Kumbaracı50’nin 6-18 Kasım haftası programı açıklandı. Program şöyle:
|
Çember’in Anası, yenilmişlere ve susturulmuşlara adanmış tuhaf bir hikaye. Babil’de kendini kraliçe ilan eden ve Çember adını verdiği yeraltı gettosunda neşeyle hüküm süren Semiramis, Babil Kulesi’nin yıkıldığı gece Çember’de saklanarak halkını ve ailesini koruyabileceğini düşünmektedir. Fakat Semiramis için esas tehlike yıkılan Babil Kulesi değil, yüzleşilmemiş günahlardır. Yazan / Yöneten: Burçak Çöllü Oynayanlar: Ayşegül Uraz, Ceyda Akel, Gülhan Kadim, İbrahim Arıcı, Meriç Rakalar, Murat Kapu, Sevil Akı, Tolga İskit |
|
Matrak, dinamik ve sımsıcak bir oyun. Hikaye iklim krizinden yola çıkarak dallanıp budaklanıyor. Melih, Cevdet ve Orhan’ın kendi hikayelerinin de iç içe geçtiği, üç kişinin oynadığı çok kalabalık bir oyun. Oyun başlar başlamaz seyirci kendini o çok bildiği mahallelerden birinin içinde buluyor. Melih, Cevdet ve Orhan kendi dertlerine Dünya gezegeninin de derdini eklediğinde ortaya çıkan kaos oyun boyunca devam ediyor. Yazan: Volkan Çıkıntoğlu |
|
“Ben Baran. Diyarbakır Dicle Bozovalıyım.-lıydım. Benim mesleğimi öğrenmişsinizdir. Jigolo.. olarak. Yani para veya hizmet karşılığı bir kadına eşlik eden kişi. Eşlikçi.” Baran, hayatta kalma mücadelesinin çoğunu jigololuk yaparak geçirmiş ve pek çok işe girip çıkmış, en azından poşete koyup yanında götürebileceği bir mutluluğu arayan, ama bunu herkes için dileyen hassas bir genç. İşlemediği bir cinayet sebebiyle gençliğinin on senesini hapiste geçirmiş, ancak çocuk yaşta işlediği bir suç sebebiyle de kendini affedemeyen, bununla birlikte hemen herkesi, onu hapse gönderenleri dahi bağışlayabilen bir kalp. “Bir tek dileğim var, mutlu ol-un yeter.” Yazan: Sıla Erkan |
|
Oyun, bir çağrı merkezinde geçiyor. “Hatırlatma Merkezi”nin şikâyet bölümünde, biri uzun zamandır çalışan, diğeri yeni işe başlayan iki kişinin gece vardiyası sırasında, çağrı sisteminde işler karışır. Buldukları çözümler ve cevaplar; gerilim ve mizahın iç içe geçtiği yüksek tempolu bir gece sonunda, onları çarpıcı bir gerçeğe ulaştırır. Yazan: Yiğit Sertdemir Oynayanlar: Gülhan Kadim, Yiğit Sertdemir |
|
“Senin hatan. Uçursaydın şarkılarını. Kim dedi sana, kalbinde zapt et, diye.” İşgal altındaki İstanbul’da, bir zamanların şöhretli şairesi Şehvar Hanım’ın yalnız hayatı, bir ziyaretle değişir. Eski hizmetçisi Sabriye onu yoklamaya gelmiştir, üstelik yanında anılar, hikayeler, insanlar, şiirler, şarkılar, en çok da şarkılar vardır.” *Oyunda geçen “Nazar Et” dörtlüğü Şehvar karakterine ilham olan Şair Nigâr Hanım’ a aittir. Yazan ve Yöneten: Burçak Çöllü Oynayanlar: Ayşegül Uraz, Gülhan Kadim |
|
Absürd Tiyatro’nun öncü yazarlarından IONESCO’nun 1951’de yazdığı “Ders” oyununda; hizmetçisiyle birlikte yaşayan bir öğretmenin evine, özel ders için yeni bir öğrenci gelir. Oyun, diyaloglar, ilişkiler hiç de beklendiği şekilde ilerlemez. Kimsenin aslında özgür olmadığı bir dünyada hem öğretmenin hem de öğrencinin ezberlere sığındığı, şiddetin bir farsa dönüştüğü, farsın içindeki şiddeti kustuğu ve bizim kendimizle yüzleştiğimiz bir hayat hikayesi. Bizim hikayemiz. Tıpkı oyunun karakterleri gibi döngüsel bir ‘oyunda’ aynı daireleri çizerek yaşıyoruz. Hepimizi bir diğerinin celladı haline getiren bir sistemin acıklı komik kuklalarıyız. Kahkahanın sefil tarafı hayatımızın özeti. Ders’e hoşgeldiniz. Yazan: Eugène Ionesco |
|
Annesinin ölümünden sonra annesine ait eşyalarla ne yapacağını bilemeyen bir kadın, cenazeden bir hafta sonra eşyaları mezat yoluyla satmaya karar verir. İlk defa mezatta satış yapan kadın karşılaştığı eşyalar ile hem geçmişini hem de unuttuğu hatıralarını anımsamaya başlar. Bu ilginç mezat; eşyalar, geçmiş, bugün ve hikâyeler aracığıyla bir kadının kendisini yeniden tanıma ve tanımlama oyununa dönüşür. Yazan: Yaşam Özlem Gülseven Oynayan: Tuğba Sorgun |
|
Kasım KonuklarıBaran / Apartman Sahne |
|