Bahar Çuhadar yazdı: “Yok Aslında Birbirimizden Farkımız!”

editor

Bahar Çuhadar’ın Hürriyet gazetesinde yayımlanan yazısını okurlarımızla paylaşıyoruz:

Gaye Boralıoğlu hikâyelerinin aşina olduğumuz kadınsı mizahı, Kumbaracı50 oyuncularının aşina olduğumuz anlatıcı-oyuncu mizahıyla birleşiyor ‘Muamma’da. Üç kadın, dört hikâye, Sirkeci-Halkalı hattındaki trendeyiz… Hem oyuncuları izlemek hem de tiyatro salonlarıyla hasret gidermek için görmeye değer derim.

Kumbaracı50’nin salonunda alkış sesleri mekânın ortasındaki kolonlara çarpar, dolanır ve size geri gelir. 1.5 senedir dünyadaki tüm tiyatro mekânları gibi burada da o ‘yankılanma’ eksikti. Kumbaracı50 geçen hafta, prömiyerini pandemiden önce yapıp iki kere sahneleyebildikleri ‘Muamma’yı seyirciyle buluşturdu. 75 dakikanın sonunda alkışlarımız kolonların arasında dolanırken bu sesi ne çok özlediğimi fark ettim.

‘Muamma’, Gaye Boralıoğlu’nun ‘Hepsi Hikâye’ ve ‘Mübarek Kadınlar’ adlı kitaplarından ikişer öykünün oyunlaştırılıp ‘tek vücut’ bir kadın anlatısına dönüştürüldüğü bir iş. Gaye Boralıoğlu okurları bilir, yazar kadınların içlerinde kalmış kırgınlıklara ses verir öyküleriyle. İsmail Sağır’ın uyarlayıp yönettiği oyundaki kadınlar için de geçerli bu. Dört kadın, ilkin ‘Mi Hatice’yi anlatmak üzere karşımıza geçmiş gibi görünse de, her birinin kendi anlatacakları da var.

Sirkeci-Halkalı hattında gidip gelen bir trendeyiz. Ayşegül Uraz, Gülhan Kadim ve Sinem Öcalır’ın ‘anlatıcı oyuncusu’ olduğu üç kadın karakter; Boralıoğlu’nun ‘Japon İcadı’, ‘Muamma’ ve ‘Mutlu Son’ adlı hikâyeleriyle yolculuk ediyor. İstasyonları bir bir geçerken iletişimsiz bir oturuşla, kocası Sacit’le yolculuk yapan Hatice ise üç oyuncunun ortaklaşa anlattıkları ‘Mi Hatice’ öyküsünden çıkıp geliyor.

‘HAYATIN TAM GÖBEĞİNDE’

Boralıoğlu hikâyelerinin aşina olduğumuz kadınsı mizahı, Kumbaracı50 oyuncularının aşina olduğumuz bedenlerinin her uzvuna yayılan anlatıcı-oyuncu mizahıyla birleşmiş ‘Muamma’da. Tuhaf bir ifade olduysa bu; Mükerrem Bey’le uzun evliliğini anlatırken Gülhan Kadim’in gözlerine, ‘kaşınan sırtına bir türlü deva bulamayan’ genç kadını oynarken Ayşegül Uraz’ın yüz kaslarına, ‘mutlu sonu bulamayıp da kimseleri mutlu edemeyen senarist ve beyaz yakalı kadın’ Sinem Öcalır’ın ellerine dikkat kesilin. Daha anlaşılır olacak.

Hikâyeleri “Yok aslında birbirimizden farkımız” dercesine ortaklaştırarak iç içe geçiren uyarlama kurgusu, seyirciyi gündelik olanın mizahi hüznüyle buluşturan dramaturgi, oyuncuların ‘hareketlendirdiği’ trenin ritmine paralel akan rejisiyle bütünleşmiş bir oyun ‘Muamma’. ‘Mi Hatice’, kitabın aklımdan hiç silinmeyen öyküsüydü, oyunun da en güçlü parçası olmuş. ‘Mutlu Son’ ve ‘Japon İcadı’, metaforları etkili, oyuncuların performansı yüksek olsa da akışı bir parça zayıflatan öyküler olarak duruyor oyunda.

Hayatın tam göbeğinden, edebi bir dille yazılmış kadın hikâyelerini iyi oyunculardan izlemek için ayrı, yankılanan alkış sesiyle hasret gidermek için ayrı izlenmeye değer… Pandemi kısıtı sebebiyle boş kalan sandalyelere destek bileti almak da bir diğer seçenek…

MUAMMA
KUMBARACI50

Yazan: Gaye Boralıoğlu

Uyarlayan&Yöneten: İsmail Sağır

Oyuncular: Ayşegül Uraz, Gülhan Kadim, Sinem Öcalır

Ne zaman & Nerede: Bugün 18.00’de Kumbaracı50’de. (Yazın açık hava sahnelerinde olacak.)

Bilet fiyatları: Öğrenci 45 lira, tam 70 lira.

Süre: 75 dakika

BAHAR ÇUHADAR

Kaynak:https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/bahar-cuhadar/yok-aslinda-birbirimizden-farkimiz-41835124

 

 

0

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku