Nedim Saban yazdı: “Genco Erkal ile Güneşin Sofrasında”

editor
3,3K Okunma

Genco Erkal’ın vefat haberini, sabah güneşinin doğumundan birkaç dakika öncesinde, kendisine ait sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımla öğrendim. Ne yazık ki, kabullenmek istemeyerek beklediğim bir haberdi, ancak sadece gidişini değil, bizden götürdüklerini de kabullenmeyi red ederek, ateş alır gibi kaleme almak istedim bu “yaşatma” yazısını! Anma ve Veda sözcüklerini Genco Usta’nın devrimci görüşleriyle bağdaştıramadığım için, bir yaşatma yazısı diyelim buna!

EVET,  büyük ozan Nâzım Hikmet’i sahnede layıkıyla  yaşatmış olan onun,  Nâzım dizeleriyle “hoşça kal” demesi ölüme lirik bir anlam katabilir, ama, HAYIR , “ben  kavgamı kafamda götürüyorum” dizelerini kim yazarsa yazsın kabul etmem mümkün değil.

EVET, kendimizi “Güneşin sofrasında, dostların arasında” olduğu düşüncesiyle avunabiliriz, EVET,  bir zamanlar işçi kollarını örgütleyerek bir şeftalinin bin şeftali olması kavgasını veren Dostlar Tiyatrosu’nun serüveninde bir bir içe dönüş olduğunu düşünebiliriz, ancak HAYIR, bu kavganın kafada götürülmesine dayanmaz yüreğimiz! Artık güneşin sofrasında dost kalmadığı düşüncesine teslim olmak, Dostlar Tiyatrosu‘nun, biraz daha  öksüz kalmış dostlarına yaraşmaz!   

Çok eskiye, 1980 darbesi sonrasında, Dostlar Tiyatrosu’nun sığındığı Baro Han’da bir şeftaliyi bin şeftali yapmaya çalıştığımız sokak tiyatrosu provalarımıza dayanıyor tanışıklığımız. Bugün ölüm haberiyle yüzleşmek nasıl kolay olmadıysa, jetonlu bir telefondan, oyununun yasaklandığı haberini  vermek de kolay olmamıştı. Biz “Bir Şeftali Bin Şeftali” çalışıyorduk, kapı çaldı, jandarmadan oyun yasaklama haberi geldi. Manevi çöküş kadar, o dönem telafisi zor bir maddi zarar da yaratacaktı bu durum, o gün Işık Yenersu yetişti imdada. Her Cumartesi muhteşem okuma tiyatroları düzenleyerek ayakta durdu tiyatro. 

Devrimciler güçlü kuvvetli görünür ama kırılgandırlar. Belki de bu yüzden, Genco Erkal’ın dostluğunu kazanmak kolay olmamıştı. Mesafeli dururdu insanlara. Aydın Doğan Ödülü’nü aldığı ve tüm  maddi geliri Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışladığı gün, bu ustanın yanında olmalıyım düşüncesi daha da ağır bastı. Annesi, bir zamanların ünlü modacısı Nebahat Hanım aile dostumuzdu, Nebahat Hanım’ın kaybında ve ardından, turneden koşa koşa gelip, Macide Tanır’ın cenazenin kalktığını gördükten sonra gerçek bir hüzün yaşadığını uzaktan gözlemlediğim Erkal’ın ne büyük bir yüreğe sahip olduğuna tam olarak inandım. 

Belgeselinde, kendisini başka kimsenin anlatmasını istemeyen Genco Abi, arkasından benim yazmamı ister miydi, bundan emin değilim.  Akademik yolculuğumda, bir öğrenci hassasiyetiyle, yolculuk duraklarının her birinin,  Robert Lisesi, Genç Oyuncular, Ankara Sanat Tiyatrosu, Dostlar Tiyatrosu’nun değerini kavramış olmamın sonucunda, O’ndan aldığım “bir meslektaşımla tiyatro konuşmak iyi geldi” mesajı değerli bir ödül ağırlığı taşır bende. Duygusal yolculuğumda ise, O’nun istiridyenin içindeki inci olduğunu söyleyerek, tutkulu olduğu deniz imgesiyle tanımlayabilirim hassasiyetini! 

Bu duygularla uğurluyorum ustamı! Oynadığı “Bir Delinin Hatıra Defteri”, sadece Türkiye’nin değil, Fransa Tiyatrosu’nun da ilk tek kişilik oyunudur ve  EVET, şunu çok iyi biliriz ki, O hepimizin içindeki delinin hatıraları, bir içe kapanışın değil, toplumsal belleğin izlerini taşır.   

Genco Erkal’ı sahnede ilk izlediğinizde büyülenir, ikinci izleyişinizde kendisini tekrar ettiği sanrısına kapılarak büyük bir günah işler, tekrar tekrar izlediğinizde, soluklanırdınız. O’nu alkışlamakla ödeyemezdiniz borcunuzu, tiyatrodan çıktığınız anda kavgasını kafanızda taşımaya başlardınız. Seyircisi  olarak kalmaz, kavga arkadaşı olmak isterdiniz. 

Sanki 27 Mart’ın Dünya Tiyatro Günü olarak belirleneceğini önceden duyumsamış gibi, 28 Mart’ta doğmuştur Genco Erkal. Bunun sadece  bir rastlantı olmadığını anlamak için, O’nun vücuda getirdiği Galileo’ya tutun dürbünü. Öldüğü gecenin karanlığına değil, armağan ettiği kavgayla yaşatın O’nu! 

Tiyatroda bir söz vardır; ışığı almasını bilmek, aydınlığın kendisi kadar önemlidir.

NEDİM SABAN

Ustanın ölümünden 6 saat sonra 

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku