Gülin Dede Tekin yazdı: “150 Yıldır Eskimeyen Hikaye”

editor
Dostoyevski’nin, kendini “gösterişsiz, içi hınçla dolu bir adamım ben” diye tanımlayan Yeraltı Adamı, Moda Sahnesi’nde yeryüzüne çıkıyor. 

Gülin Dede Tekin’in 14 Ocak 2022 tarihli Oksijen gazetesinde yayımlanan yazısını okurlarımızla paylaşıyoruz:

Dostoyevski 1864 yılında kaleme aldığı “Yeraltından Notlar” romanıyla basit bir devlet memuru olan öfkeli ama sessiz bir anti kahraman portresi çizer. Onun kahramanı, dünyadan kendini soyutlamasına rağmen kendiyle iç çatışmalarında bir sona varamamış bir yeraltı adamıdır. Dostoyevski bir isim koymadığı, herkesin kendinden fazlasıyla bir şeyler bulabileceği, aslında biraz biraz “hepimiz” olan karakteriyle, modern insanın sonsuz karakterlerine dair benzersiz bir kapı açar. İnsanlarla tiksinti dolu bir ilişki kurar yeraltı adamı. Ya da kuramaz. Dünyayı tek başına karşısına alırken aynı anda hem cesur hem korkak hem kibirli hem özgüvensizdir. Hakikati kendine ve çevresindeki insanlara karşı haykırırken oldukça keskindir. Yeraltını terk edip yer üstüne çıktığında kendini var etmek istediği kişi olamadıkça yıkıcılığı artar. İç dünyasıyla ve insanlarla ilişkilerine şahit oldukça sorduğumuz sorular da yüzleşmemiz de artar. Bundandır ki, varoluşçuluğu barındıran ilk eser sayılan Yeraltından Notlar, 150 yıldan fazladır tüm dünyanın baş ucunda durmaktadır.

Defalarca sinemaya, tiyatroya uyarlanmış, edebiyatta yeniden yorumlanmış, üzerine sayısız inceleme yazılmış bir eseri sahnelemeye karar vermek de kendiyle yüzleşmenin başka bir yoludur belki de. Kendiyle yüzleşirken, payına düşeni seyirciye gösterebilmek için bir fırsat hatta. 

Oyunun yönetmeni Kemal Aydoğan da tiyatro hayatında uzaktan ya da yakından dönem dönem göz attığını söylediği Yeraltından Notlar’la sonunda hesaplaşıyor. Onun yeraltı adamı tüm erkek karakterleri tek başına barındıran bir bedende toplanmış. Yer üstüne çıktığında her sabah karşılaştığı subay da kendini zorla davet ettirdiği masadaki arkadaşları da üstten baktığı hizmetçisi de Gökhan Azlağ’ın bedeninde buluşuyor. Tiyatroadam’ın birçok oyununda başarılı performanslarıyla izlediğimiz Azlağ, yeraltı adamının kendi içindeki inişli çıkışlı ruh hallerinde sakin, coşkun ama dengeli. Birden çok karaktere hayat verdiği yemek masası sahnesinde ayrıca parlıyor. Benim için oyunun kırılma noktası ise, oyundaki tek kadın karakter Liza’nın, sahnedeki tasarıma tezat bir disko topu ışığı altında sahneye çıktığı andı. Bende bir anda oyuna karşı yarattığı yabancılaşma Aydoğan’ın rejisinde özellikle aradığıydı sanki. 

Oyunun başat aktörlerinden komedi unsuru, ekibin hayal ettiği coşkunluğa ulaşabildi mi bilmiyorum. Kahkahanın ve ani ruh değişimlerinin etkisinin artırması için daha fazla es verilmesine ihtiyaç duyuyor sanki oyun. Sadece romanın bir anlatısı değil de Moda Sahnesi’nin yorumu olduğunun altını çizecek noktaların daha da belirginleşmesine ve seyirciye açılacak alanın artmasına da fırsat verecektir bu esler. Oyunu prömiyerde izleme şansı bulmuştum. Oynandıkça Azlağ’ın seyirci ile bu dengeleri bulacağına ise şüphem yok.

Oyunun yıldızı ise Bengi Günay’ın kendi kaosunda boğulan bir adamın örümcek ağlarına, başına ördüğü çoraplara, içinin kırılganlığına ve kafasının içindeki çözemediği yün yumaklarına göndermelerle tasarladığı sahne tasarımıydı. 

Hem zihnimizdeki hem de dışarıya gösterdiğimizi düşündüğümüz kendimizi var ediş biçimlerimize çomak sokan Yeraltından Notlar, Moda Sahnesi’nin yorumuyla kafamızın içinde karıştırıp durduğumuz yumakların da bir ucundan tutup çekiştiriyor. Bu çözülmenin parçası olmak için kaçırmayın.

GÜLİN DEDE TEKİN

Oyunun Künyesi:

Yazan: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

Yöneten: Kemal Aydoğan

Oynayan: Gökhan Azlağ, Sinem Kurt

Sahne Tasarımı: Bengi Günay

Işık Tasarımı: İrfan Varlı

22 Ocak 16.00, 20.30, 23 Ocak 16.00, Moda Sahnesi

70, 50 TL

Kaynak: https://gazeteoksijen.com/turkiye/150-yildir-eskimeyen-hikaye/

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku