Bir Ulusal Tiyatro Örneği: Ahmet Vefik Paşa Bursa Devlet Tiyatrosu

Uğur Ozan Özen

19. yüzyılın ikinci yarısında, Güllü Agop’un başkent İstanbul’da kurduğu Osmanlı Tiyatrosu’na emek verenlerden biri de Ahmet Vefik Paşa’dır. 1878 yılında Osmanlı Tiyatrosu’ndan ayrılan oyuncular, bir yıl sonra Tomas Fasulyeciyan’ın önderliğinde Bursa’ya gelir. O sırada Bursa Valisi olan Ahmet Vefik Paşa, önce tiyatro binası inşa ettirir. Ardından Fasulyeciyan Kumpanyası üç yıl boyunca Osmanlı Tiyatrosu adıyla oyun sahneler. Böylece ilk defa merkezdeki tiyatro ile taşradaki tiyatronun kaderi birleşmiştir. 

Bursa’nın dışındaki hiçbir Devlet Tiyatrosu’nun önünde bir kişinin adı yazmaz. Güllü Agop İstanbul Devlet Tiyatrosu, Ziya Paşa Adana Devlet Tiyatrosu gibi. Reşat Nuri Güntekin, Cumhuriyet gazetesindeki (27 Aralık 1950) makalesinde şöyle der: “Ben bu şehirde meselâ Türk tiyatrosunun atası Ahmet Vefik Paşa adına kurulacak bir tiyatronun, nüfusunun verebileceği şüpheye rağmen, muvaffak olmasını asla ümidsiz görmemekteyim.” Eski Bursa Belediye Başkanı Edip Rüştü Akyürek (1942-1946), Bursa Devlet Tiyatrosu’nun açıldığı gün yayımladığı makalesinde (Yeni Ant, 28 Eylül 1957), tiyatro kurmak için 1943 yılında Muhsin Ertuğrul ile mektuplaştığını yazar. Akyürek, mektuplaşmalar sırasında Ertuğrul’un şu cevabı verdiğini özellikle belirtir: “Eğer kurulursa Bursa şehri tiyatrosuna bu hakikati en evvel en iyi anlayan Büyük adamın Ahmet Vefik Paşa’nın ismini vermek düşüncesindeyiz demiştim.” Tiyatro için hazırladığı bütçeyi Belediye Meclisi onaylamadığı için Bursa Şehir Tiyatrosu kurulamaz. 

Levha, 1957 yılında tiyatronun girişine asılmıştır.

 Muhsin Ertuğrul, ikinci kere Devlet Tiyatroları Genel Müdürü (1954-1958) olduktan bir yıl sonra, Bursa’ya tiyatro açılması gündeme gelir. Şehrin kültür hayatında önemli isimler olan Sadrettin Çanga (Avukat-Gazeteci) ve Fahir Komman (Diş Hekimi-Yazar) başta olmak üzere birçok kişi tiyatro salonu için çaba sarf eder. Uzun uğraşlar sonucu eski Halkevi binasında faaliyet gösteren Marmara Sineması gündeme gelir. 1957 yılının yaz mevsiminde sinema salonu tiyatroya dönüştürülür. Marmara Sineması binanın arka tarafında, önceki yıllarda Tan Sineması, Hayri Küçük Tiyatrosu, Tan Tiyatrosu olarak kullanılan salona taşınır. Adı Yeni Marmara Sineması olur. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Muhsin Ertuğrul, Bursa Valisi İhsan Sabri Çağlayangil ve Bursa kamuoyunun desteğiyle Bursa Devlet Tiyatrosu 28 Eylül 1957’de açılmıştır.

“Yeşil Bursa’ya Gider, Bursa Kaplıcalarına  ve Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosuna Gider”

Bursa Devlet Tiyatrosu açılmadan üç ay önce, Ankara-Bursa karayolu üzerine başlıktaki yazının yer aldığı tabela konur. 1957-1971 yılları arasında turne sahnesi olarak hizmet veren tiyatroda, Ankara’dan Bursa’ya gelen oyunlar, 15-30-45 gün sahnelenerek İzmir’e gitmiştir. On dört yıl boyunca iki kişi müdür olarak görev yapar: Ragıp Haykır ve Sami Ergin. Müdürlerin ana görevi, Ankara’dan gelen oyunların sahnelenmesini organize etmektir. Ragıp Haykır 1959-1960 ve 1960-1961 sezonlarında İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği yaparak, ortaokul ve lise öğrencilerinin oyuncu olduğu Pollyanna ve Leylek Sultan çocuk oyunlarının sahnelenmesini sağlar. 1961 yılında müdürlükten ayrıldıktan sonra bu uygulama devam etmemiştir. 

1960’lı yıllar sadece İstanbul ve Ankara’da değil, Bursa içinde altın yıllardır. Bursa’nın diğer iki şehirden farkı, nüfus yapısının köylü ve işçi sınıfı ağırlıklı olmasıdır. Orta sınıf zayıf olduğu için şehir kendi özel tiyatro kültürünü ortaya çıkaramamıştır. Alt gelir grubu, tiyatroya gitmek istediğinde Devlet Tiyatrosunun dışında tek alternatif, 1962-1971 yılları arasında faaliyet gösteren Bursa Oda Tiyatrosu’dur. Bu tiyatroda 1962-1967 yılları arasında haftada altı gün oyun sahnelenir. Tatil günü ise bir ilçeye turne yapılır. Sezon içinde beş-altı oyun, 150-200 kere sahnelenir. Yerel gazetelerde tiyatroyla ilgili onlarca eleştiri yazısı, yüzlerce haber çıkmıştır.

28 Nisan 1973. 1972-1973 sezonunda başlayan Tiyatro kursunun ilk öğrencileri

1960’lı yıllarda Bursa Devlet Tiyatrosu güç kaybeder. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Bursa’ya hangi oyunların turne yapacağını, kaç kere sahneleneceğini, bilet fiyatlarının ne olacağını belirlerken şehrin tiyatro tarihi ve sosyolojisi göz ardı edilir. Memur şehri Ankara’nın tiyatro seyircisinin talebi ile köy ve işçi nüfusunun ağırlıkta olduğu Bursa’nın tiyatro seyircisi aynı kefeye konur. Dahası Ankara’da sorumluluk sahibi olanlar, ihtiyacı sadece oyun sahnelenmesi olarak görür. 1957’den hemen sonra Bursa Devlet Konservatuarı açılmış ve nüfus artışına paralel olarak merkezin dışındaki mahallelere tiyatro salonu yapılmış olsaydı şehrin tiyatro hayatında sıçrama meydana gelebilirdi. Seyircinin tiyatroya ilk adımı atmasından sonra farklı ülkelerin ve yazarların oyunlarıyla tiyatro kültürü zenginleştirilemeyince halk tiyatroya yabancılaşmıştır. Bu durumun en bariz göstergesi seyirci ve temsil sayısının sürekli dalgalanmasıdır.

ANADOLU’DA VAR OLMAK 

Bursa Devlet Tiyatrosu’nun yerleşik kadroya geçmesi ileri bir adım değildir. Oyuncular Ankara’dan Bursa’ya gelir. Hiçbiri Bursalı değildir. Yaklaşık yüz yıl önce Ahmet Vefik Paşa da İstanbul’dan gelen oyuncularla Osmanlı Tiyatrosu’nu açmıştı. Yüz yıl sonra dönüp dolaşıp aynı yere gelinmiştir. 

Genel Müdür Cüneyt Gökçer, Ankara’da oyuncu ve yönetmen olarak çalışan Âli Cengiz Çelenk’i (1934, Ayvalık) yerleşik kadronun kurucu müdürü olarak belirler. Bursa Devlet Tiyatrosu sadece bulunduğu şehre değil, bölgesine hizmetle (Merkez Bursa-Erdek, bağlı şehirler Çanakkale, Bilecik, Balıkesir, Sakarya, Kocaeli, Kütahya, Adapazarı’dır.) ve Mayıs-Haziran aylarında Anadolu turnesiyle mükelleftir. 1970 ve 1980’li yıllarda iki yılda bir Anadolu turnesine çıkılır, şehir şehir yol alınırdı. Doğru düzgün otelin, pansiyonun olmadığı, sinemadan veya konferans salonundan bozma salonlarda oyun sahnelenirdi. Önde oyuncuların, teknik kadronun ve idarede çalışanların bulunduğu otobüs, arkada dekor, kostüm ve ışık tesisatının yer aldığı malzemeler ile yolculuk 30-45 gün arasında sürerdi. Belirlenen şehir ve ilçelerde oyun sahnelenirdi. Tiyatrocular Temmuz ayında dinlenir, Ağustos ayında yeni sezonun hazırlıklarına başlardı.

1973 yılında Batak oyunu Anadolu Turnesinde. Ziganalar’ın en tepesi.

Tiyatronun kurucu kadrosunu oluşturan oyuncular, Bursa’ya geldiklerinde ne lojman ne de ev ayarlanmıştır. Bir süre Kültürpark’ın karşısındaki Diyar Otel’de kalırlar. Sonrasında ev kiralayıp kendi yuvalarını kurarlar. Âli Cengiz Çelenk müdür olduğu için, eşi Feyha Çelenk ve kızı Fatma ile tiyatronun en üst katındaki bir salon, bir oda, mutfak, tuvalet ve banyodan oluşan 60-70 metrekarelik eve yerleşir. Evinin tiyatronun üst katında olması onun için iyi olur. Gece saat birde uyanıp tiyatroda dolaşır. Kapıcı yerinde mi, sıkıntılı bir durumda var mı diye kontrol eder. O yıllarda tiyatronun belli yerlerinde saatler vardır. Gece bekçileri saatlerin olduğu yere gittiklerinde saatleri kurar ki orayı kontrol ettikleri belli olsun.  

Tiyatronun ilk oyuncu kadrosu Çetin Bağcıer, Değer Gündemir, Maral Nutku, Babür Nutku, Yıldıral Akıncı, Gürbüz Bora, Oğuz Bora, Feyha Çelenk, Işık Yenersu, Şener Ünal’dan oluşur. İlk oyun olan Küçük Tilkiler’in kadrosudur. Turne sahnesi olduğundan beri Bursa’da çalışan Ruşen Bölek oyunların ışık tasarımlarını yapar. 

Bursa’nın en önemli avantajı daha İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun açılmamış olmasıdır. Her sene Ankara Devlet Konservatuarı’ndan mezun olan öğrenciler (8-10 kişi) Ankara, İzmir ve Bursa’ya gönderilir. Bu öğrencilerin çoğu Ankara’da kalır. Birkaçı İzmir’e gider. Bir veya ikisi Bursa’ya gelir. Devlet Tiyatroları yönetimi bu problemi çözebilmek için 1973 yılında konservatuar mezunu olmayan ancak oyunculuk yeteneği olan gençler için sınav açar. Bu gençlerden biri de Kenan Işık’tır. Oyunculuğun yanı sıra Bursa’da yönetmen olarak dikkat çeker. 

1974 Yılında Âli Cengiz Çelenk ve Kenan Işık.

1972-1973 sezonunda Bursa’nın ilk oyun yazarının adının verildiği -hâlâ devam eden- Ferâizcizâde Mehmet Şâkir Tiyatro Kursu açılır. Ücretsizdir. Eğitimleri Devlet Tiyatrosu oyuncuları ve teknik kadro verir. Eğitim alan gençler (Metin Belgin, Ahmet Uğurlu, Mustafa Uğurlu, Erkan Can, Zafer Algöz) konservatuar sınavına girer, sınavı kazananların hayatında yeni bir yol açılır.   

Âli Cengiz Çelenk 1978 yılında böbrek yetmezliğinden vefat eder. Emirsultan Mezarlığı’nda toprağa verilir. Aynı yıl, Kültür Bakanı Ahmet Taner Kışlalı, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Cüneyt Gökçer’in yerine Ergin Orbey’i, O da Ağustos ayında Ankara’dan Ziya Demirel’i müdür olarak tayin eder. Ziya Demirel’in müdürlüğünde ilk defa işçinin ayağına gidilir. 1979 yılında, Uludağ Volfram Maden Tesisleri’nde Ülker Köksal’ın yazdığı Besleme oyunu sahnelenir. 1980 yılında Cüneyt Gökçer yeniden Genel Müdür olduğunda, Ziya Demirel’i görevden alır. Aklına gelen ilk isim, öğrencisi ve 1971 yılında kurucu kadronun içinde yer alan Feyha Çelenk’tir. Feyha Çelenk ise müdür olması için Yalın Tolga’yı önerir. Cüneyt Gökçer de, Şubat 1980’de, öğrencisi Yalın Tolga’yı (1934, Muğla) müdür olarak tayin eder. Yalın Tolga Bursa kamuoyu için bilinen bir isimdir. 1955-1965 yılları arasında birçok kere Bursa’da oyun sahnelemiştir. 1965 yılında Devlet Tiyatroları’ndan ayrılarak Mithatpaşa Tiyatrosu’nda çalışmış, 1972 yılında yeniden Devlet Tiyatroları’na döndüğünde hocası Cüneyt Gökçer onu Bursa’ya göndermiştir. İki sene sonra Ankara’ya döner. Müdür olunca yeniden Bursa’ya gelir. 

Yalın Tolga 1980-1987 yılları arasında müdür, yönetmen, oyuncu ve kursta hoca olarak adeta şehrin tiyatro hayatına damga vurur. Tiyatroda çalışanlar için Yalın Bey değil, Yalın Abi’dir. Müdürlük görevini üstelendikten sonra 12 Eylül darbesi olur. Ülke siyasi, ekonomik olarak savrulurken tek amacı tiyatroyu ayakta tutmaktır. 

1975 yılında Çalıkuşu oyunuyla yapılan Anadolu Turnesi kapsamında Hakkâri’de.

1966 yılında, eski Halkevi binasında Devlet Güzel Sanatlar Galerisi açıldığında, tiyatro salonu ile arasında oda kadar boşluk kalmıştır. Âli Cengiz Çelenk, müdürlüğünün ikinci yılında burada Ferâizcizâde Mehmet Şâkir Tiyatro Kursu’nu başlatır. Yalın Tolga ise 1985 yılında, sahne yaptırıp, sandalyeler koyarak burayı Oda Tiyatrosu’na çevirir. İlk oyun Nezihe Meriç’in yazdığı Sular Aydınlanıyordu, yönetmen ise Macit Flordun’dur. 

Yalın Tolga 1987 yılında kendi isteğiyle müdürlüğü bırakır. Genel Müdür Raik Alnıaçık’ın Feyha Çelenk’i müdür olarak ataması kimseyi şaşırtmaz. Yalın Tolga’nın müdürlükten ayrılırken bir isteği vardır. Shakespeare’in yazdığı Venedik Taciri oyununda Shylock rolünde oynamak. Kabul edilir. Yalın Tolga, 1987-1988 sezonunda, oyun 17. kere sahnelendikten sonra evinde dinlenirken kalp krizi geçirir. Bir daha tiyatroya dönemez. 1989 yılında vefat eder. Pınarbaşı Mezarlığı’nda toprağa verilir. 

1963 yılında konservatuardan mezun olan Feyha Çelenk (1945, İstanbul), 1971 yılında geldiği Bursa’yı ve Bursa Devlet Tiyatrosu’nu en iyi tanıyan kişilerden biridir. Onun müdürlükten ayrıldığı 1994 yılı, sadece Bursa için değil Devlet Tiyatroları için de kırılma noktasıdır. 

1978 yılında İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun yerleşik kadroya geçmesinden sonra, 1980’li ve 1990’lı yıllarda Anadolu’da birçok bölge tiyatrosu açılır: Adana, Trabzon, Antalya, Erzurum, Diyarbakır, Konya, Van, Sivas. Her tiyatronun kendi şehrine ve bölgesine hizmeti amaçlanmıştır. Ancak tiyatroların kendi bütçelerinin ve karar alma süreçlerinde Genel Müdürlüğün yetkili olması bölge tiyatrolarının topal kalmasına neden olmuştur. 1990’lı yıllardan itibaren özel televizyonlarda dizilerin sayısının artmasıyla birlikte bölge tiyatrolarının iç huzuru bozulmuştur. Oyuncuların büyük kısmı, musluktan akan sudan payını almak için İstanbul’a tayin ister. Tayinlerin büyük kısmının Genel Müdürlerin değiştiği yıllarda yapılması tesadüf değildir. 

Âli Cengiz-Feyha Çelenk, Cüneyt Gökçer

Feyha Çelenk’in müdür olması Bursa için büyük bir şanstır. 1971 yılında kurucu kadroda yer alması, rol aldığı her oyunda başarılı olması da eklenince onun müdürlüğü döneminde Bursa Devlet Tiyatrosu’nun altın yılları yaşanmıştır. Mayıs 1987’de göreve başladıktan birkaç ay sonra, Kasım ayında tiyatro yanar. Bu durum tiyatroda ayrışmaya değil daha fazla bütünleşmeye neden olur. Sonrasında iki büyük başarıya imza atılır. Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığı ve Murat Karasu’nun yönettiği Kadıncıklar 120 kere ve Kördöğüşü 130 kere sahnelenerek hâlâ aşılamayan bir rekora imza atmıştır. Bursa’nın ilk ve tek tiyatro dergisi Sahne bu döneminde çıkarılmıştır. Yazarları Bursa Devlet Tiyatrosu’nun emekçileridir. Dergi 1988 yılında üç sayı çıkarıldıktan sonra maddi imkânsızlık nedeniyle ara verilir. 1991 yılından sonra yedi sayı daha yayımlanarak kapanır.

1992 yılında, TOBAV’ın önderliğinde, SHP’li Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın desteğiyle yeni bir Devlet Tiyatroları Yasası için adım atılır. Taslak hazırlanır. Genel Müdür Bozkurt Kuruç, Kültür Bakanı tarafından görevden alınır. İki yıl boyunca önce Mehmet Ege, sonrasında Yücel Erten Genel Müdür olarak görev yapar.1994 yılına gelindiğinde yasa değiştirilemediği için eğilim yoklaması adıyla tiyatroda çalışan herkesin katıldığı seçim 14 Şubat 1994 yapılır. Feyha Çelenk seçime karşı çıkarak müdürlükten istifa eder. Genel Müdür olmak için iki aday vardır; Yücel Erten ve Tamer Levent (TOBAV Başkanı). Bursa’da ise Bora Özkula (TOBAV Bursa Temsilcisi) tek aday olarak seçime girer. Tamer Levent yeni Genel Müdür, Bora Özkula da Bursa Devlet Tiyatrosu Müdürü seçilir.

Feyha Çelenk müdürlükten istifa ettikten sonra, 1995 yılında, Bursa, Kültür, Sanat Turizm Vakfı Tiyatrosu’nu kurar. 2006 yılında Bursa Şehir Tiyatrosu adını alarak şehrin ikinci ödenekli tiyatrosu olur. 

Kördöğüşü 100. Oyun Pastası

 BU YOL NEREYE GİDİYOR?

Bora Özkula (1955, Bursa), tiyatro kursunda eğitim alıp Ankara Üniversitesi Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi Tiyatro Kürsüsü’nden mezun olur. Bir süre AST’ta çalışır. 1983 yılından önce, DTCF mezunları Devlet Tiyatroları’nda oyuncu değil, sahne amiri olabiliyordu. 1983 yılında Cüneyt Gökçer’in yerine Turgut Özakman’ın (DTCF’de hoca) Genel Müdür olmasıyla bu durum değişir. Özakman, 1983 yılında kadro sınavında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın (eski Ankara Devlet Konservatuarı) yanı sıra Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tiyatro Kürsüsü mezunlarına da sınava girme hakkı verir. Bora Özkula sınavı kazanır, oyuncu olur. 

Devlet Tiyatroları Yasasında değişiklik yapılmadığı için, bir yıl sonra eski Genel Müdür Bozkurt Kuruç göreve iade davasını kazanıp yeniden Genel Müdür olur. Bu arada Kültür Bakanı da değişir. Eski yapıya dönülmüştür. Bora Özkula’nın iki yıllık görev süresinde iki oyun dikkat çeker; İngiliz Yönetmen Malcolm Keith Kay’in yönettiği Arthur Miller’in yazdığı Cadı Kazanı ve George Orwell’in yazdığı Hayvan Çiftliği. Bir süre sonra, daha önce bahsettiğim ve hâlâ devam eden problem gün yüzüne çıkar, oyuncuların İstanbul’a tayin isteği. Bu durum oyunların devamını olumsuz etkiler. Bütün bu hengamenin içinde, 1996 yılında Genel Müdür Bozkurt Kuruç tarafından görevinden alınır, yerine Emin Gümüşkaya (1948, Bulgaristan) müdür olur. 

Emin Gümüşkaya Bursa Oda Tiyatrosu’ndan sonra tiyatro kursunda eğitim alır. Sonrasında kadro sınavını kazanarak oyunculuğa başlamıştır. Müdür olmadan bir yıl önce, Elmasbahçeler Mahallesi’nde Osmangazi Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde (sonradan adı Elmasbahçeler Kültür Merkezi olarak değiştirildi. 2016 yılında yıkıldı) tiyatro dersleri verip, birçok oyun yönetmiştir. Müdür olunca, önce bu kültür merkezini, 1999 yılında ikinci kere müdür olduğu zaman Ertuğrulgazi Mahallesi’ndeki Berna Yılmaz Çocuk Tiyatrosu’nu (şimdiki adı Adile Naşit Tiyatrosu) ve Akpınar Mahallesi’ndeki 1050 Konutlar Kültür Merkezi (sonradan adı Akpınar Kültür Merkezi olarak değiştirildi. 2019 yılında yıkıldı.) Bursa Devlet Tiyatrosu’nun sahneleri haline getirir. Bursa Devlet Tiyatrosu adı geçen tiyatrolarda haftada bir-iki gün oyun sahneler. Kadro yetersizliği ve maddi imkânsızlığa rağmen, merkezden çıkıp, tiyatroyla hiç tanışmamış kişilerin ayağına gider. 

Milliyet Sanat, 3 Nisan 1978

2001 yılında, Emin Gümüşkaya, Genel Müdür Rahmi Dilligil ve Bursa Devlet Tiyatrosu’nda çalışan birçok kişi yolsuzluk yaptıkları gerekçesiyle görevden alınmıştır. Yargılanırlar. Yerel ve ulusal gazetelerde günlerce haber olur. 

Yaranın kabuk bağlaması yıllar almıştır. 

Rahmi Dilligil’in yerine Genel Müdür olan Lemi Bilgin, oyuncu Mehmet Gökçer’i Ankara’dan Bursa’ya müdür olarak tayin eder. Bursa için yeni bir isimdir. 

YOLUN SONUNA MI GELDİK?

Bursa’da 2001 ile 2005 yılları arasında Ayşe Emel Mesci fırtınası eser. Marsha Norman’ın İyi Geceler Anne, Darıo Fo-France Rame’in Kadın Oyunları, Arthur Mıller’ın Orkestra, Tuncer Cücenoğlu’nun Çığ, Lorca’nın Bernarda Alba’nın Evi oyunlarını yönetir. Yeniden gazetelerde ve dergilerde Bursa Devlet Tiyatrosu haber olur, tiyatro konuşulmaya başlar. 2005 yılına gelindiğinde, Genel Müdür Lemi Bilgin, Kültür Bakanı tarafından görevden alınır. Mehmet Gökçer bu duruma tepki gösterip istifa eder. Aynı yıl tiyatro ikinci kere yanar. Mehmet Gökçer’in yerine önce Cihan Büyükışık (1948, Sivas), ardından Ömer Naci Topçu (1971, Artvin) birer yıl müdür olarak görev yapar. İki sene boyunca tiyatro baştan sona yenilenir. 2007 yılında yeniden açılır. Restorasyondan önce 360’ı salonda, 118’i balkonda olmak üzere 478 koltuk kapasitesi varken, restorasyondan sonra 286’sı salonda, 56’sı balkonda olmak üzere 342 koltuğa düşer. Daha önce ışık ve ses odaları balkonun üstündeydi. Koltuklar sahneyi görmeyi engellediği için balkondaki kapasite bilinçli olarak azaltılır. Salona eğilim verilerek koltukların arası açılır. Böylece seyircinin daha iyi şartlarda oyun seyretmesi sağlanır.  

Lemi Bilgin’in 2007 yılında göreve iade davasını kazanıp Genel Müdür olmasından sonra, Mehmet Gökçer yeniden müdür olur. 2000’li yılların başından itibaren şehrin orta sınıfı merkezden Nilüfer İlçesine kayar. 1999 yılında yapılan yerel seçimlerde Nilüfer Belediye Başkanlığını DSP’li Mustafa Bozbey (2004-2009-2014’te CHP adayı olur) kazanır. 2001 yılından itibaren kültür-sanata belediye bütçesinin yüzde 1 ve 2’sinin harcanması şehrin kültür hayatının merkezden Nilüfer ilçesine kaymasına neden olur. Tiyatro seyircisi de Nilüfer’e gidince, Bursa Devlet Tiyatrosu 2007 yılından 2014 yılına kadar sürecek girdaba girmiştir.

2010 yılında, Mehmet Gökçer’in yerine Halil Balkanlar (1965, Eskişehir) müdür olur. Tiyatro kursundan sonra Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda eğitim almıştır. 1980’li yıllardan itibaren Bursa Devlet Tiyatrosu’nun emekçileri arasındadır. Seyircinin yeniden Bursa Devlet Tiyatrosu’na dönmesi için çözümü komedi oyunlarında bulur. Önce Turgut Özakman’ın Sarıpınar 1914, ardından Ray Cooney’in Karmakarışık oyunları sahnelenir. İlk oyunu Mustafa Kurt, ikincisini Kerem Atabeyoğlu yönetir. 

2013 yılında Genel Müdür olan Mustafa Kurt, aynı yıl Bursa’ya müdür olarak Arzu Tan Bayraktutan’ı (1973, Kahramanmaraş) atar. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi mezunudur. 

2014-2015 sezonunda, Moliere’in yazdığı, Malcolm Keith Kay’in yönettiği Hastalık Hastası, Sadık Şendil’in yazdığı ve Ali Düşenkalkar’ın yönettiği Kanlı Nigar oyunları şehrin tiyatro hayatında önemli bir aşamadır. Önce genç seyirci, ardından aileler tiyatroya gelmeye başlar. Bir oyunun başarısı, seyircinin diğer oyunları seyretmesi için teşvik olur. Bu başarıya ek olarak 2014 yılının Mart ayında Uluslararası Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali başlar. 

2015 yılında Arzu Tan Bayraktutan istifa eder. Yeni müdür Ömer Naci Topçu olur. Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuarı mezunudur. Artık kapalı gişeden bir adım ileri gidip, kapı pencere kıran oyun vaktidir. Nilbanu Engindeniz’in yazdığı Bana Mastika’yı Çalsana’yı Murat Atak yönetir. Biletler bir saatte tükenir. 100 kereden fazla sahnelenir, ama Kadıncıklar ve Kördöğüşü’nün rekoru kırılamaz. Mustafa Kurt 2018 yılında yeniden Genel Müdür olunca, Arzu Tan Bayraktutan da müdür olur. Bana Mastika’yı Çalsana repertuardan kaldırılır, yerine bir başka kapı pencere kıran oyun olan Haldun Taner’in yazdığı Keşanlı Ali Destanı sahnelenir. Yönetmen ise Bora Özkula’dır. 

Son söz; Bursa Devlet Tiyatrosu’nun diğer Devlet Tiyatrolarına benzemeyen bir tarihi vardır. Şehir değişirken tiyatroda etkilenmiş, badireler atlatarak bugünlere gelmiştir. 2019 yılı itibariyle tiyatronun oyuncu ve teknik eleman eksikliği kalmamıştır. 2000’li yıllardan itibaren, büyükşehir belediyesi, ilçe belediyeleri ve özel tiyatrolar en küçüğü 200 kişilik, en büyüğü 1600 kişilik olmak üzere, teknik imkânları da yeterli olan birçok tiyatro salonu inşa etmiştir. 

Bursa Devlet Tiyatrosu’nun kendine ait bütçesi yoktur. Oyun havuzu Ankara’daki Edebi Kurulun onayından geçerek hazırlanıyor, sonrasında bu havuzdan Bursa Devlet Tiyatrosu müdürünün seçtiği oyunlar Genel Müdürün onayına sunuluyor. Daha önce bahsettiğim gibi her şehrin kendi tiyatro tarihi ve sosyolojisi vardır. Her tiyatro kendi oyun havuzunu oluşturmalıdır. Tiyatro tarihi olarak Ankara’nın ilerisinde olan Bursa, merkezileşmenin olumsuz etkisi nedeniyle kendi çizgisini oluştururken zorluk çekmiştir. Her şeye rağmen Osmanlı’dan günümüze uzanan süreçte ulusal tiyatro örneği olarak dikkat çekmektedir.    

UĞUR OZAN ÖZEN

 

Fotoğraflar: Feyha Çelenk, Adnan Açıkdüşünenler ve Bora Özkula Arşivlerine aittir. 

 

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku