Yavuz merhaba; Mustafa Demirkanlı’nın yazısını gönderip “cevap hakkın bakidir” demişsin, teşekkür ederim. Mustafa’ya cevap vermeyeceğim, sadece belirgin bazı hatalarını düzeltmekle yetineceğim.
Öncelikle, Mustafa da, diğerleri gibi ya özerkliğin ne olduğundan bihaber ya da kasten çarpıtıyor. Özerklik, bizim talep ettiğimiz, hedeflediğimiz bir “statü”dür. Türkiye’de özerk kurumların olmasını örnek göstererek, bu statünün kamu tiyatroları için de hayata geçirilmesi yönünde bazı girişimlerde bulunuldu, bulunduk.
Özerklik / otonomi statüsü, kök kelimesi olan “autonomous”dan da anlaşılacağı gibi, öncelikle kurumun kendi kendini yönetmesini sağlayacak bir yasayı gerektirir. Sözgelişi, Türkiye Futbol Federasyonu -kâğıt üzerinde kalsa da- özerk birkurumdur, bu statü 5894 sayılı kanunla güvence altına alınmıştır. Sermaye Piyasası Kurulu özerk bir kuruluştur ve 6362 sayılı kanunla statüsü sağlanmıştır vb.
Uzatmayayım, isteyen arar bulur, her özerk kurumun bağımsız bir yasası vardır. Peki, İzmir BB Şehir Tiyatroları’nın, bırakın yasayı, Sayıştay onayından geçmiş bir Yönetmelik’i var mı? “Özerklik laboratuvarı” gibi, “ilk özerk yönetmelik” gibi cazibeli önermelerin içine bakma şansımız olabilse keşke.
Kısaca, ne İzmir’de ne diğer yerel yönetimlerde özerk bir tiyatromuz henüz yok; olabilmesi de, hep talep ettiğimiz, çaba harcadığımız “Yerel Yönetimler Tiyatro Yasası”nın hazırlanmasına ve yürürlüğe girmesine bağlı. Muhakkirler biraz yatıştığında, bu meseleyi bir kere daha açmayı deneyeceğim.
Gelelim Mustafa’nın iddialarına; belirsiz bir tarihte, iddia o ki, derginin ödül törenine değil de Feridun Karakaya Sahnesi adıyla açılışı yapılacak olan tiyatro binasına gitmişim. Kuşku kışkırtıcı iddia da Kadir Topbaş’ın oraya “gelecek” olması imiş! Hatırlamıyorum ama olabilir. Hem ödül törenlerini sevmem hem Feridun Karakaya’yı çok sever(d)im. Sonra da Genel Sanat Yönetmeni olmuşum demek… Bak hele! “Laci” takım sevmeyen ve hiç giymeyen birine buradan sarkmanın seviyesi de ortalamaya pek uygun.
Kurucu Danışma Kurulu’nun, bu süreçteki tek açıklama metnini okumuş ve ilgini çeken bir bölüm üzerine fikir yürütmüşsün: “Kısaca, yeni GSY’ni, eski GSY’nin ve doğrudan atadığı üç üyenin çoğunluğu sağladığı bir kurul seçecekmiş.”
Fikir sahibi olan Mustafa da, “İmza sahipleri, kendi önerdikleri yönetmeliği ya okumamış ya da yaptıkları yönetmeliği anlamamış,” diyor. Uğur Mumcu’nun kulakları çınlasın!
Bak Mustafa, üç Danışma Kurulu üyesi (Eren Aysan, Yücel Erten, Orhan Alkaya) tarafından hazırlanan, kurul üyelerinin onayı, BB Belediye Başkanı’nın oluru ile Meclis’e sunulan ve 10/08/2020 Tarih 522 Numara ile Belediye Meclisi’nden geçen Yönetmelik’te böyle bir madde yok. O yönetmeliğin 7/2 maddesinde, “Başvuranların projeleri, Belediye Başkanı tarafından oluşturulan bağımsız bir uzmanlar kurulunun değerlendirmesine sunulur,” yazıyor. Bilgin olmayabilir Mustafa ama varsayımlar da teyide muhtaçtır. Sana bir tüyo vereyim, ilk yönetmeliğin ardından en az beş kere yönetmelik değiştirildi, biz de sonradan duyduk.
Devenin hörgücü misali, yazdıklarının neresini düzelteyim Mustafa… KDK bırak yetkisiz toplantı yapmayı, öngörülen toplantılara davet gelmediğinde sesini çıkartmadı. Toplantılar hep Belediye Başkanı’nın davetiyle yapıldı ve daha ilkinde GSY’nin görevde kalması sağlandı.
KDK üyesi Erten’in GSY adayı gösterilme sürecini sadece sana anlatmam olmaz, onu, imzalı kâğıtlarıyla -gerekirse- herkes öğrenmeli. Vehimlerinin ve varsayımlarının, sevdiğini bildiğim magazin üslubuna dayanmamasını isterdim. El artırıp, KDK üyelerinin tamamını (GSY dahil) “kusurlu hatta suçlu” bulduğun bölüm de keyf kokuyor. Sonlara doğru başım dönmeye başladı, bu kadarı yetsin.
Allah iyiliğini versin Mustafa.
ORHAN ALKAYA
Mustafa Demirkanlı’nın ilgili yazısı: https://tiyatrodergisi.com.tr/elbirligiyle-yok-edilen-ozerklik-izbbstyi-sarsan-bizim-darbemiz-iyidir-zihniyeti/