Kumbaracı50’nin 18-29 Ocak haftası programı açıklandı. Program şöyle:
|
Aşkı gördüğü yerde aklı karışan gecelerin perisi Puck, “o” yaz gecesi dönümünde sebep olduğu her şeyi tekrar tekrar anlatmaya mecburdur. İbretlik nefis bir masal belki, ya da kocaman şahane bir yalan, hatta belki de ayarı bozuk müthiş bir rüya… Kim bilir? Cupid’in yayını alıp kaçan bir periden her şey beklenir. Siz istediğiniz yerden dinleyin, yeter ki aşkın peşinden gidiverin. Yazan: William Shakespeare Oynayanlar: Burcu Özhızalan,Ceyda Akel, Gizem Akdoğan, Gülhan Kadim, Sercan Gülbahar, Tuğra Can Bıçak, Yeşim Sarı |
|
”İlk kadehimi her zamanki gibi tüm yenilmişlere ve susturulmuşlara kaldırıyorum. Onlar sustu, ama biz onları hala duyuyoruz ve gölgelerde hikayelerini fısıldıyoruz.” Çember’in Anası, yenilmişlere ve susturulmuşlara adanmış tuhaf bir hikaye. Babil’de kendini kraliçe ilan eden ve Çember adını verdiği yeraltı gettosunda neşeyle hüküm süren Semiramis, Babil Kulesi’nin yıkıldığı gece Çember’de saklanarak halkını ve ailesini koruyabileceğini düşünmektedir. Fakat Semiramis için esas tehlike yıkılan Babil Kulesi değil, yüzleşilmemiş günahlardır. Yazan / Yöneten: Burçak Çöllü |
|
Bir mahalleden yola çıkılarak yazılmış ‘Tek Kullanımlık Hikaye’ oyununda, merceği kendimize de tutarak, kişisel kayıplardan gezegenin kaybına varan bir yolculuğu kara komik bir yerden anlatıyoruz. Melih, Cevdet ve Orhan; kendi dertlerine Dünya gezegeninin derdini de eklerler. Anlatmaya değer buldukları ortak hikayelerini bizimle paylaşırlar, belki herkesin bir umudu olur diye… Yazan: Volkan Çıkıntoğlu |
|
Oğuz Atay’ın “Korkuyu Beklerken” adlı eserindeki “Demiryolu Hikayecileri”, “Unutulan” ve “Beyaz Mantolu Adam” hikayelerini, Yiğit Sertdemir sahneye uyarladı ve yönetti. Terk edilmiş bir demiryolu istasyonunda, seyyar hikaye satıcılığı yapan üç kişinin hikayesini; geriye kalan son kişi seyirciye aktarıyor. Unutulan ve Beyaz Mantolu adam hikayeleri ise, kalan son kişinin hikayesine eşlik ediyor. Oğuz Atay’ın; edebi zekası ve ironik dili aracılığıyla okuyucusu ile kurduğu yalın ilişkiyi; sahne üzerinde koruyarak, aynı izlekle hikayeleri seyirciyle paylaşacağımız bir yolculuğa çıkıyoruz. Yazar: Oğuz Atay |
|
Sisteme dahil olup eşitlenmek isteyen, İşverenler, zengin halalar ya da kazı kazanlar, bize hakkımız olanı verir mi? Peki bu sistemin dışına çıkmadan eşitlik mümkün mü? Yazan: Jonas Hassen Khemiri Oynayanlar: Anıl Şafak Kaçar, Aygen Tezcan, Esra Erkuş, İsmail Sağır, Murat Altınışık, Selin Kitiş |
|
Kadının öldükten (öldürüldükten) sonra bile bozulmaya çalışılan bedeni sahnede, aynı anda bir canavar, katil, iyi eğitimli bir oğul, kurban, sanatçı, peygamber olan bir erkek tarafından, sadece dil ile ele alınıyor. Dilde kabul ettiğimiz ve normalleştirdiğimiz kadının erkek tarafından bozulan bedeni, imajı, yeri kaçacak hiçbir yer bırakmadan irdeleniyor. Cesaretli tınılara gitmekten çekinmeyen, her paragrafın başka bir sese dönüştüğü “klasik jazz” metni olarak Close up, erkeğin, erkekliğin, erkek egemen sistemin kara deliğine giriyor. Kadının bu savaştaki yerini, neye inandığını/inandırıldığını, fantezilerimizdeki yerini, erkek beynindeki varlığını sorguluyor. Yazan: Koffi Kwahule Oynayan: Ulaş Akşit |
|
Sirkeci’den Halkalı’ya banliyo hattı boyunca yer alan duraklarda bir kadından diğerine atlayan, birbirinin içine geçen kara komedi hikayeler. Birisi, kocası Mükerrem Bey’le ilgili bitmeyen çeşitli fanteziler kurar, diğeri sırtında ulaşamadığı yerdeki kaşıntıyı kaşıyacak birini bulmak için kapı kapı gezer, diğeri de yazdığı senaryonun beğenilmesi için mutlu bir son bulmak zorundadır fakat her seferinde hayatın gerçeklerine çarpar. Bu üç kadın aynı trendeki Hatice’nin hikayesini de birlikte anlatır. Hikayelerin hepsi Menekşe istasyonunda son bulur. Gaye Boralıoğlu’nun; “Mübarek Kadınlar” ve “Hepsi Hikaye” öykü kitaplarından 4 hikayeyi İsmail Sağır oyunlaştırdı. Yazar: Gaye Boralıoğlu |
|
“Senin hatan. Uçursaydın şarkılarını. Kim dedi sana, kalbinde zapt et, diye.” İşgal altındaki İstanbul’da, bir zamanların şöhretli şairesi Şehvar Hanım’ın yalnız hayatı, bir ziyaretle değişir. Eski hizmetçisi Sabriye onu yoklamaya gelmiştir, üstelik yanında anılar, hikayeler, insanlar, şiirler, şarkılar, en çok da şarkılar vardır.” Yazan ve Yöneten: Burçak Çöllü Oynayanlar: Ayşegül Uraz, Gülhan Kadim |
|
“KADINLAR BÖLÜMÜ.IR“, İran’ın ayrı bölgelerinde şiddete maruz kalan ve farklı şekillerde ölen dört kadının ruhlarının, arafta kendilerine ayrılan yerde bitmeyen bir döngüde hesap verdikleri bir oyun. Dört bölümden ve birer monologtan oluşan, İran’ın bugünkü sosyal bağlamını yansıtan ve gerçek hayattan beslenen sürreal bir metin. |