Kumbaracı50’nin 29 Mart – 8 Nisan haftası programı açıklandı. Program şöyle:
|
William Shakespeare’in; aşkla, sihirle, doğayla, insanla ve perilerle dolu komedisi “Yaz Gecesi Rüyası”, Can Doğan’ın çevirisiyle ve bir Kumbaracı50 uyarlamasıyla seyirciyle buluşuyor. Aşkı gördüğü yerde aklı karışan gecelerin perisi Puck, “o” yaz gecesi dönümünde sebep olduğu her şeyi tekrar tekrar anlatmaya mecburdur. İbretlik nefis bir masal belki, ya da kocaman şahane bir yalan, hatta belki de ayarı bozuk müthiş bir rüya… Kim bilir? Cupid’in yayını alıp kaçan bir periden her şey beklenir. Siz istediğiniz yerden dinleyin, yeter ki aşkın peşinden gidiverin. Yazan: William Shakespeare Oynayanlar: Burcu Özhızalan, Ceyda Akel, Gizem Akdoğan, Gülhan Kadim, Sercan Gülbahar, Tuğra Can Bıçak, Yeşim Sarı |
|
Neredeyse görünmeyecek kadar fark edilmeyen bir kadın, yeraltında sessiz uyuyan ölülerin yerüstünde yeniden konuşulması için anlatıyor. Hayalet olup da kaybolmalarına izin vermemek için. “Herkes anlatılacak kadar eşittir.” Yazan: Elif Ongan Tekçe |
|
”İlk kadehimi her zamanki gibi tüm yenilmişlere ve susturulmuşlara kaldırıyorum. Onlar sustu, ama biz onları hala duyuyoruz ve gölgelerde hikayelerini fısıldıyoruz.” Çember’in Anası, yenilmişlere ve susturulmuşlara adanmış tuhaf bir hikaye. Babil’de kendini kraliçe ilan eden ve Çember adını verdiği yeraltı gettosunda neşeyle hüküm süren Semiramis, Babil Kulesi’nin yıkıldığı gece Çember’de saklanarak halkını ve ailesini koruyabileceğini düşünmektedir. Fakat Semiramis için esas tehlike yıkılan Babil Kulesi değil, yüzleşilmemiş günahlardır. Yazan / Yöneten: Burçak Çöllü |
|
*1 – 21 Nisan arasındaki oyunlar saat 21.00’de başlayacaktır |
|
Meursault bu oyunda ilk ve son kez başından geçenlerin öyküsünü anlatıyor: Var oluşuna kast edenlerin öyküsünü… Cinayet işlediği için değil ama annesinin cenazesinde sütlü kahve ve sigara içtiği için; üstelik bu ahlak dışı tavrını utanmazca kabul ettiği için idama mahkûm edilen Meursault’nun hapsedildiği hücrelerin sonuncusundayız… Birkaç gün önce Fransız milleti adına verilmiş bir kararla bir iki saat sonra devasa bir meydanda ibret-i âlem için kafası kesilecek olan Meursault’nun son dakikalarına tanıklık edeceğiz… Biz, karar açıklanırken duruşmada ayağa kalkması istenen seyirciler son kez onun karşısındayız. Yazan: Albert Camus Oynayan: Emrah Aytemur |
|
Bir mahalleden yola çıkılarak yazılmış ‘Tek Kullanımlık Hikaye’ oyununda, merceği kendimize de tutarak, kişisel kayıplardan gezegenin kaybına varan bir yolculuğu kara komik bir yerden anlatıyoruz. Melih, Cevdet ve Orhan; kendi dertlerine Dünya gezegeninin derdini de eklerler. Anlatmaya değer buldukları ortak hikayelerini bizimle paylaşırlar, belki herkesin bir umudu olur diye… Yazan: Volkan Çıkıntoğlu |
|
İstanbul’un farklı iki zamanında yaşanan sokağa çıkma yasağı günleri… İçinde ruhların, kalplerin durmadan yer değiştirdiği Çamlıca’da bir evin salonu… Komik ve içli bir ailenin, aynı salonda geçen bir kaç nesillik hikayesi… Elden ele dolaşan bir avuç fındığın dem tuttuğu, hafızanın zamanı parçaladığı, her bir parçanın tekrar tekrar çağırıldığı, nihayetinde her ihtimalin mümkün olduğu buluşmalar…Ve bu buluşmalara eşlik eden bir terennüm… “Söylenecek şey bazen öyle bir raddeye ulaşır ki fındığım, hangi kelimeyi koysan kifayetsiz kalır, işte orada şarkıya terennüm girer.” Yazan: Firuze Engin Oynayanlar: İpek Türktan, Tolga İskit |
|
Sirkeci’den Halkalı’ya banliyo hattı boyunca yer alan duraklarda bir kadından diğerine atlayan, birbirinin içine geçen kara komedi hikayeler. Birisi, kocası Mükerrem Bey’le ilgili bitmeyen çeşitli fanteziler kurar, diğeri sırtında ulaşamadığı yerdeki kaşıntıyı kaşıyacak birini bulmak için kapı kapı gezer, diğeri de yazdığı senaryonun beğenilmesi için mutlu bir son bulmak zorundadır fakat her seferinde hayatın gerçeklerine çarpar. Bu üç kadın aynı trendeki Hatice’nin hikayesini de birlikte anlatır. Hikayelerin hepsi Menekşe istasyonunda son bulur. Gaye Boralıoğlu’nun; “Mübarek Kadınlar” ve “Hepsi Hikaye” öykü kitaplarından 4 hikayeyi İsmail Sağır oyunlaştırdı. Yazar: Gaye Boralıoğlu |
|