İzBBŞT’de yaşananlarla ilgili daha önce iki ayrı açıklama yaptık. Bu tür süreçleri sosyal medya üzerinden tartışmayı doğru bulmuyoruz ve o mecrada kullanılan dili taşıdığı düzeysizlik ve saygısızlık potansiyeli yüzünden hiç bir etik/politik duruşa da yakıştıramıyoruz. Bizler, Bağımsız Tiyatro Birliği içinde ve çevremizde süreci tartışıyoruz. Bazı ‘merhaba’lardan pandemi dönemindeki eyyamcılıklar yüzünden caymıştık, İzBBŞT tartışmaları sürecinde de başka bazı ‘merhaba’lardan caydık.
İzBBŞT kurucu Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten’e ne siyasi (ki siyaset bildiğimizin çok gerisine düştü) ne emek ne de liyakat bağlamında bir “normal”e denk geliyor. Yücel Erten, tiyatro tarihimizde onur ve gururla anılır ancak. Sanat hayatı boyunca dik duran, üretken, çalışkan, yerelde de ülke ve dünya çapında da başarılı yaratımlara imza atmış nadir tiyatro insanlarından biridir. İzBBŞT sürecinde de ve “benden sonrası tufan” demek yerine “her zaman, her yerde sanat için mücadeleye devam” diyerek mücadeleci tavrını ortaya koymuştur.
Unutulmamalıdır ki, Yücel Erten, hayatı boyunca bu ve benzeri mücadelelerden asla geri durmamış, taviz vermemiş ve yılmamıştır. Bugün de O’ndan geri durmasını, konuyu uzatmamasını beklemek abesle iştigaldir. Örneğin, 2011 – 2016 arasında tüm tiyatro örgütlerinin (Detis, Tobav, Kültür Sanat-Sen, Taksav, Tomeb, Tütib ve Bölge Birlikleri) katılımıyla Tusak’a karşı verilen mücadelenin en başında gelen isim Yücel Erten’dir. Rafa kaldırılarak olsa bile, bu hain planın durdurulması başarıdır ve bu ısrarlı mücadelenin önemini dahi kavrayamayacak olanlar için ibretliktir.
Neo-liberal savrulmuşluk ve kirlenmişliğin toplumsal hayatın her alanında teslimiyeti, çıkarcılığı ve eyyamcılığı beslediği bu dönemin piyasanın baş aktörleri, en çok akıldan, bilimden, liyakatten, onurdan, kararlı bir etik/politik duruştan korkuyorlar. Diğer yandan, bu tartışmayı meydana çıkmak, görünür olmak için bir fırsat olarak gören, “ne şiş yansın ne kebap” minvalinde açıklamalarıyla herkese hak veren “ortayolcu” duruşlarını sergileyenler hala mevzuunun özünü kavrayamıyorlar. Sürecin sanatın ve tiyatronun varoluşu için ne kadar kritik olduğu düşünüldüğünde, her iki yaklaşım da hoş görülemez!
Öte yandan, yaşamın her alanında olduğu gibi, sanat ve tiyatro alanında da, özü-sözü bir, doğrularını tavizsiz ve çıkarsız savunan, bunun için her daim en ağır bedelleri ödemiş, bu ülkenin yüz akı, onuru olan devrimcilere, kıt akıllarıyla kaçak güreştikleri köşelerinden kara çalan popülist ve liboş tayfa bilmelidir ki, korkaklıkları, hainlikleri, bencillikleriyle onları bekleyen, tarihin çöplüğünden başka bir yer değildir. Bugün yozlaşmaya ve karanlığa karşı kararlı ve cesur bir mücadele sürdürenler, vazgeçmeyenler, devrimciler, sapla samanı ayrıcak basirette ve hain güruhtan hesap soracak cesarettedir.
Son derece yakışıksız, asgari bir etik düzeyden ve saygıdan uzak bir tavırla görevden alınan Yücel Erten’in, tiyatronun kurucu Genel Sanat Yönetmeni olarak adının dahi İzBBŞT’den silinmesi bu tavrın varabileceği düzeyi göstermektedir. Tiyatro tarihimize adını altın harflerle yazdırmış bu bilge insanın adını karalamak ya da silmeye çalışmak, sizin haddiniz değildir! Anlaşılan şu ki; yanınıza ne kadar sözde tarafsız, masum ismi katmaya çalışırsanız çalışın, kendinizi bize tümden yok saydırmaya azimlisiniz.
Bu kargaşa içinde, bir yandan Yücel Erten’e yönelik sergilenen saldırgan tavrın vardığı seviyesizlik ve hadsizlik, diğer yandan sanatsal özerkliğe vurulan darbenin normalleştirilme çabaları, tiyatro tarihimizin önemli kırılma noktalarından birine işaret etmektedir. Bu türden kritik tarihsel eşikler, safların netleşmesine, tiyatronun dostlarıyla düşmanlarının belirginleşmesine zemin hazırlayarak öğretici olurlar. Yaşananları bu bağlamda değerlendiremeyenler ya derin bir aymazlık ya da açık bir ihanet içindedirler.
Yücel Erten, 68’ kuşağının mücadeleci, devrimci geleneğinden gelen yılmaz bir tiyatro neferidir. Bugün bu tiyatro neferinin yanında durmak, O’nunla birlikte tiyatromuza yönelik saldırıların önüne geçilmesi için direnmek, aynı zamanda bir onur mücadelesidir.
Çünkü, Yücel Erten tiyatromuzun onurudur!