Bakanlığın mesnetsiz, eşitsiz ve adaletsiz  yardım politikasını dava ediyor… Ve bu mahkemeler de Bakanlığa ‘sizin bir yardım kriteriniz yok’ diyor. Pek çok davada mahkeme BGST Tiyatro’yu haklı bulsa da Bakanlık hukuku hiçe sayarak aynı gerekçelerle yardım vermeyi reddediyor… ‘Ben istediğime yardım yaparım, istediğime yapmam’ şeklindeki keyfi tutumunda ısrar ediyor. Bakanlık, kriterlerin nasıl uygulandığını açıklamadığı gibi hangi topluluğa hangi miktarda yardım verdiğini dahi belirtmiyor. Kültür Bakanlığı, geçtiğimiz seneye göre maddi desteği daha fazla grup arasında bölüştürürken bu bütçeyi aynı oranda artırmadığı için, yardımlarda ‘rekor seviyeye’ ulaştığını iddia etse de aslında gruplara dağıttığı ortalama destek miktarı düşmüş durumda. Kamu kaynaklarımız adil bir şekilde dağıtılmadığı gibi çarçur ediliyor. BGST Tiyatro Bakanlığın keyfi yardım politikasını dava etmek, hakkını aramak konusunda ısrarcı… Davalarını T.C. Anayasa Mahkemesi’ne kadar taşıdı ve davalar sürmekte.”
  • Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM) Bostancı Gösteri Merkezi’nde 16 Ekim 2021 günü yapmayı planladığı ‘30. yıl konseri’ Kadıköy Kaymakamlığı tarafından yasaklandı. Yaklaşık iki aydır planlanan ve hazırlıkları sürdürülen konser için daha önce İstanbul Valiliği’nden izin alınmıştı. Mezopotamya Kültür Merkezi’nden yapılan açıklamada, “Uzun bir süredir, maddi ve manevi tüm gücümüzle, MKM’nin 30. yılını büyük bir coşkuyla kutlayıp, halkımızla buluşmanın heyecanı içerisindeyken, bu buluşmanın ‘milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesi ihtimali, başkalarının hak ve özgürlüklerini tehlikeye sokacağı’ gerekçesiyle Kadıköy Kaymakamlığı, günler öncesinden Valiliğin verdiği izni dahi hiçe sayarak, 30’uncu yıl buluşmamızı yasaklamıştır. Bizler dilimizle, kültürümüzle bu toplumun birliğini oluşturan en önemli unsurlarız. Toplumun sağlığını, güvenliğini, bugünü ve geleceğini tehdit eden asıl tehdit, bu buluşmayı tehdit sayanların zihniyetindedir” denildi.
  • Daha önce de muhalif paylaşımları nedeniyle hedef gösterilen oyuncu Berna Laçin, sosyal medya hesabından kirazın pahalı olduğunu belirttiği bir tweet atması nedeniyle ifadeye çağrıldığını duyurdu. Laçin, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Orhan Veli’nin bir şiirine de atıfta bulunarak şu ifadeleri kullandı: “Beni ifadeye çağırdılar, yine kiraz pahalı dedim diye; kiraz alınmamış sana ne. Bilinen biri değil isim vermeyeyim de harçlığını alamasın. Orhan Veli ne demiş, ‘Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; kelle fiyatına hürriyet, esirlik bedava’. Kısaca ‘pahalı’ diyene sopa” ifadelerini kullandı.
  • Seslendirdiği şarkılarında uyuşturucu kullanımını özendirdiği iddia edilen ‘Murda’ adıyla bilinen Hollanda uyruklu ünlü rap şarkıcısı Önder Doğan, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan Doğan çıkarıldığı mahkemece adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı.  İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında; Önder Doğan’ın (37) “Duman”, “Pahalı” ve “Eh Baba” isimli şarkılarında yer alan bir takım sözlerin uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımını özendirdiği tespit edildi. 
  • Urfa’nın Halfeti ilçe merkezine bağlı Nûxrût (Gürkuyu) Mahallesi’nde bulunan bin 500 yıllık Nuhrut Kilisesi (Birca Belek), yıkılmakla yüz yüze bırakıldı. Ermeni kilisesi olan Nuhrut Kilisesi bakımsızlıktan dolayı harabeye dönüşürken, yapının ön ve arka cephesi büyük oranda yıkıldı. Doğu Roma İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altında olduğu dönemde kesme taşlardan Bizans mimarisine has bir teknikle inşa edilen kilisenin diğer kısımları ise günümüze kadar ayakta kalabildi. Bakımsızlıktan harabeye dönüşen kilise, şimdilerde Nûxrût Mahallesi’nde yaşayan çocukların oyun alanı, gençlerin ve yaşlıların ise zaman geçirmek için kullandığı bir mekâna dönüştü. Korunması için herhangi bir önlem alınmayan kilisenin 2017 yılında etrafı dikenli tellerle çevrilmiş, Tellerin tahrip olduğu kilisenin bahçesinde hayvanlar otlatılıyor.
  • Oyuncular Sendikası, Batman’ın Beşeri ilçesinde 18 Ağustos 2020’de İpek Er’e tecavüz eden ve ölümüne neden olan uzman çavuş Musa Orhan’a hakaret ettikleri gerekçesiyle ceza alan üyeleri Ezgi Mola ve suç duyurusunda bulunulan Farah Zeynep Abdullah ile dayanışma göstermek amacıyla açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Nitelikli cinsel saldırı ve intihara sürükleme suçları sanığı olarak tutuksuz yargılanan Musa Orhan’ın davasını hepimiz takip ediyoruz. Kamuoyunda infial yaratan ve vicdanımızı yaralayan dava hakkında söyleyecek çok söz var! Üyelerimiz Ezgi Mola ve Farah Zeynep Abdullah başta olmak üzere davayı takip eden, bu konuda söz söyleyen tüm meslektaşlarımızın yanındayız. Kadınların yaşam hakkı gasp edildiği sürece bu ses daha da çoğalacak. Taciz, cinsel saldırı, mobbing ve şiddet bitmediği sürece durmayacağız. Üyelerimiz adına süreci yakından takip edeceğimizi, her aşamada yan yana durarak dayanışma içinde olacağımızı kamuoyuna duyururuz. Artık adalet bekliyoruz.”
  • Fotoğrafçı ve şair Mehmet Özer’e, 78’liler Federasyonu’nun Utanç Müzesi’nde yer alan fotoğrafları 2012-2014 yıllarında sosyal medya hesaplarından paylaşması gerekçe gösterilerek açılan davanın karar duruşması görüldü. Ankara 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla yapılan yargılamada, Özer hakkında, Devrimci 78’liler Fedarasyonu’nun “Utanç Müzesi” fotoğraflarının yanı sıra Ankara’daki Yüksel ve Sakarya Caddesi’nde çeşitli anmalar ve açıklamalarda çektiği fotoğrafları da dava konusu yapıldı. Görülen karar duruşmasında Özer’e 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Özer hakkında verilen ceza ertelenirken dosya istinafa taşınacak.

 

  • Nû Jîn belgeselinin gösterimi dolayısıyla “terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla 2 yıl 6 ay hapis cezası verilen yönetmen Veysi Altay ve belgeselin gösterimini yapan Batman Belediyesi Yılmaz Güney Sineması Müdürü olan ve daha sonra KHK ile görevinden ihraç edilen Dicle Anter’in davası, İstinaf Mahkemesi’nin bozması ardından yeniden görülmeye başlandı Altay, “Var olan bir gerçeğin yönetmen olarak belgeselini çektik. Orada yaşananları çektik. Afişin propaganda olamayacağını söylüyoruz. Birçok yerde bu belgeseli çektik suç sayılmadı. Ama burada suç sayıldı. O gün ilk tutanak tutan polis, suç unsuru bulamadığını belirtmesine rağmen bu sefer başka bir polis gönderilerek suç üretilmeye çalışıldı ve bu dava açıldı” dedi. Dicle Anter ise belediye çalışanı olarak o gün verilen talimatı yerine getirdiğini söyledi. Anter, herhangi bir şekilde suç teşkil etmeyen belgeselin talimat ile suç unsuru haline getirilmeye çalışıldığını belirterek, birçok yerde yayınlanan belgeselin Batman’da illegalize edilmeye çalışıldığını söyledi. Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti, Anter’e 10 ay ceza verirken, bu cezayı 6 bin TL’lik para cezasına çevirdi. Altay’a ise 1 yıl 15 gün hapis cezası veren mahkeme, cezayı erteledi. Anter ve Altay hakkında daha önce verilen yurt dışı yasağı da kaldırıldı.

 

  • Ülkede yaşanan sanata baskı ve sansürden Tiyatro Dergisi de nasibini aldı. Derginin yöneticisi Yavuz Pak konuya ilişkin bir duyuru yayınladı: “7 Ekim tarihinden itibaren Facebook ve Instagram dergimize sansür uyguluyor ve bu mecralarda hiç bir paylaşım yapmamıza izin verilmediği gibi, geçmiş yıllardaki paylaşımlarımız da siliniyor. Tarafımıza hiçbir bilgi verilmeden başlatılan bu sansür uygulaması tüm girişimlerimize rağmen çözülmedi ve engelleme ile ilgili sağlıklı bir bilgi de verilmiyor. Bu durum, hem ifade özgürlüğüne hem basın özgürlüğüne keyfi bir sansür uygulaması olup 30 yıldır tiyatronun sesi olmuş dergimize karşı haksız/ hukuksuz bir engelleme anlamına geliyor. Bu nedenle, dergi olarak bir protesto kampanyası düzenleyerek tiyatro camiası ve okurlarımızla birlikte sesimizi yükseltmeyi, özellikle sosyal medya etkileşimleri üzerinden mümkün olan en geniş katılımlı itirazı örgütlemeyi hedefliyoruz.” Pak’ın yayınladığı duyuru sanat çevrelerinde değişik tepkilere yol açtı. İzmir Tiyatro Derneği de yapılan sansürü protesto etti. 

Sanat alanını bir köşeye sıkıştırıp etkisizleştirmeye çalışan iktidar uzun salgın günlerinde darbe almış başta müzik alanı olmak üzere dört bir yana saldırılarını sürdürüyor. Kendi bakış açısı dışında üretilen her sanatsal çalışmaya yasak koymak gündelik bir uygulama haline geldi. Grup Yorum üzerinde başlatılan konser yasakları giderek muhalif tüm müzik topluluklarını kapsamaya başladı. Film çeken, oyun oynayan, sergi açan her sanatçıya değişik biçimde uygulanan engellemelerle yeni sanat sezonunda yürümeye çalışan sanat alanının işi bu yıl da zor. Yasakları delmeden sanat alanı özgürleşemeyecek. 

SANAT MECLİSİ

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku