Nâzım Hikmet’in Taranta Babu oyunu geçtiğimiz günlerde Amasya ve Erzincan’da yasaklanmış ardından bir yasaklama kararı da Aziz Nesin’in Toros Canavarı oyununa gelmişti. Oyunu sahneleyen KTÜ öğrencileri Giresun Valiliği’nin yasağını bir başka oyunla halkla buluşarak aştı.
Oyun Sandalı ekibi tarafından sergilenen Nâzım Hikmet’in kaleminden Taranta Babu oyunu geçtiğimiz günlerde Amasya ve Erzincan’da yasaklanmış, ardından bir yasaklama kararı da Giresun Valiliği tarafından Aziz Nesin’in KOTA oyuncuları tarafından sergilenen Toros Canavarı oyununa getirilmişti.
Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencileri tarafından kurulan amatör tiyatro topluluğu KOTA, bugünlerde valilikler, kaymakamlıklar hatta müftülükler tarafından getirilen engellemeleri halkla buluşarak aşma kararı aldı. Daha önce hiç tiyatro oyunu gitmeyen köylere kendi yazdıkları Paravizyon oyununu götüren KOTA, 23 Temmuz Salı günü turnesine başladı. Artvin’in Kemalpaşa İlçesi’nin Köprücü Köyü’nde turneye başlayan topluluk, oyunlarına aynı ilçenin Akdere Köyü’nde devam etti. Düzenin kirliliklerine Paravizyon oyunuyla eleştirel bir yaklaşım getiren KOTA, halkla köylerdeki çay alım merkezlerinde buluştu. İşsizliğin, rüşvetçiliğin, basına yönelik sansürün, doğaya karşı işlenen yağma ve talan suçunun en ağır biçimde hissedildiği günümüzde bu konuları işleyen Paravizyon oyunu, köylülerin beğenisini kazandı ve çok olumlu tepkilerle karşılaştı. KOTA oyuncuları, köylülerden aldıkları olumlu tepkilerin yaptıkları işin değerini kanıtladığını söylüyor.
KOTA üyesi İsmail Eken, köylülerden gördükleri ilgiyi şu şekilde değerlendirdi: “Giresun’da oyunumuzun yasaklanmasının ardından, bu yasaklanmalara, basına yönelik sansüre, işsizliğe, Karadeniz’in güzel doğasına karşı işlenen tahribat ve talan suçlarına değinen eleştirel bir oyun kaleme almayı ve bu oyunu daha önce belki de hiç tiyatroya gitmeyen köylülerle buluşturmak istedik. Böylece Giresun’da karşılaştığımız engelin karşısında daha güncel bir eleştiri, durumun vahametini anlatmak için ancak yeterli olabilecekti. Provalarımızın tamamlanmasının ardından, ekipten arkadaşlarla her gün oyunu sahneleyeceğimiz köylere gittik, tek tek evlerin kapısını çalarak oyunumuza bütün köy halkını davet ettik. Tabi ki Karadeniz’in güzel insanları bizlere çaylarını ikram etti, bizi sofralarına oturttu. Oyunumuzu da köylülerin topladıkları çayları getirdiği çay alım yerlerinde oynuyorduk. Oyun başlamadan birkaç saat öne ekibimizle çay alım yerini temizleyip, elektrik ve diğer teknik işleri hallediyorduk. Seyirciler, oyunumuzu oynayacağımız çay alım yerinde dekor kurulduktan sonra daha prova alamadan alım yerini dolduruyor, biz de prova almadan oyuna başlıyorduk. Sonuç olarak oyunumuza yönelik köylülerin yoğun ilgileri, kahkahaları, alkışları, gerçekten yaptığımız şeyin değerini kanıtlar nitelikteydi. Özellikle geçtiğimiz günlerde hem Nazım Hikmet hem de oyununu defalarca sahnelediğimiz Aziz Nesin gibi usta yazarların valilik yasaklarına konu olduğu bir dönemde oyunlarımızı gidebildiğimiz bütün köylerde sergilemeye Karadeniz’de köy turnelerimize devam edeceğiz.”