Elazığlı tiyatrocu Mahmut Yıldırım, “Anadolu Tiyatro projemizi sunduk. Hatta engelliler ile ilgili bir tiyatro festivali projesi sunduk ve bunların ikisine de ret geldi. Ret geldiği günde peynirli ekmek festivalinin başladığı haberini gördük. Salçalı köfte festivali, peynirli ekmek festivali… Neden Elazığ’da bir belediye şehir tiyatrosu henüz yok? Konservatuar neden yok? Müzik koromuz neden yok?” dedi.
Almila Tiyatro Atölyesi Genel Sanat Yönetmeni Mahmut Yıldırım, kente sanat festivali düzenlenmemesine tepki gösterdi. Yıldırım, şunları söyledi:
Elâzığ’da yaklaşık 12 yıllık bir sanatsal maceramız var. 12 yıldır profesyonel oyunlar sahneliyoruz. Fakat Elâzığ’da 2011, 2012 ve 2013 yıllarında büyük tiyatro festivalleri yapmıştık. Nejat Uygur adına… Çok güzel tepkiler aldık. Fakat 2013 yılından beri Elazığ’da doğru dürüst sanatsal bir festival olmadığını görüyoruz. Çünkü son zamanlarda baktığımız zaman hep Elâzığ’ın yeme içmeyle ilgili festivallere yönelik sahnelerini görüyoruz. Salçalı köfte festivali, peynirli ekmek festivali…
Tamam, bunların da olması gerekiyor. Ama bunlardan önce sanatsal ve kültürel festivallerin olması lazım. Yani bir tiyatro festivalinin tekrardan yapılması gerektiğine inanıyoruz.
‘Anadolu Tiyatro’ projemizi sunduk. Hatta engelliler ile ilgili bir tiyatro festivali projesi sunduk ve bunların ikisinden de ret geldi. Ret geldiği günde peynirli ekmek festivalinin başladığı haberini gördük. Gerçekten şehir adına, kendi adımıza üzüntü duyduk. Daha önce Hazar Şiir akşamları vardı. Muhteşem bir etkinlik, muhteşem bir festival diyebilirim. Göl kenarında dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen şairlerin katıldığı bir festivaldi. Bunun neden iptal olduğunu henüz çözemedik.
Sanatsal olarak baktığımız zaman bir tek Çayda Çıra Film Festivali’ni görüyoruz. Bir festival yapıyorsun, iki tane ünlü sanatçı getirip, şarkı söyletiyorsun; bu da festival değil. Festival dediğin halkın sanatçıyla iç içe olduğu ve şehrin tamamının kültürel bakımdan iç içe olduğu projelerdir. Biz kültür projesi yaptığımız zaman, tiyatro festivali yaptığımız zaman, tiyatro ve turizm festivali olarak geçmişti. Kortej yürüyüşlerimizde sanatçılarla halk beraber yürümüştük. Gündüz kortej yürüyüşünde beraber olmuştuk, kostümlerimizle yürümüştük. Akşam sahnede salonda beraber fotoğraf çektirdik, ödüllerimizi beraber aldık yani festival dediğimiz olay halkın, şehrin ve sanatçıların bir arada olduğu, bir arada eğlendiği kültürel etkinliklerdir. Yani ben tamamen yanlış anlaşılmasını istemem yeme içme festivallerinin de olması lazım ama bunlardan daha öte sanatsal festivallere önem verilmesi gerektiğine inanıyorum.
Neden Elazığ’da bir belediye şehir tiyatrosu henüz yok? Konservatuar neden yok? Müzik koromuz neden yok? Devlet tiyatromuzun kadrosu yok, özel tiyatrolardan yıllardır salon ücreti isteniyor. Neden? Neden? Neden?
Elâzığ’da sadece 2-3 tane özel tiyatro kaldı. Eğer bunlar da zaten kapanırsa Elazığ sadece binlerce lira verilerek dışardan gelen saçma sapan tiyatrolarla sahne izleyecekler. Ona da kızıyoruz. Elazığ’da bizlerin oynadığı oyunların aynısının dışarıdan binlerce lira verilip getirilmesi de bizi gerçekten üzüyor. Yani bir Hacivat – Karagöz’ü biz CNN Türk’e kadar çıkardık. Haberi yapıldı, köy köy gezdik yüzden fazla Hacivat – Karagöz oynayan bir ekip varken dışardan bir ekibin getirilmesi ne kadar doğru artık bunun sanatseverler kararını versin.”
