Yetişkin, genç ve çocuk… Her yaş grubu için hikayeler anlatan Tiyatro BeReZe’nin gençlik oyunu “An-Sızı-N’ın”la 16 yaşındaki İpek’in dünyasına davetlisiniz.
Gülin Dede Tekin‘in Oksijen gazetesinde yayımlanan yazısını okurlarımızla paylaşıyoruz:
Teyzem beni tiyatroya ilk defa götürdüğünde ortaokuldaydım. Bir çocuk oyunuydu. Tiyatro denen şeye hayran kalıp oyundansa biraz sıkıldığımı hatırlıyorum. Sonra yetişkin oyunları ile devam etti tiyatro ziyaretlerim. Ama hikayeler yaşımın ihtiyaçlarının üzerinde kalıyordu çoğunlukla. Sonraları sebat edip iyi bir tiyatro izleyicisi olmayı başardım belki ama yaşıma, duyguma uygun oyunları izlemeye giden yol biraz uzun ve meşakkatli olmuştu. Bebekliğinden beri birlikte tiyatroya gittiğim 16 yaşındaki yeğenimin de benim gençliğimdekiyle aynı hisleri yaşadığını fark ediyorum birkaç yıldır. Aradan geçen yaklaşık 30 yılda gençler için hala bir tiyatro arayışı olmadığı gerçeği önümde apaçık duruyor.
Tiyatro BeReZe Türkiye’de bu konuya kafa yoran, yola hem çocuk hem de yetişkin tiyatrosu yapmak için çıkan az sayıdaki ekipten biri. Sahneleyecekleri oyun, çocuk ya da yetişkin olsun aynı emeği harcadıklarını söylüyorlar, ki bunu ortaya çıkan işlerinde de görebiliyoruz. Tasarladıkları çocuk oyunlarında ve “Canlı Kitap” adını verdikleri yarı okuma yarı tiyatro gösterimlerinde, duygusunu açık bir şekilde ifade eden, ikna olmaya çok da teşne olmayan bir yaş grubunu onların ihtiyacı olan dil ve görsellikle karşılıyor ve günümüzün prodüksiyona yaslanan çocuk oyunları arasında seyircisine dokunan butik işler üretiyorlar.
Pandemiden hemen önce de tiyatroda neredeyse tamamen yok sayılan bir yaş grubunu, 12 yaş ve üzeri gençliği odaklarına aldıkları bir iş olan “An-Sızı-N” ile çıktılar karşımıza. İKSV tarafından verilen ‘Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü’ ile üretilen “An-Sızı-N”, 16 yaşındaki İpek’in ergenlikten yetişkinliğe doğru genişleyen dünyasının kapılarını aralıyor. Ailecek hayatlarının ortasına çöken kötü bir haberi tüm gençlik karmaşasıyla göğüslemeye, karşılamaya çalışırken kendini de keşfettiği bir yolculuğa çıkıyor İpek. Kendi cenazesini hayal ederek başladığı isyanında duygudan duyguya atlıyor. Kore Pop’unun karşısına Arif Sağ’ı çıkaran babası, onu zorla akraba ziyaretlerine götüren annesi ve sürekli didişip durduğu ‘bücür’ kardeşi Umut ile çekirdek ailesinden başlıyor anlatmaya. Platonik aşkına, dostlarına, okulun popüler kızına, akrabalarına kadar uzanan, hayatına değen herkese seslendiği bir anlatıya dönüşüyor. Her gencin hayatından aşina olduğumuz kesitler görüyoruz İpek’te. Bazen en büyük derdi ne giyeceğine karar verememek oluyor, bazen de odasında yalnız kalabilmek. Bazense dünyanın bütün dertleri omzuna yükleniyor. Onu farklı kılan şey ise uzaya, gezegenlere olan tutkusu oluyor.
Gençliğin yer yer ışıltılı yer yer karanlık dünyasını oyunun her yanını kaplayan rengarenk ışıklarda, dağınıklığını sahneye yayılmış dekorunda, giyim zevkini ise İpek’in çeşitli şekillerde kombinlediği kostümlerinde görebiliyoruz. Gençliğin dünyayı müzikle anlamlandırdığı gerçeği de “An-Sızı-N”ın bir oyuncusu gibi. Oyun boyunca çalan şarkılar ve enstrümanıyla Temuçin’e eşlik eden müzisyen Kerem Erverdi ile müzik oyunun her zerresinde hissediliyor. İpek, daha seyirci içeri alınırken kapının önünde dans ederek, içimizi kıpır kıpır eden bir şarkı ile karşılıyor bizi. Erkan Uyanıksoy oyunun seyirci ile temasından, bütün bu dağınıklık içerisinde kurduğu düzene kadar, hedefi vuran bir reji hazırlamış. Hikâyenin yazarı ve oyuncusu Elif Temuçin ise hem detaycı, hedef kitlesini kapsayıcı metni ile cesaret gerektiren bir yola baş koyduğu için, hem de sıcacık ve duru oyunculuğu ile ayrı bir alkışı hak ediyor.
Yeğenimle izleme şansı bulmuştum oyunu. Konuşacak yakınlığı hissetmediğinde susmayı tercih eden yeğenimle bu defa oyunun detaylarına ve beğenisine dair uzun uzun konuşmuştuk. Diyeceğim odur ki; BeReZe büyük bir yaraya merhem oluyor ve İpek’in hikayesi, ergen diye geçiştirilen belli bir yaş aralığındaki, ‘kimse beni dinlemiyor mu?’ diye bağırıp, kapıları çarpan gençlerin isyanına ses, yalnızlığına yoldaş oluyor.
GÜLİN DEDE TEKİN
Oyunun Künyesi:
Yazan ve Oynayan: Elif Temuçin
Yöneten: Erkan Uyanıksoy
Müzisyen: Kerem Erverdi
Sahne Tasarımı: Asude Kılıç
Işık Tasarımı: Beril Yavuz
Kostüm Tasarımı: Saniye İnce
27 Aralık, 20.30
BeReZe Gösteri Evi
70,00 TL Tam, 50,00 TL Öğrenci
Kaynak: https://gazeteoksijen.com/ekran/kimse-beni-dinlemiyor-mu/