Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Murat Atak ile Söyleşi

Hande Özelsancak

Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Murat Atak ile düzenledikleri tanıtım günleri ve tiyatrolarının yapısı ve faaliyetleri üzerine konuştuk…

Hande Özelsancak: 11-16 Mart tarihlerinde düzenlenen ‘Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu Tanıtım Günlerinin ulusal ve yerel basında duyurusu yapıldı mı acaba? 

Murat Atak: Yapıldı tabii. 

Hande Özelsancak: Tanıtım Günlerinin duyurulması için basın kurumlarını hangi kriterler üzerinden belirlediniz peki? Özellikle tiyatro basını arasında bir tercih mi yaptınız?

Murat Atak: Öyle şey olur mu? Özen Yula, İsmet Kuntay Ödülleri jürisi edebiyatçı Seda Demirel, Yeni Tiyatro Dergisi’nden Mustafa Bey ve Yetkin Bey, Üstün Akmen Ödülleri jürisi Şaylan Akmen, Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği’nden Alper Kafa, Cumhuriyet yazarı, eleştirmen ve İzmir Şehir Tiyatroları’nın kurucularından Eren Aysan, Tiyatro Gazetesi kurucusu Uluslararası Anadolu Tiyatro Ödülleri Jüri başkanı Nazif Uslu, Tiyatronline’dan eleştirmen Yaşam Kaya, Vecdi Sayar, Ragıp Ertuğrul, Gülşen Karakadıoğlu gibi pek çok isim davet edildi, basın duyurusu yapıldı. Mersin yerelinde belki de. Bilmiyorum ulusal basında çok yer alıp almadığını. 

Hande Özelsancak: Ulusal basınla ilgilenmediniz mi yani?

Murat Atak: Ulusal basına da, bir çok yere de davetiye gitti.

Hande Özelsancak: Ama Tiyatro… Tiyatro… Dergisi’ne hiç bir bildirimde bulunmadınız, bülten ya da davet de yollamadınız. 

Murat Atak:  Tiyatro… Tiyatro… Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Demirkanlı bizim çok eski dostumuzdur. Kendisiyle bir çok zaman, bir çok yerde birlikte olduk. Ama Tiyatro… Tiyatro…Dergisi’ne ben de sitem edeyim… Kurulduğumuz ilk günlerde sadece bir yerden, hatırlamıyorum neredendi, aldığımız ödülle ilgili “vay işte ne alaka bu ödül?” gibi bir şey yazmıştı. Biz buna alınmadık zaten. Ben Mustafa Demirkanlı ile o zaman telefonla da görüştüm. Tiyatro… Tiyatro… Dergisi bizimle hiç ilgilenmedi ki. Biz arayıp “ne olur gelin bizimle röportaj yapın” dememeliyiz diye düşünüyorum. Tiyatro… Tiyatro… Dergisi Türkiye’nin en köklü tiyatro dergisidir. Açıkçası, madem siz de Mersin’deydiniz, keşke gelip oyunlarımızla ilgilenseydiniz. Böylece bir tanışıklığımız doğardı ve bizim sevgili yardımcılarımız, dramaturgumuz, bu festival komitesinde olan arkadaşlarımız mutlaka size de ulaşırlardı. Demek ki bir kopukluk yaşanmış. Ama bu kopukluk bizden değil. Mersin yerel basınından da bütün oyunlarımıza davet ettiğimiz yerel gazeteciler var. Onların içinden de bugüne kadar hiçbir oyunumuza ilgi göstermemiş olanları açıkçası artık davet etmiyoruz, çağırmıyoruz. 

Hande Özelsancak: Biraz da projelerinizden konuşalım dilerseniz. Pandemi ve ekonomik kriz yüzünden yok olma tehlikesi yaşayan özel tiyatrolara destek olmak için projeleriniz var mı?

Murat Atak: Bu projeler sadece bizi ilgilendirmiyor. Bunlarla ilgili olarak, Belediye Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nın himayesinde gerçekleştirilen birçok buluşma oldu. Bütün yerel tiyatrolarımızı davet ettik. Onların oyunlarını satın alarak seyirciyle buluşturduk. Hatta pek çoğunu basın videoya çekti. Onlar bizim internet sitelerimizde yeraldı. Ama özel tiyatrolar deyince öncelik Mersin’indi. İstanbul’dan da birçok özel tiyatro serzenişte bulundu, bizi neden çağırmadınız diye. 

Hande Özelsancak: Peki, Mersin’deki özel tiyatrolarla ilgil ne gibi çalışmalar yaptınız?

Murat Atak: Yerel tiyatroların hepsine biz davet gönderdik. Onların oyunlarını Belediyemiz satın aldı. Onlara böyle bir destek verildi. Aralarında “biz 15 kişiyiz, siz 7 kişilik bir tiyatroyla 15 kişilik bir oyuna aynı bütçeyi çıkarmışsınız biz gelmiyoruz” diyenler oldu. “Siz bilirsiniz” dedik. Çünkü oyuna, oyuncu sayısına belki bakmak gerekiyordu ama her tiyatronun oyuncularından önce salonlarının kiralarını vermeleri, sigortalarını yatırmaları, vergilerini vermeleri, o tiyatronun ayakta kalması için çok önemli bir etkendi.

Hande Özelsancak: Geçen seneydi sanırım, Tiyatro Agon’la konuyla ilgili röportaj yapmıştım. Tiyatro Agon böyle bir sorun yaşamıştı. Belediye Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’ndan Bengi İspir’le de bu konuyla ilgili röportaj talep ettim. Fakat kendisi konuyla ilgili görüşmek istemediğini iletti. Biz de sadece Mustafa Çavuş’la konuyu konuştuk. Yani tek taraflı bir açıklama geldi. O yüzden bu konu şu an benim için muallakta açıkçası. Bazı özel tiyatroların sitemini ya da sıkıntısını ortaya koyarken bunları dile getirdim ama Belediye’den de bir cevap beklerdim. 

Murat Atak: Burada Belediye’nin vereceği bir cevap olduğunu zannetmiyorum. Çünkü onlar çekildiler, biz oynamıyoruz dediler. 

Hande Özelsancak: Peki oyunlarınızla Mersin dışına turne yapmayı düşünüyor musunuz?

Murat Atak: Evet. Örneğin, yarın Ankara’ya hareket edecek bir ekibimiz var, “Matruşka” oyunuyla Etos Tiyatro Festivali’ne katılacağız. Ondan önce İzmir’de Torbalı Belediyesi’nin düzenlediği festivale katıldık. “Kozalar” oyunumuz İstanbul’da prömiyer yaptı. Uşak’ta düzenlenen bir çocuk festivaline “Gökkuşağının Altında” oyunumuzla katıldık. Adana’ya sürekli turne yapmaktayız, hem Adana Büyükşehir Belediyesi’ne hem Seyhan Belediyesi’ne. Aynı zamanda da bir Kırşehir turnemiz oldu. Ama bizim için esas olan Mersin’in ilçeleri. Bir belde olmasına rağmen Arslanköy -ki çok sağlam bir tiyatro çalışması vardır- Tarsus, Erdemli, Silifke, Gülnar, Mut ilçelerine sürekli turne yapmaktayız. 

Hande Özelsancak: Ülkemiz tiyatrosu adına, Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun bugün geldiği noktayla ilgili neler söylemek istersiniz?

Murat Atak: Mersin’de çok ciddi bir tiyatro çalışması başladı. Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, 20 yıl önce kurulmuş, Türkiye’deki bir çok tiyatroya baktığınız zaman köklü sayılabilecek bir tiyatrodur. Yeni Belediye Başkanımızın tiyatroyu yeniden yapılandırma ihtiyacı vardı. Bu ihtiyaç üzerine ben 1,5 yıl önce bu göreve geldim. O günden beri de yaptığımız sınavlarla, özellikle zannediyorum ki 18 yıl boyunca hiç bir kamu tiyatrosunda sınav açılmamışken, burada bir sınav açarak pek çok sanatçıyı ve teknik elemanı bünyemizde barındırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bunların çoğu pandemi dönemi içinde aramıza katılan arkadaşlar. Ne mutlu ki bizden sonra Gaziantep Şehir Tiyatrosu, İzmir Şehir Tiyatrosu ve daha dün Adana Büyükşehir Tiyatrosu sınav açtı. Yeni elemanlar, sanatçılar aldılar ve Devlet Tiyatrosu yıllar sonra pek çok bölgesi için büyük bir sınav açtı. Biz tesadüf mü oldu, öncülük mü yaptık, anahtarı biz mi çevirdik bilmiyorum ama, çok güzel oldu. Mersin’den böyle bir hareketi başlatmış olmanın kıvancını yaşıyoruz.

Hande Özelsancak: Mersin Büyükşehir Şehir Tiyatrosu uzun yıllardır var olan bir kurum ama, düzenlenen sınavlarla birlikte kurumsallaşma yolunda ciddi adımlar atılıyor diyebilir miyiz?

Murat Atak: Elbette bu biraz da siyasi tercihlerle ilgili bir şey. Belediyenin asfalt dökmekten, kanalizasyon döşemekten başka yapması gereken işler olduğunun bilincinde olan yöneticiler geldiğinde, sadece halkın karnını değil ruhunu da doyurmak ihtiyacı hissediyorlar. Böylece,  tıpkı Şehir Tiyatrosu gibi, ileride kurulacak olan Senfoni Orkestrası, Türk Halk Müziği topluluğu, Klasik Türk Müziği Topluluğu, Halk Dansları Toplulukları’nın temelleri atılabiliyor… Bugün bir çok büyükşehir belediyesinde rastlanamayacak sayıda, 200’e yakın sanatçı bulunuyor belediyemiz bünyesinde. Bundan önce, zannediyorum tiyatro farklı algılanmış. Televizyonda gördükleri skeçleri tiyatro zannetmişler belki de. Yapılabilir zannetmişler ve tiyatro heveslisi bir çok insanı almışlar kuruma. Ama biz göreve gelip bu sınavı yaptıktan sonra, bu tiyatroda bizden önce emeği geçmiş hiç kimsenin ekmeğiyle oynamadık. Arkadaşlarımız şu anda bizim aramızdalar hatta “Buzlar Çözülmeden” oyununda hepsi koca koca roller oynuyorlar. 

Hande Özelsancak: Ama düzenlediğiniz sınavlardan sonra tiyatronuz bünyesinde alaylı oyuncular yer alamayacak değil mi?

Murat Atak: Bakın, ben 30 yıla yakındır konservatuarlarda hocalık yapıyorum. Eğer bu sınavı herkese açık hale getirseydik bugüne kadar mezun ettiğimiz öğrencilerimize büyük bir haksızlık etmiş olurduk. Siz hiç amatör beyin cerrahı duydunuz mu? Oyuncularımızın her biri çok kıymetli, ancak bugün 40’ın üzerinde konservatuar varken ve her yıl en az 15 kişi mezun oluyor her birinden. Dolayısıyla, yılda 600 konservatuvar mezununa siz 20 yıldır sınav açmazsanız eğer, piyasada 12 bin işsiz tiyatro sanatçısı var demektir. En çok atanamayan öğretmenler gündemdeyken -elbette ki atansın öğretmenler- ama atanamayan sanatçılar neden gündeme gelmiyor? Örneğin, Mustafa Demirkanlı’nın bu konudaki görüşlerini de çok iyi bilirim. Devlet Tiyatroları Türkiye’de sadece 12 bölgede hizmet veriyor. Neden Devlet Tiyatroları 81 ilde yaygınlaşmıyor da bu çocukların hepsi sokakta garsonluk, sekreterlik yapmak zorunda kalıyorlar? Onun için de öncelik elbette ki konservatuar mezunlarının. 

Hande Özelsancak: Şimdi Genco Erkal ben Mersin Şehir Tiyatrosu’nda olmak istiyorum derse sınava mı tabii tutacaksınız peki? Eğer Genco Erkal, Genco Erkal olmasaydı ya da olmadan önce, 25-30 yaşlarında tiyatroya alınmayacaktı. Sınava bile sokulmayacaktı, öyle mi?

Murat Atak: Bakın, tiyatro Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren akademik bir kimliğe bürünmüştür. Yani sokakta da ben eminim çok güzel keman çalan çocuklar var. Hele o Romanlar’a bayılıyorum. Ama onları alıp Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda bir Schumann çaldıramazsınız. Biz bu göreve geldiğimiz andan itibaren artık buranın konservatuarlı gençlerle yolumuza devam etmeye karar verdik. Ama konservatuarlılarla yolumuza devam ediyoruz diye alaylılara “hadi size güle güle” demek bize yakışmazdı. Bu arkadaşlarımızın burada çok önemli emekleri var. Mesela şu karşı duvarda görmüş olduğunuz isimler alfabetiktir. Yukarıda konservatuarlılar, aşağıda alaylılar gibi bir dizilim söz konusu değil. Biz aynı kazanın içinde kaynıyoruz. 

Hande Özelsancak:  Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Murat Atak: Tiyatro… Tiyatro… Dergisi bizimle lütfen biraz daha ilgilensin. Kendinizi bizden yoksun bırakmayın. Bildiğim kadarıyla Mustafa Demirkanlı yazları Mersin’in bir yaylasında yaşıyor. Ben bir kaç kez kendisini oyunlarımıza davet ettim. Ama gelemedi. Madem siz buradasınız, Mersin’de sizi bütün oyunlarımıza bekliyoruz. Biliyorum ki sizde tiyatro eleştirileri yazan arkadaşlar başka, bir de tiyatro haberleri yapan muhabir arkadaşlar var.

Hande Özelsancak: Ben aslında oyun eleştirileri yazıyorum. Ama aynı zamanda derginin Çukurova temsilcisi olduğum için röportajlar da yapıyorum. 

Murat Atak: Ne güzel. Bizim tiyatro eleştirilerine de ihtiyacımız var tabii ama bir yapılanma olarak eleştirirken zannediyorum biraz daha hoşgörülü olmakta fayda var. Bu tiyatroya şöyle böyle diye yazılan bir yazınızda tiyatromuzu hiç görmeden, çalışmalarımızı hiç bilmeden yapılan eleştirilere ben birazcık üzülüyorum. Oysa lütfen gelip izleyin ve şu olmamış diye eleştirin. 

Hande Özelsancak: Yani dergimizde oyunlarınız hakkında izlemeden yorum yapanlar mı var diyorsunuz? 

Murat Atak: Hayır, hayır… Oyunlarımız hakkında değil, tiyatromuz hakkında. 

Hande Özelsancak: Tiyatronuzla değil, aldığınız ödüllerle ilgili idi o eleştiriler… Bu söyleşi için teşekkür ederiz Murat Bey…

Murat Atak: Ben de size ve Tiyatro… Tiyatro… Dergisi’ne teşekkür ederim. 

HANDE ÖZELSANCAK

 

Not: Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Mustafa Demirkanlı’nın söyleşide bahsi geçen yazısını okumak için tıklayın: https://tiyatrodergisi.com.tr/mustafa-demirkanli-yazdi-mustehzi-bakislar-altindaki-oduller/

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku