Kim Yazdı Bu Efendi-Köle ‘Oyun’unu?

Gonca Katman
2,4K Okunma

Jacques ile Efendisi’nin yazarı bile bu soruyu cevaplamaktan geri duruyor kanımca. Çünkü o kadar çok yazarı var ki bu öykünün ve bir o kadar oyuncusu, yaratıcı fikrin ‘öz’ünü bulmak artık çok zor. İşin güzel yanı cevabınız ne olursa olsun, kendinizce bulsanız da yaratıcı kaynağınızı, oynamaktan, oynarken kendinizce değiştirmekten geri duramıyorsunuz size biçilen rolü… 

Rest Tiyatro, Milan Kundera’nın, hümanist yazar ve düşünür Diderot’nun “Kaderci Jacques ile Efendisi” adlı romanından yaptığı uyarlamayı Ragıp Ertuğrul’un rejisiyle sahneye koyuyor. Ozan Ömer Akgül’ün dramaturgluğunu üstlendiği oyunun oyuncu kadrosunda ise Cem Baza, Serhan Süsler, Zeynep Erkekli, Umut Demirdelen, Ayşegül Yalçıner, Ali Yalçıner, Halit Barış Öncü, Erce Ahmet Karda ve Fulden Obiz’i görüyoruz. 

Milan Kundera, Jacques ile Efendisi oyunuyla sadece efendi-köle ilişkisinde kendine yabancılaşan insanın çelişkilerini meydana çıkarmakla kalmıyor, var oluşunu anlamlandırma çabasındaki köleleşmiş bireye ‘yukarı’dan gelen emirlere karşı hüküm yetkisini vererek onu kendi eylemlerinde özgürleştiriyor. 

Ortaçağdan Rönesans’a geçişte yaşanan paradigma değişiminin yarattığı bunalımın, akılcılık ile feodal yaşamın çatışmasının tekrar yaşandığı günümüzde, Diderot’nun savunduğu ve Kundera’nın Sartre’ın varoluşçuluğuyla desteklediği seküler yaklaşım ve aydınlanmacı felsefi perspektif hiç şüphesiz ayrı önem taşıyor. Temelini bu düşüncelerden alan oyun seyirciyle birlikte bir yolculuğa çıkıyor. 

Bu yolculukta Jacques ve Efendisi’nin ve onlara yolculuklarında eşlik edenlerin yaşamındaki paralelliklerle, yoksul olanların hangi değerlerden neden yoksun kaldıklarını, yoksulluk ile yoksunluğun sınırlarını belirliyor ve geçmişten bugüne bakılarak değerlendirildiğinde aslında modernitenin ortaya çıkardığı toplumsal hiyerarşinin yarattığı uçurumun derinlerine iniyor. Böylece oyun, insani olandan yoksun bir dünyada, dürüst efendi/kurnaz köle diyalektiği ile iç çelişkilerimizin bir aynası oluyor. Rest Tiyatro, bu aynayı yazarlarına sadık kalarak çeviriyor seyircilerine. 

Oyunda, yazarın adeta ‘sözcüsü’ olan oyuncuların anlattığı aşk öyküleri geri planda kalıyor ve işte bu birbiri içine geçmiş düşünceler öne çıkıyor. Ne var ki, bu öyküler de birbiri içine geçmiş durumda. Oyuncular öykülerdeki birbirine benzeyen karakterlere can veriyorlar sırasıyla. Biraz hüzünlü, biraz iç acıtıcı ancak bir o kadar da ‘gerçek’ bir durum bu. Dekor ve kostüm işte bu ‘sefil’ ve ‘ikiyüzlü’ gerçekliğin birebir yansıması olarak tasarlanmış. Bunun yanında yalın ve açık bir sahneleme tercih edilmiş…

Son olarak öze baktığımızda görebiliriz ki, şu ‘fani’ dünyada, içinde bulunduğumuz absürdlüğü-yaratanın kim olduğunu açıklarken aklın ve mantığın somut gerçekliğine ters düşen inanç sistemini kabul etmekte güçlük çekenlere karşın-, hiç kimse sahiplenmiyor. Öyleyse kim yazdı bu yaşam oyununu? diye sormadan edemiyor insan. Yazarı, yaratıcısı bilinmez ama atı olmayan efendiler, efendisi olmayan köleler üreten bir sistemin varlığından söz etmek oldukça mümkün…Ve önemli olan da bu sistemi kimin kurduğu değil kimin sürdürdüğüdür, değil mi?.. 

Bu soruya cevap vermeden önce oyunu izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.  Belli mi olur, belki de Jacques ve Efendisi, anlattığı öykülerle yaşamda yüzünüzü nereye döneceğinize karar vermenizi sağlar…

Oyunun Künyesi: 

Yazan: Milan Kundera

Çeviren: Ayberk Erkay

Yönetmen: Ragıp Ertuğrul

Dramaturg: Ozan Ömer Akgül

Müzik: Çiğdem Erken

Hareket Tasarımı: Mehmet Selin Sağdıç

Işık Tasarımı: Kemal Yiğitcan

Dekor Tasarımı: Ali Yalçıner

Kostüm Tasarımı: Merih Sualp

Afiş Tasarımı: Gökay Genç

Fotoğraflar: Eser Köse

Oyuncular:

Cem Baza

Serhan Süsler

Zeynep Erkekli

Umut Demirdelen

Ayşegül Yalçıner

Ali Yalçıner

Halit Barış Öncü

Erce Ahmet Kardaş

Fulden Obiz

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku