Festivallerden doğmuştur Dünya Tiyatro Günü ve tiyatronun asli öğeleri olan “oyuncu” ve “seyirciyle” birlikte kutlanır. O gün, paylaşılan alkışlardır, paylaşılan oyunlardır ve malzemesi insan olan sanata saygı duruşudur…
Geçen yıl Dünya Tiyatro Günün bildirileri pandemi nedeniyle dijital platformlarda okundu. Ama bu yıl, sayıları az da olsa, bildirilerimizi açık olan ve fakat pek çoğu saat kısıtlamaları ve hafta sonu uygulalan pandemi yasaklarından dolayı oyun sergilenemeyen salonlarda okunabildi bildirilerimiz.
Herşeye rağmen direnen tiyatro salonlarında, kısıtlamalar yüzünden gündüz saatlerinde düzenlenen kutlama programlarına bağımsız, özel, amatör tiyatrocular, pandemi kurallarına itina göstererek ama büyük bir coşkuyla katıldılar. Belki az sayıda tiyatrocu çıktı sahnelere ve sokaklara ama çok sayıda seyirci destekledi ve hep beraber kutlandı Dünya Tiyatro Günü…
Böyle anlamlı bir güne, alkış duymak ve alkışlıyor olmak, seyirciyle omuz omuza olduğumuzu hissetmek, içinden geçtiğimiz zorlu süreçte güç verdi bize.
Bu satırları yazarken Mersin Tiyatro Derneği’nin 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlamasından dönüyorum… Mersin’de geçirdiği tiyatro dolu iki gün, tiyatronun, beklentisiz ve çıkarsız bir biçimde sahip çıkılan, paylaşılan, vazgeçilmez bir büyülü birliktelik olduğunu yeniden anımsattı. Hem iki gün boyunca yaptığımız reji-metin analizi atölyesi hem de kısıtlamalar dolayısıyla gündüz saatlerine sıkıştırılan yoğunlaştırılmış 27 Mart kutlama programı esnasında yayılan yüksek enerji tüm Mersin’e yayıldı adeta. Atölye katılımcıları, seyirciler ve tiyatro insanlarının konuşmaları, alkışları ve bunlara eşlik eden kolektif coşku ve sevinç, tiyatronun insana dair yanını bir kez daha duyumsattı herkese.
Eminim, Mersin şehri bu hafta Mersin Tiyatro Derneği’nin bir araya getirdiği oyuncuları, atölye katılımcılarının kazanımlarını; sessizce başlayan ama yüksek sesle, alkışlarla biten kutlamayı, sahneden okunan 27 Mart bildirilerini, oynanan kısa oyunları, mini müzik dinletisini, sınırlı sayıda ama yapılan duyuruya koşarak gelen seyircilerin coşkusunu konuşacak. Çünkü bu kavuşmada sergilenen coşkulu katılım ve duruş bütünlüğünde, hepimize ait olan güzelliklerden vazgeçilmeyeceğine dair bir söz birliği vardı.
Nitekim, bazı şehirlerde Dünya Tiyatro Günü tüm zorluklara ve kısıtlamalara rağmen, sınırlı sayıda da olsa seyirci ve tiyatrocuların bir araya gelerek, yani “yapılması gerekeni yaparak” sokakları ve sahneleri tiyatronun büyülü coşkusuyla kuşatmalarına tanıklık etti.
Kutlu olsun 27 Mart Dünya Tiyatro Günü!
KIMIZ ZEYNEP BOZKIR