Samsun Sanat Tiyatrosu “Kuvayi Milliye Destanı” İle Turnede

editor
2,5K Okunma
Samsun Sanat Tiyatrosu’nun sahnelediği, Nazım Hikmet’in yazdığı “Kuvayı Milliye Destanı “ oyunu Anadolu’nun çeşitli illerinde ve İstanbul’da sahneleniyor.
Yaşar Gündem yönetip-oynadığı oyunun künyesi şöyle:
Müzik: Özer AKÇAY
Koreografi: İhsan BENGİER
Işık Tasarım: Yüksel AYMAZ
Oyunun Konusu: 
Nâzım Hikmet’in 1939’da yazmaya başladığı ve 1941’de bitirdiği Kuvayi Milliye şiiri(destanı) şairin Kurtuluş Savaşı’nı baplar halinde anlattığı bir destandır. Destan;  “onlar” adlı şiirle başlar,
” onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;
korkak,
cesur,
cahil,
hakim
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır…
Feodal mütegallibeler, islamcılar,ulusalcılar ve resmi tarih yazıcıları,Kurtuluş savaşını , millî ve dinî değerler çerçevesinde kolektif bilincin örgütlenerek işgale karşı direnişidir” paradigması üzerine oturturlar,
Ulusçu veya dindar yazarların  yapıtlarında, İstiklal savaşının dinsel ve ulusal değerleri korumak için yapıldığı, dinsel ve ulusal değerlerin askere güç kattığı görüşü egemendir
İstiklal marşını da bu algıyı tarihe  kabul ettirmek için oy birliği ile mecliste kabul ederleri
İstiklal marşının ısmarlama olarak yazdırılmasın karşı çıkan Besim Atalay “ısmarlama ile marş yazılamayacağını söyleyerek Cezayir Marşı’nı ve Büyük Fransız ihtilâli sırasında ortaya çıkan “Marsseyyez’i” örnek  göstererek İstiklâl Marşı’nın halkın ruhundan doğması gerektiği fikri üzerinde durur. Bu tür eleştiriler daha sonraki dönemlerde de sürmüştür.
 İşte bu eleştirel bakış, Nâzım Hikmet’in Kuvâyi Milliye Destanı’n da kurduğu ironik dil içerisinde de yerini almaktadır.
Nâzım Hikmet, bir tarafıyla İstiklâl Marşı’nın karşısına konabilecek ve emek-özgürlük cephesi çerçevesinde okunabilecek olan Kuvâyi Milliye Destanını, farklı bir paradigma üzerine oturtur.
İstiklâl Marşı’nda , millî ve dinî değerler çerçevesinde kolektif bilinci toplayarak işgale karşı oluş paradigması ifade edilirken, Kuvâyi Milliye Destanı’nda söz konusu paradigma, Batı emperyalizmine karşı oluş,özgür ve bağımsız yaşama arzusu ve
 bu yaşam arzusunun yüceltilmesi şeklinde anlamını bulur.
Kuvâyi Milliye Destanı’nda Nâzım Hikmet, kapitalist-emperyalist Batı karşıtı, Anadolu insanının kurtuluşunu ifadeye yönelik ideolojik temele yaslanan farklı bir söylem geliştirir.
Örtük bir dille ifade alanına taşınan bu söylem, sosyalist düşünce çerçevesinde Marksist dünya görüşünde kaynağını bulur. Böyle olunca da o, Kurtuluş Savaşı’na “alışılmış ‘kahramanlık öyküsü’ anlayışından farklı” bakar.
 Kuvayi milliye destanında, anlamı açıkça verilmese de materyalist, sosyalist dünya görüşü eserin “iç örgülerinde” kuvvetle hissedilir.
Nâzım Hikmet’in Kuvâyi Milliye Destanı’nda İstiklâl Marşı’na ve onun şairi Mehmet Âkif’e karşı geliştirdiği eleştirel yaklaşımda açık bir şekilde kendini gösterir.
Kuvayi milliye destanı;dört bölümden oluşur.
1. kuvayi milliye
2. saat 21-22 şiirleri
3. dört hapisaneden
4. rubailer.
Her okunduğunda insanı farklı şekilde etkileyen bir başyapıttır.
Ulusal kurtuluş savaşında kıyıda köşede kalmış, dipnot
İnsanlarının kahramanlığıdır aslında bu destan…
İpliği Türkçe olan bir tığ gibi işlemiştir Nazım Hikmet,  Kuvayi Milliye’de Türk dilini.
Oyun Programı:

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku