Erişilmeyen Sanat

editor
1,9K Okunma
Contemporary Istanbul, yüksek bilet fiyatları ve tarihi mirasın otel haline getirildiği Tersane İstanbul’da yapılması nedeniyle hâlâ tartışılıyor. Eleştirmenler, “Sanata erişim, demokratik ve ekonomik olmalı” dedi.

Birgün gazetesinden Işıl Çalışkan^ın haberini paylaşıyoruz:

‘Sanat ne için var ve kime hizmet eder?’ sorusu son dönemde ülkede kültürel etkinliklerin yüksek bilet fiyatları nedeniyle sıkça sorgulanır oldu. Bu tartışma yalnızca ekonomik değil aynı zamanda kültürel ve toplumsal bir sorgulamanın da kapılarını araladı. Bunun son örneği Türkiye’nin uluslararası çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul’da yaşandı.

Kapılarını kapatmış olsa da tartışmalarla adından söz ettirmeye devam eden fuarın bilet fiyatları (tam 1250 TL, öğrenci 850 TL), sosyal medya platformlarında sanatın erişilebilirliği ve toplumsal adalet bağlamında önemli soruları gündeme taşıdı. Contemporary Istanbul’un ve ev sahipliği yapan kent sakinlerinin yaşam alanını rant alanına dönüştüren Tersane İstanbul’da yapılması da fuara dair ayrı bir eleştiri konusu oldu. Birleşik Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği Başkanı Süleyman Dündar, sanat eleştirmeni Ayşegül Sönmez, sanat eleştirmeni Aslı Uluşahin ve Sanat yazarı ve küratör İbrahim Karaoğlu ile yaşanan tartışmalara ilişkin konuştuk..

BİRAZ AKSİYON, HEMEN ŞİMDİ

Sanat eleştirmeni Ayşegül Sönmez, uzun bir aradan sonra Haliç’teki Tersane İstanbul’a gitmek için yola çıktığında, fuarın adresinin artık Rixos otel kompleksine dönüştüğünü gördüğünü belirtti.

Fuara katılan sanatçıların ve diğer katılımcıların, bu yeni düzenle birlikte sanat organizasyonlarının kamu alanlarını özel sermayeye açan bir araca dönüştüğünü vurgulayan Sönmez, “Kamuya ait kıyı alanlarının özelleştirilmesine daha ne kadar tanık olacağız?” sorusunu gündeme getirdi.

Sanat ve kültürün bu şekilde işlemesinin kabul edilebilir olmadığını belirten Sönmez, sanatçılar ve yazarların kent suçlarına karşı direnç göstermesi gerektiğini savundu. Sönmez, fuara katılan sanatçılara yönelik eleştirisinde “Bu yıl o fuara katılmasalardı ne kaybederlerdi?” diye sorarak, sosyoloji ve felsefe üzerine büyük sözler eden sanatçıların, pratikteki çelişkilerine dikkat çekti. Sözlerini “Biraz aksiyon hemen şimdi!” çağrısıyla noktalayan Sönmez, sanatçıları ve tüm kültür paydaşlarını daha duyarlı olmaya davet etti.

SANAT, KÂR HIRSINA SUNULUYOR

Sanat eleştirmeni Aslı Uluşahin ise “Tersane İstanbul” projesinin, kamuya açık olması gereken sahil şeridini çitleyerek endüstri mirasının gasp edildiği bir kent suçu olduğunu belirtti. Uluşahin, bu durumun Galataport örneğinde olduğu gibi Haliç kıyısını belli bir kesimin kullanımına sunduğunu ve “iktidar sermaye” işbirliğinin İstanbul’daki arsız bir örneği olduğunu ifade etti. Uluşahin, Contemporary Istanbul’un da aynı işbirliğinden güç alarak, herkesin erişim hakkı olan sanatsal üretimi “züppe” bir eğlence haline dönüştürdüğünü savundu. Sanatı piyasanın ve kâr hırsının hizmetine sunduğunu söyleyen Uluşahin, sanat dünyasının bu çifte suça karışmasının ve katılımcıların orada bulunmaktan hicap duymamasının düşündürücü olduğunu vurguladı.

Medya raporlarına göre, bu yıl fuara 50’den fazla sanat galerisinin katıldığı ve ziyaretçilerin ilgisinin yoğun olduğu aktarılırken, Uluşahin, alan kiralarının ve bilet fiyatlarının fahişliğinden yakınıldığını hatırlattı.

Uluşahin, bu durumdan nasıl çıkılabileceğine dair, üretim ve yaşam alanlarının işbirlikçilerin insafına bırakılmaması gerektiğini ve kültür politikalarının geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Sonuç olarak, kent suçlarına karşı yasalar çıkararak bu durumu aşmanın uzun bir yol olduğunu vurguladı. Ancak o zamana kadar, failleri suç mahallinde yalnız bırakmanın en azından bir çözüm olabileceğini ekledi.

GİRİŞ BİLETİ OLMAMALI

Birleşik Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği Başkanı Süleyman Dündar ise Contemporary Istanbul’un elitist bir yaklaşım sergileyerek, özellikle maddi varlığa sahip kişi ve kurumlara hitap ettiğini ifade etti. Dündar, bu önemli organizasyonun değerlendirilmesinin giriş bileti üzerinden yapılmasının anlamsız olduğunu vurguladı.

Dündar, fuar alanlarında beklenen etkileşim trafiğinin daha çok maddi gücü olan ziyaretçilerle sınırlı olduğunu, bu durumun da galeri sahiplerini memnun ettiğini dile getirdi. Ancak, bir ülkede en önemli unsurun “insanın maddi ve manevi ihtiyaçları” olduğunu belirterek, entelektüel bireylerin bu tür sanat organizasyonlarına maddi kaygı taşımadan ulaşabilmesi gerektiğini vurguladı.

Çağdaş sanatın, insanlığı ilgilendiren toplumsal ve küresel konulara odaklandığını hatırlatan Dündar, Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede çağdaş sanata erişimin hayati bir önem taşıdığını söyledi. Dündar, sanatçıların, galericilerin ve sponsorların yanı sıra, halkı ve özellikle gençleri de süreçte düşünmeleri gerektiğini ve bu kitleye ulaşabilecek çözümler geliştirmelerinin son derece önemli olduğunu ifade etti.

DEMOKRATİK VE EKONOMİK ERİŞİM

Sanat yazarı ve küratör İbrahim Karaoğlu da, sanat fuarlarının yalnızca ticari bir platform olmanın ötesinde önemli bir kültürel etkinlik alanı sunduğunu vurguladı. Fuarların odak noktasının sanatçıların sunduğu eserlerin çekiciliği ve katılımcılara sağladığı deneyim kalitesi olduğunu belirten Karaoğlu, sanat eserlerine demokratik erişim sağlanması ve izleyicilerle sanat arasındaki ilişkiyi dokunaklı bir karşılaşma üzerinden geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Koleksiyonerler ve alıcıların fuarlarla ilişkisini ticari bir bağlamda değerlendirirken, sanatseverlerin katılımının daha demokratik ve ekonomik bir erişim sağlaması gerektiğini vurguladı. Karaoğlu, fuarların, galeriler, koleksiyonerler, sanat eserleri, sanatçılar ve ziyaretçiler arasında en ideal işleyişi sürdürmesi gerektiği mesajını verdi.

Kaynak: https://www.birgun.net/haber/erisilmeyen-sanat-571896

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku