Uğur Dündar’ın sunduğu programdaki sözleri nedeniyle Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, Gezen ve Akpınar’ın 4’er yıl 8’er aya kadar hapis ile cezalandırılmasını istedi. Duruşmaya Türkçe Sözlük ile gelen Gezen, “Sözlükte de ‘haddini bil’ kelimesi hakaret olarak geçmemektedir. Değerini bil anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.
Uğur Dündar’ın sunduğu Halk Arenası programında, 21 Aralık 2018 tarihinde söyledikleri sözler nedeniyle “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 4’er yıl 8’er aya kadar hapis cezası istemiyle haklarında dava açılan Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın yargılandığı davanın ikinci duruşması yapıldı.
Sözcü gazetesinden Sevgim Begüm Yavuz’un haberine göre, Anadolu 8. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, Müjdat Gezen ve taraf avukatları katılırken, önceki celse savunma yapan ve duruşmalardan vareste tutulan Metin Akpınar katılmadı. Duruşmada Gezen’in doktoru da hazır bulundu.
TÜRKÇE SÖZLÜK İLE GELDİ
Müjdat Gezen savunmasında, “Kronik rahatsızlık yaşıyorum, 11 aydır rahatsızım. ‘Haddini bil’ demek hakaret olsaydı Cumhurbaşkanı söylemezdi” dedi. Duruşmaya Türkçe sözlük getiren Gezen sözlüğü eline alarak, “Sözlükte de haddini bil kelimesi hakaret olarak geçmemektedir. Değerini bil anlamına gelmektedir” dedi.
‘HAKARET DEĞİL, ELEŞTİRİ’
Gezen’in avukatı Fuat Selvi, “Müvekkilimizin söylediği sözde hakaret suçunun unsurları yoktur. İddianame düzenlenmesi mümkün değildir” diyerek müvekkilinin beraatini istedi. Metin Akpınar’ın avukatı Ahmet Köksal Bayraktar da sözlerin eleştiri kapsamında kaldığını belirterek, “Sözlerin tümü dikkate alındığında hakaret yoktur eleştiri vardır. Müvekkilimin beraatini talep ediyorum” dedi.
Gezen’in Avukat Ziya İlker Göktaş da, “’Haddini bil’ Cumhurbaşkanına hakaret olsaydı bir içtihat oluşturuldu. Bu kelimeyi Cumhurbaşkanı da kullanmaktadır” diye konuştu. Katılan avukatı ise şikayetlerinin devam ettiğini söyleyerek Gezen ve Akpınar’ın cezalandırılmalarını istedi.
MÜTALAADA CEZALANDIRILMALARI İSTENDİ
Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, Gezen ve Akpınar’ın Halk Arenası programında söyledikleri sözler nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu işlediklerini belirtilerek 4’er yıl 8’er aya kadar hapis ile cezalandırılmalarına karar verilmesini istedi.
Mütalaaya ilişkin söz alan Gezen’in avukatı Celal Ülgen ise ayrıntılı savunma yapmak ve mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre istedi ve Gezen’in duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti.
GEZEN’İN VARESTE TUTULMASINA KARAR VERİLDİ
Müjdat Gezen’in duruşmalardan vareste tutulmasına karar veren mahkeme, mütalaaya ve esasa ilişkin beyanda bulunmaları için Gezen ve Akpınar’ın avukatlarına kesin süre verilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
“BÖYLE BİR KEPAZELİK OLMAZ”
KRT TV’ye telefon bağlantısıyla katılan sanatçı Müjdat Gezen, savcı tarafından istenen 4 yıl 8 ay hapis cezasını değerlendirdi.
Gezen, kararı kepazelik olarak nitelendirerek şöyle konuştu; “Çıktık duruşmaya, duruşmada bunun hakaret olmadığını söyledim. “Eğer ‘haddini bil’ sözü hakaret olsa Cumhurbaşkanı söylemezdi” dedim. Kaldı ki bu hangi nedenden dolayı söylenmiş bütününde, çünkü Cumhurbaşkanı herkese ağzına geleni söylüyor, ‘haddini bil’ diyor, sonra diyor ki Anadolu Yakası’da Kadıköy’de falan oturanlar için ‘memleket batsa kılları kıpırdamaz’ diyor, ‘ulan’ diyor, ‘sanatçı müsveddesi’ diyor hiçbir şey olmuyor, ‘asıl sen haddini bil’ diyince 4 yıl 8 ay… Benim hayatımdan 4 yıl 8 ay çalma hakkını hiç kimseye vermiyorum. Böyle bir kepazelik olmaz. Yani nedir bu? Artık Türkiye nerelere gelmiş. Tamam hukuk yok onu biliyoruz, her şeyi anlıyoruz ama bu kadar bizi dünyaya rezil edecek şeyler yapılır mı? Ben orda bu yaştan sonra hakikaten içeriye girsem orda 80 küsur yaşında ölecek miyim, kalacak mıyım belli değil. Var mı böyle bir şey? Bu nasıl bir adalet sistemi? Bunların gazetesi var ‘Akit’ gazetesi ‘p…enk’ Müjdat diye manşet atıyor ve basın özgürlüğü, fikir özgürlüğüne giriyor bizim dava reddediliyor, ben ‘haddini bil’ diyorum 4 sene 8 ay, öyle yağma yok.”
Gezen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz televizyonda Metin Akpınar’la ben mizahçıyız. Uğur Dündar’a böyle bir söylemde bulunuyoruz. Durup dururken de söylenmiyor bu laf… Cumhurbaşkanı diyor ki, ‘bedel ödeyecekler’ dediğinin ertesi günü polis geliyor eve, ertesi günü aavcılığa gönderiliyoruz. Aynı gün mahkemeye çıkartılıyoruz. İki sene sonra da dosya hazırlanıp bizim hakkımızda hapis kararı isteniyor.”
“BU KADARINA ARTIK YETER!”
Mahkemelerden sonuç alınamaması durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağını belirten Gezen, “Şimdi tabi hakim bunu kabul edip, etmeyecek mi onu bilmiyoruz, çünkü yargıcın elinde… Savcı istiyor böyle, diyelim ki kabul etti, ondan sonra diğer mahkemeler var değil mi? İstinaf mahkemeleri var, Anayasa Mahkemesi var, o da olmadı hiç sevmediğim bir şey Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var. İşte o zaman ben bu söylemlerimle kalmam onu da söyleyelim. Çünkü bu kadarına artık yeter. Söylenen lafa bakın yahu ‘ haddini bil’ neye haddini bil, sen benim vatanseverliğimi yargıla, herkese parmak sallıyorsun, herkese ‘haddini bil’ diyorsun, ‘sen haddini bil’ . ‘Haddini bil’ sözcüğünün karşılığı bu olur mu? Ben hasta hasta iğnelerle bel fıtığından kıvranarak oraya gitmişim, yani kimin bana böyle bir işkenceyi çektirmeye hakkı var?” diye sordu.
“TÜRKİYE’Yİ DÜNYAYA REZİL ETMEYE KİMSENİN HAKKI YOK”
Davanın beraatla sonuçlanacağına inandığını söyleyen Gezen, “Hukuk kuralları uygulanırsa eğer hiç kuşkusuz beraatımla sonuçlanacağına inanıyorum. Ama bugünkü tutumda savcının ısrarı, hakimin duruşmayı iki gün sonraya bıraktı. Benim avukatım dedi ki ‘ne oluyoruz’, ‘iki günde biz bilimsel savunma hazırlayacağız, iki günde olur mu bu’ dedi. ‘Ne zaman istiyorsunuz?’ dedi, ‘iki gün olmaz’ dedi. Neyse martın başına attılar. Ben sancılar içinde gittim orda ifade verdim. Yani bu olacak bir şey değil. Kenan Evren döneminde de ben yargılandım, dava düştü. Yani hakikaten herkesin haddini bilmesi lazım artık. Türkiye’yi artık dünyaya rezil etmeye kimsenin hakkının olmadığını da bilinmesi lazım.” ifadelerini kullandı.
