Ersin Umut Güler: “Tiyatromuz Dayanışma ile Yaşasın”

editor

2 bin tiyatrocunun imzasıyla açılan ‘Tiyatromuz Yaşasın’ kampanyası yürütücülerinden yönetmen ve oyuncu Ersin Umut Güler gazetemize konuştu. Güler, ‘Tiyatroların yaşaması için seyircimizin desteği gerekli’ derken, dayanışmanın tiyatroyu da yaşatacağını söyledi.

Yeni Yaşam Gazetesi’nden Gülcan Dereli’nin haberini aktarıyoruz:

Küresel salgında kültür ve sanat alanları da büyük darbe aldı. Salgın ile birlikte alınan kısıtlama kararlarının başında kültür-sanat alanında çalışma yürüten sektörler geldi. Ancak devletin her alanda olduğu gibi bu alanda çalışma yürütenler için herhangi bir paketi olmadı. Binlerce sanat ve kültür emekçisinin bulunduğu bu alanda binlerce emekçi mağdur edildi. 2 bin tiyatrocunun imzacısıyla açılan ‘Tiyatromuz Yaşasın’ kampanyası ise toplumsal dayanışma ile çözüm arıyor. Biz de Yeni Yaşam gazetesi olarak, Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu üyesi ve Yolcu Tiyatro’da yönetmen ve oyuncu olan Ersin Umut Güler ile tiyatro alanında neler olup bittiğini konuştuk.

  • Koronavirüs tiyatroları nasıl etkiledi? Bize biraz içinde bulunduğunuz durumu aktarır mısınız?

Korona meselesinin ortaya çıkmasıyla beraber tiyatrolar, konser alanları vb. yerler ilk kapatılan mekanlar oldu. Okullardan, restoranlardan önce tiyatrolar kapandı. Martın 2. haftasıydı, o tarihten bu yana kapalıyız ve ne zaman açılacağımızı bilmiyoruz. Ancak bu tiyatro salonlarının kira bedelleri var. Sigortalı çalışanlarımız, sabit masraflarımız var. Kapatılan tiyatrolarımız ile ilgili herhangi bir somut adım ve destek yok şu anda devlet kanadında. Bu şartlarda tiyatrolarımızı nasıl ayakta tutabileceğimizi öngöremiyoruz.

Ne bize ne de bizimle benzer durumlarda olan Türkiye’deki hiçbir sektöre bununla ilgili bir kaynak aktarılmadı. Yurtdışında bunun için hükümetler paketler açıkladı ve uyguluyorlar ancak Türkiye’de böyle somut bir paket açıklanmadı. Birçok ülkede hibe var, bizde yok. Kiraların ötelenmesi ve ödenmesi var biz de yok. Elektrik, su, doğalgaz faturasını almama veya öteleme var, bizde yok. Sadece işletmelerin 6 aylık SGK primleri ve vergilerini erteledi ama iş yapamadığımız bu sürecin sonrasında alınacak bu kalemler sadece şu an için ertelendi. SGK’leri birikmiş şekilde ödemeye devam edeceğiz pandemi sonrasında. Devlet kararıyla kapatılan tiyatrolarımızın ve kapatılan bütün sektörlerdeki mekanların bu tarz giderleri sadece bu süre için öteleniyor. Çalışamayan sektörlerdeki milyonlarca insanın mağduriyetini gidermek ve küçük işletmelerin sabit masraflarını almamak yerine borç ertelendi ve bu da çözüm değil aslında. Ne zaman açılacağını bilmeyen tiyatrolarımız için araya yaz sezonunun da girdiğini düşünürsek en az 7 aylık işsizlik demek bu. 7 ay sonra ekimde açılmak ise çok iyimser bir ihtimal.

  • Sezonun bu kadar kapalı kalması sizin için ne anlama geliyor? Hazırlıklarınız var mıydı?

En iyi ihtimal ekimde başlamak sezona ama konuşulanları, açıklamaları görünce ekimde sezona başlamanın çok zor olduğunu görüyoruz. Ekimde başlasak bile Mart-Ekim arası 7 aylık bir süreç var. Zaten biz yazdan kaynaklı 3-4 ay kapalı kalıyorduk. Şimdi bu süre uzadı. Mart, nisan özellikle bizim en hareketli aylarımızdır, turne ve festival aylarıdır. 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nden dolayı birçok festival bu zamanda yapılır. Bir oyun yoğunluğu da vardı. Berlin Tiyatro Festivali’ne davetliydik Yolcu Tiyatro olarak hepsi iptal oldu. Onlarca temsilimiz iptal oldu. Bir sonraki sene devam edebilir oyunlarımız umarım ama 2019’da iptal olan oyunlarımızın ve şu anda çalışamayan binlerce tiyatro emekçisinin mağduriyeti ile ilgili hiçbir somut bir adım yok henüz kamu kurumlarından. Dolayısıyla özel tiyatroların masrafları devam ederken gelir elde edemiyorlar. Covid-19 öncesi süreçte de devletten gerçek manada bir destek alamıyorduk. Tiyatrolarda çalışan insanlar da bildiğiniz üzere genellikle yevmiyeli çalışan insanlar. O yüzden oyunlar gerçekleşmediğinde geçinmek için herhangi bir kazanç elde edemiyoruz. Tiyatrolarda maaşlı çalışan departmanlar da var ama o günkü oyunun oyuncuları, uygulamacıları ve çalışanları genellikle yevmiyeli çalışır. Düşünün bir grup konsere çıkıyor. O gün para alır. Çıkmadığında kazanamaz. Türkiye’de tiyatrolar kültürel bir kurum değil de sadece işletme olarak görüldüğü için durumumuz mevzuat açısından da vahim. Türkiye’de yeterli ve hakkaniyetli bir destek, fon yöntemi zaten yoktu. SGK, vergi borçları, kiralar ve diğer masrafları devam ediyor hepimizin belirli sabit masrafları var. Bu masraflar borç olarak yazılıyor hanemize.

  • Bu mağduriyetin giderilmesi için herhangi bir görüşme yaptınız mı?

Tiyatro Kooperatifi olarak Özel Tiyatroları temsilen Mart ayının ortasında Kültür ve Turizm Bakanı ile görüştük. Oyuncular Sendikası da vardı toplantıda. Bakan ve ekibi ile bir görüşme yaptık ve taleplerimizi dile getirdik. Devletin bir hibe yapamayacağı, devletin böyle bir kaynağının olmadığı söylendi bize. Bunun dışındaki taleplerimizden bazıları için örneğin, KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesini, muhtemelen ocak ayına kadar çalışamayacak tiyatrolarımızın SGK primlerinin devlet tarafından karşılanmasını, özel tiyatroların bütünün kültürel varlıklar olması kabulüyle buna dair ilgili mevzuatı beraber oluşturmayı, kapatılan tiyatrolarımızın sabit giderlerini karşılayıp varlıklarını koruyabilmesi için faizsiz, 3 ile 5 yıl arasında kredi verilmesini vb. pek çok talebimizi ilettik toplantıda bakanlığa. Bakanlıktan bu taleplerimizle ilgili somut bir açıklama bekliyoruz. Bizim tiyatrolarımızı yaşatabilmek adına istediklerimiz aslında dünyanın birçok ülkesinde verilen haklar hem kurumlara hem de şahıslara. İsteklerimiz öyle olamayacak şeyler değil. Yaşamsal ve elzem konular hepsi.

Bunun dışında belediyeler ile görüşmeler yapıyoruz. Mesela Kemal Kılıçdaroğlu ve 3 büyükşehrin başkanları ile kültür-sanat alanındaki farklı örgütlenmelerin ve sanatçıların video konferans aracılığıyla görüşmesi oldu. Orada biz de özel tiyatroları temsilen Tiyatro Kooperatif olarak vardık ve taleplerimizi söyledik. Bütün bu görüşmelerden önce Kooperatifin ortakları dışında Türkiye genelinde yaklaşık 200 tiyatrodan fikir ve görüşlerini aldık. Hem merkezi hükümet ile hem de yerel yönetimlerle bu konuyu görüşüyoruz. Hem sahneli tiyatroların hem sahnesiz tiyatroların bu süreci atlatabilmesi, kapanmaması için taleplerimizi ilettik. Kamu kaynakların kullanılması ve benzeri meselelerle ilgili sonuç bekliyoruz. Bütün kaynağı oynadığı oyunlara ve seyircisine bağlı olan bizim gibi kültür-sanat kurumları için planlanmış, gerçekleşmiş somut bir hareket planı yok henüz kamu tarafında.

  • Peki nasıl bir yol izleyeceksiniz? Neler yapmayı planlıyorsunuz?

Bakanlık ve belediyelerle görüşmelerimizi sürdürürken, bir yandan da Tiyatro Kooperatifi olarak aslında bizi ayakta tutan seyircilerimiz için dayanışma odaklı bilet kampanyası yapacağız. Seyircilerimizin, çeşitli kurum ve kuruluşların önümüzdeki sezonu ne zaman açarsak o zaman için önden bilet alabileceği bir dayanışma kampanyası. Önümüzdeki sezon için takip ettikleri tiyatroların hayatlarına devam edebilmesi, oyun izlemeye gittikleri onlarca salonun kapanmaması için bir dayanışma ağı. Covid-19  sürecinde zaten ucu ucuna dönen birçok tiyatro salonu kapanma tehlikesi ile karşı karşıya. Bunun için tiyatroları ve salonları korumak adına böyle bir önden bilet kampanyası yapacağız.

  •  Kampanya için bir çağrınız olacak mı?

Kampanyanın duyurusu yakın zamanda yapılacak. Oraya tiyatro seyircilerinin bu biletleri önden alarak tiyatrolarla dayanışmalarını bekliyoruz. Şahsi görüşüm bu kriz ortamında en çok güvendiğim de seyircilerimiz. Tiyatrolarda farklı işlerde çalışan binlerce emekçiyi bu süreçte her manada ayakta tutacak can suyuna ihtiyaç var. Takip ettikleri tiyatroların, tiyatro mekanlarının ayakta kalabilmesi, üretimlerine devam edebilmesi için yakında duyuracağımız kampanyaya herkesin kendi gücü ve katkısı oranında katılmasını bekliyoruz. Biz sezona başladığımızda aldıkları bileti istedikleri gibi kullanabilecekler. Ayrıca görüşme içerisinde olduğumuz bakanlık ve belediyelerden somut cevap bekliyor ve buralardaki görüşmelerimizi sürdürüyoruz.

Ayrıca pandemi sürecinde Yolcu Tiyatro olarak yeni sezon oyunlarımızdan biri olan Gomidas’ın provalarına başladık. Video konferans aracılığıyla masa başı ve dramaturji çalışmalarımızı gerçekleştirerek bir taraftan da üretime devam ediyoruz.

Son olarak 2000 tiyatrocunun imzasıyla açılan Tiyatromuz Yaşasın metni an itibariyle on binlerce imza ile yaygınlaştı. Tiyatrolarımızın yaşamasını ve üretmesini bekleyen herkesin imza kampanyamıza destek vermesi ve bu sesi çoğaltması için bir çağrı yapayım.

 

Kaynak:http://yeniyasamgazetesi1.com/tiyatromuz-dayanisma-ile-yasasin/

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku